Diyanet İşleri Başkanlığının umre ile ödüllendirdiği madde bağımlılığından kurtulmaya çalışan ve tedavilerinin son aşamasında bulunan 40 genç, kutsal topraklardan dönüşlerinde Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez tarafından kabul edildi.

Görmez tarafından kabul edilen gençler, kutsal mekanlarda yaşadıklarını ve duygularını paylaştı.
Görüşmede gençlere tek tek söz veren Görmez, gençlerin umrede neler hissettiklerini sordu. Katılımcı gençlerden biri, ilk kez umreye gittiğini belirterek, Kabe'yi gördükten sonra ona olan özleminin daha da arttığını dile getirdi.

"Ayaklarımızın altı şişene kadar tavaf yaptık"

Kabe'de tavaf ibadetini gerçekleştirdiklerini anlatan gençlerden biri "Ayaklarımızın altı şişene kadar tavaf yaptık" dedi.

Gençler umreye gitmeden önce onlarla yaptıkları görüşmede bahsettiği "6 yolculuğu" hatırlatan Görmez, "İçe yolculuk, ahirete yolculuk, tarihe yolculuk, kardeşlerimize yolculuk, Kabe'ye yolculuk ve Kabe'nin Rabb'ine yolculuk" diye sıraladığı bu yolculuklardan hangisinden daha çok etkilendiklerini sordu.

Bunun üzerine söz alan bir katılımcı genç, umrede yaşadığı bir anekdotu paylaştı. Mescid-i Nebevi'ye giderken biraz dolaştıklarını belirten genç, şöyle konuştu:

"Yolda yürürken bir misk kokusu geliyor. Yaklaştıkça koku artıyor. Yeşil Kubbe'yi tam görmedim. Girdik Mescid-i Nebevi'ye, pervaneleri görünce o koku bundan geliyor diye düşündüm. Yaklaştım, bu değil dedim. Kaynağı buldum. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemi ziyaret bambaşka. Efendimiz buradan geçti mi, burada namaz kıldı mı? İnsan her tarafı öpmek, yüzünü sürmek istiyor. Düşündükçe 'Bana yazıklar olsun' diyorum. Hayatımda bu kadar boş alan var. Kabe, Allah-ü Zülcelal ile buluşma yeri. Normalde eski halimizde olsa, biri gelse çarpsa, niye omuz atıyorsun diye tartışırdık. Orada bir kardeşim bana çarptı, dilinden anlamıyoruz ama yüz yüze gelip tebessüm ediyoruz. Kalpler 'Allah' diyor ya..."

Söz alan AMATEM Manisa Şubesinde görevli bir yetkili ise "eski bir sokak çocuğu ve eski bir bağımlı" olduğunu anlattı. 

Hristiyan dinine mensup iki yardım grubundan bahseden yetkili, bu grupların dünya geneline yayıldığını ve Türkiye'de de faaliyet gösterdiğini dile getirdi. Yetkilinin Diyanet İşleri Başkanlığının da bu alanda çok daha önde olmasını önermesi üzerine Görmez, "Sizi bundan sonra gönüllü yardımcılarımız kabul ediyoruz" dedi.

"Açık bir kafesin içindesiniz"

Kabul sonrasında konuşan katılımcı bir genç, uyuşturucu bağımlısı gençlere şöyle seslendi:
"Uyuşturucu batağına düşmüş değerli kardeşlerime söylüyorum, siz Allah katında çok değerlisiniz. Bugün devletimizin, Diyanet İşleri Başkanlığının çeşitli alanlarda faaliyetleri var. Açık bir kafesin içindesiniz, kurtulmak istiyorsunuz ama o kafesin içinden çıkamıyorsunuz. Bundan kurtulmanın tek yolu ilim meclislerine, manevi ortamlara ve iyi arkadaşların yanına sürekli ve daimi olarak gitmek."

"Mucizevi bir şeyi gerçekleştirdik"

Bir başka katılımcı genç ise kendilerinin "mucizevi bir şeyi gerçekleştirdiklerini" belirterek, umreye hayatları boyunca gidemeyeceklerini, bu nedenle umreye gitmelerine vesile olanlara teşekkür etti. Genç, üç sene öncesine kadar sokakta uyuşturucu kullanan biri olduğunu kaydederek, "Evime gitmeyen, ailevi değerlere önem vermeyen biriydim. Bunu yaparken içimizde Allah korkusu vardı zaten. Şeytanın verdiği vesveseler vardı. Bir şeyler yapmak için birilerinin mutlaka elinizden tutması gerekiyor" ifadesini kullandı.

Genç, uyuşturucuyu bırakamayan gençleri ise şöyle uyardı:
"Onlara şeytanın verdiği bir vesvese var. 'Siz bu uyuşturucuyu bırakamazsınız' diye... Allah'a yönelip iki rekat namaz kıldıkları zaman güzel şeyler yapabilirler. Umreye gitmeleri ve o manevi duyguyu tatmaları lazım. Orayı anlatmak imkansız, yaşamak ve görmek lazım. Genç uyuşturucu kullananlara değil de kendimize bakmamız gerekiyor. Onları dışlamak yerine onlara nasihat etmek, onlara bir şeyler anlatmak, sorunlarını ve dertlerini dinlemek."

aa