Umurunda mı dünya?

Çocukluğumda “Kaygısızlar” adında izlediğim bir dizi vardı.

Ercan Yazgan’ın başrolde oynadığı ve Memnun Kaygısız karakterini canlandırdığı bu dizide, Memnun Kaygısız’ın 3 tane karısı, 36 tane de çocuğu vardı.

Dizide, Kaygısızlar ailesinin ne başını sokacağı bir ev ne de aile reisi Memnun Kaygısız’ın adam akıllı bir işi vardı. Elinde gofret avare avare gezen bu adamın ne kendi geleceği ne de çocuklarının geleceği umurunda değildi.

Eşleri yevmiye ile evlere temizliğe giderdi. Çocukları ise trafik ışıklarında cam silerek harçlığını çıkarmaya çalışırdı.

İş yok, para yok, pul yok, ev yok, araba yok. Yok oğlu yok. En kötüsü de bunları düşünüp kaygılanacak bir adam yoktu dizide. Adı üstünde, “Kaygısızlar” dı.

Şimdi günümüzde de bazı insanlar üzerinde bir kaygısızlık almış başını gidiyor. Ne bu dünya umurunda insan oğlunun ne de ahiret… Hadi bu dünyanın umurunda olmaması bir yerde insanı kurtarır. Günler geçip gider, bir gün aç bir gün tok yaşayıp gidersin. Ya ahiret kaygısızlığı ne olacak?

“Dini ve imanı hakkında, (Sonum ne olur) diye söğüt yaprağı gibi titremeyenin sonu tehlikelidir” buyrulmuş. Peki Müslümanlar nereye koşuyor?

Peynir ekmek gibi kul hakkı yeniliyor. Kimsenin kimseye saygısı, tahammülü kalmamış. Cinayetler, geçimsizlikler, kavgalar almış başını gidiyor.

Mesela ezanlar okunuyor, insanlar kılını kıpırdatmıyor. Kahvehaneler dolmuş taşmış. Okey seslerinden kahvehanelerin önünden geçilmiyor.

Camilere baktığımız zaman yüzde 90’ını yaşlı cemaatin oluşturduğunu görüyoruz. Beynamazların savunması hazır: Benim kalbim temiz. Namaz kılanların kirli ya, temizlensin diye kılıyorlar.

Oruca gelelim. Niyetli misin diye soruyor adam arkadaşına, iyi niyetliyim cevabını alıyor. Ya oruç tutanlar? Onlar kötü niyetli mi? Bir an önce iftar olsun da adam kesmeye gidelim düşüncesindeler sanki.

Bayrama sayılı günler kaldı. Şimdiden tüm okurlarımın ve İslam aleminin Ramazan Bayramını kutluyorum. Allah, mazlumların zulüm görmediği, kimsenin vatanından edilmediği, kardeşlik içinde yaşayabileceğimiz bir dünya nasip etsin.

Orhan Veli’nin kısa bir şiiri var. Çok kısa ama çok anlamlı bir şiir. Vurdumduymazlık, kaygısızlık bu kadar güzel anlatılamaz. Zaten şairlik bu değil midir? Az sözle çok şey anlatmak.

Buyurun, bu hafta da “Cımbızlı Şiir” ile bitirelim yazımızı:

Ne atom bombası,
Ne Londra Konferansı;
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna;
Umurunda mı dünya!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.