Çoğumuzun haritadaki yerini dahi bilmediği, dünyanın en yüksek dağı Everest'in bulunduğu ülke olan Nepal'deki Müslümanlar, Kurban Bayramı'nı buruk geçiriyorlar. Ülkedeki 1 milyon 200 bin Müslümanın neredeyse tamamının yaşadığı Biratnagar şehrine yaptığımız ziyarette kardeşlerimizle bayramlaştık ve dertlerini dinledik. Üç insandan birinin yoksulluk sınırının altında yaşadığı Nepal'de, Müslümanlar nüfusun yüzde 4.5'ini oluşturuyor.

 

 

Nepalli Müslümanlar, Hindu ve Budistlerin yönettiği ülkede tarih boyunca ezilmişler ve dışlanmışlar. Budizm'in ilk olarak Nepal'de doğduğunu da hesaba katarsak bölgede bu dinlerin gücü ortaya çıkıyor. Kur'an'ın Nepalce'ye çevrilmesine daha yeni izin verilen ülkede, Müslüman olmanın değerini buradaki insanlarla tanışınca daha iyi anlıyoruz. Kast sistemiyle idare edilen ülkede İslamiyet'i seçen Nepalliler, gerek ailelerinden, gerekse toplumdan dışlanmışlar ve her türlü haktan mahrum bırakılmışlar. Eğitim hakları ellerinden alınan, devlet dairelerinde ve kamu kuruluşlarında çalışmalarına izin verilmeyen Müslümanlar, her türlü baskıya rağmen ayakta kalmayı başarmışlar.

 

 

Ziyaul Ulum Medresesi'nin bin 500 öğrencisi, Kur'an, fıkıh, tefsir derslerinin yanısıra Nepalce ve İngilizce dersi görüyorlar. Öğrenciler 12 yıl boyunca aldıkları eğitimin sonunda Hindistan'daki ilahiyat fakültesinde eğitimlerine devam ediyorlar fakat aldıkları diplomalarıyla iş bulup çalışamıyorlar.

 

 

Arife günü ziyaret ettiğimiz, Biretnagar'ın Nurpur Bölgesi'nde İHH'ya yardım yapan hayırseverlerin destekleriyle kurulan Ziyaul Ulum Medresesi'nde tanıştığımız Nepal Komünist Partisi milletvekili Zakir Hüseyin, 'Nepal'deki Müslümanların en büyük sorunu, hala bir Müslüman kimliklerinin olamayışıdır. Medreselerimizde, ilahiyat fakültelerimizde aldığımız eğitim ile aldığımız diplomalarla bir işe girip çalışamıyoruz. Meclisteki 19 milletvekilinin 1.5 sene önce bir araya gelerek oluşturduğu komisyon ile yeni yazılacak anayasa da bu hakkımızı elde etmeye çalışıyoruz' diyor.'

 

Yeni Şafak