Ümmet-i İslâmiyenin ahkâm-ı diniyede gösterdiği ihmalin en mühim sebebi

Ümmet-i İslâmiyenin ahkâm-ı diniyede gösterdiği ihmalin en mühim sebebi

Demek, şeriat kitapları, birer şeffaf cam mâhiyetinde olmak lâzım gelirken

Risale Haber-Haber Merkezi

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Sünûhat adlı eserinden bölümler)

1 وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُوا 

2 الۤمۤ - ذٰلِكَ الْكِتَابُ لاَ رَيْبَ فِيهِ هُدًى لِلْمُتَّقِينَ 

Kur’ân’ın hâkimiyet-i mutlakası

Ümmet-i İslâmiyenin ahkâm-ı diniyede gösterdiği teseyyüp ve ihmalin bence en mühim sebebi şudur:

Erkân ve ahkâm-ı zaruriye—ki yüzde doksandır—bizzat Kur’ân’ın ve Kur’ân’ın tefsiri mâhiyetinde olan sünnetin malıdır. İçtihadî olan mesail-i hilâfiye ise, yüzde on nispetindedir. Kıymetçe mesail-i hilâfiye ile erkân ve ahkâm-ı zaruriye arasında azîm tefavüt vardır. Mesele-i içtihadiye altın ise, öteki birer elmas sütundur. Acaba doksan elmas sütunu on altının himayesine vermek, mezc edip tâbi kılmak caiz midir?

Cumhûru, burhandan ziyade, me’hazdeki kudsiyet imtisale sevk eder. Müçtehidînin kitapları vesile gibi, cam gibi Kur’ân’ı göstermeli; yoksa vekil, gölge olmamalı.

Mantıkça mukarrerdir ki, zihin, melzumdan tebeî olarak lâzıma intikal eder ve lâzımın lâzımına tabiî olarak etmez. Etse de, ikinci bir teveccüh ve kasıtla eder. Bu ise gayr-ı tabiîdir.

Meselâ, hükmün me’hazı olan şeriat kitapları melzum gibidir. Delili olan Kur’ân ise, lâzımdır. Muharrik-i vicdan olan kudsiyet, lâzımın lâzımıdır.

Cumhurun nazarı kitaplara temerküz ettiğinden, yalnız hayal meyal lâzımı tahattur eder. Lâzımın lâzımını nâdiren tasavvur eder. Bu cihetle, vicdan lâkaytlığa alışır, cumudet peyda eder.

Eğer zaruriyat-ı diniyede doğrudan doğruya Kur’ân gösterilseydi, zihin tabiî olarak müşevvik-i imtisal ve mûkız-ı vicdan ve lâzım-ı zâtî olan kudsiyete intikal ederdi. Ve bu sûretle kalbe meleke-i hassasiyet gelerek, imanın ihtaratına karşı asamm kalmazdı.

Demek, şeriat kitapları, birer şeffaf cam mâhiyetinde olmak lâzım gelirken, mürur-u zamanla, mukallitlerin hatâsı yüzünden paslanıp hicap olmuşlardır. Evet bu kitaplar, Kur’ân’a tefsir olmak lâzımken, başlı başına tasnifat hükmüne geçmişlerdir.

1 : “Allah’ın ipine hep birlikte sımsıkı sarılın; ayrılığa düşüp dağılmayın.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:103. 
2 : “Elif lâm mim. Şu yüce kitap ki, onda asla şüphe yoktur. O, Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınanlar için bir yol göstericidir.” Bakara Sûresi, 2:1-2.

Devam edecek

ÖNCEKİ BÖLÜMLER

Bu Osmanlı ülkesinde büyük bir parlak nur çıkacak 

Cemaat-ı İslâmiye nazarını Kur’ân’a çevirmeli

Bir şahıs, kendi namına hazm-ı nefs eder, tefahur edemez Millet namına tefahur eder, hazm-ı nefs edemez

Filân adam fenalık etti, belâsını buldu

'Tanışın diye sizi milletlere ayırdık' ayeti böyle anlaşılmalı

Kudret çıkarıyor, kader giydiriyor, inayet besliyor

Küremiz hayvana benziyor, âsâr-ı hayatı gösteriyor

'Şehitlere ölü demeyin onlar diridir' ayetini Bediüzzaman böyle açıklıyor

'Kim masum birisini öldürürse bütün insanları öldürmüş gibidir' ayeti hakikattir

İhtirasına mani herşeyi, dünyayı ve insanları mahvetmek ister

Öyle zaman olur ki, bir kelime bir orduyu batırır

Sıfatın delâletinde şek var; imanın vücudunda da yakîn var

İnsan, bir taşın, hiçbirşeyin yaratılmasına muktedir olamaz

Hararette meratip, burudetin tahallülüyledir

Cemaat ferde rüçhanı olamaz

Haşirde bütün ruhların yaratılması bir sineğin yaratılmasından daha ağır olamaz

'Allah’ı bırakıp da birbirimizi rab edinmeyelim' ayetinin bir nüktesi

'Ölüden diriyi, diriden de ölüyü O çıkarıyor' ayetinin farklı bir tefsiri

Bir şahs-ı muhteris intikamla demiş ki

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.