Türkiye Dünya Rabia Günü'nde meydanlarda

Türkiye Dünya Rabia Günü'nde meydanlarda

Memur-Sen, Genç Memur-Sen ve Uluslararası Rabia Platformu öncülüğünde biraraya gelen sivil toplum kuruluşlarının, Tünel'den Galatasaray Meydanı'na yürüyüşleri başladı.

Mısır'da 3 Temmuz 2013'te seçimle işbaşına gelen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve hükümetine yönelik darbenin ardından Mısırlılar'ın iradelerine sahip çıkmak için Rabiatul Adeviyye ve Nahda meydanlarında yaptıkları gösteriler sırasında, 14 Ağustos 2013'te emniyet güçlerinin müdahalesiyle hayatını kaybeden binden fazla kişi, Dünya Rabia Günü'nde anılıyor. 
 
Uluslararası Rabia Platformu'nun Mısır'da gerçekleşen bu katliamı unutturmamak için ilan ettiği "14 Ağustos Dünya Rabia Günü" dolayısıyla İstanbul başta olmak üzere ülke genelinde çeşitli etkinlikler düzenleniyor. 
 
Etkinlikler kapsamında,  Memur-Sen, Genç Memur-Sen ve Uluslararası Rabia Platformu öncülüğünde sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla Beyoğlu Tünel'de saat 11.30'dan itibaren toplanmaya başlayan gruptakiler Galatasaray Meydanı'na doğru yürümeye başladı. 
 
Aralarında Mısırlılar'ın da yer aldığı gruptakiler Türk, Filistin, Mısır ve Suriye bayrakları ile üzerinde Rabia işareti ve Mısır'da darbe sonrasında yaşananların fotoğrafların yer aldığı dövizler taşıyor. 
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Mursi'nin fotoğraflarının yer aldığı pankartları da taşıyan gruptakiler, sık sık tekbir getirerek, çeşitli sloganlar atıyor.
 
Fehmi: Darbenin stratejik arka planı Mısır halkının iradesini kırmak
 
Mursi döneminin Mısır Milli Güvenlik Komitesi Genel Başkanı Rıza Fehmi, Rabia Platformu tarafından "14 Ağustos Dünya Rabia Günü" dolayısıyla Feshane'de düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, bu önemli programı Mısır darbesinin üzerinden geçen 1 yıllık süre sonunda tertip edenlere şükranlarını sundu.
 
Darbenin "Mısır hükümetinin, temiz, şeffaf, seçilmiş cumhurbaşkanını yalnız bırakmak ve bu şeffaf seçimleri engellemek" amacıyla yapıldığını anlatan Fehmi, şunları dile getirdi:
 
"Darbenin stratejik arka planını ifade etmek istersek, bir cümleyle Mısır halkının iradesini kırmak olarak niteleyebiliriz. Mısır ordusunu ve milli ordumuzun neden böyle bir darbeye destek vererek, Mısır halkının iradesini kırmaya çalıştığını anlamaya çalışalım. Mısır ordusunun bu darbeyi gerçekleştirmesinin arkasındaki asıl neden İsrail ordusunun, İsrail'in bölgedeki çalışmalarını daha rahat bir şekilde sürdürmesine yönelik bir faaliyettir. Mısır hükümetine sorulan iki önemli soru var. 1970'li yıllarda Camp David'le başlayan süreçle birlikte sorulan ilk soru 'Mısır'la yapılan anlaşmaları kesmek istiyor musunuz?' Genel anlamda verilen cevap, 'hayır'. Yine aynı şekilde 'İsrail hükümetiyle ekonomik ilişkilerin kesilmesini istiyor musunuz?' Yüzde 70-80 oranında verilen cevap, 'hayır'. Mısır halkı, özellikle İsrail ile ilişkilerin bu şekilde sürmesini istemiyor olduğunu açıkça ortaya koydu. Ama Mısır basını özellikle bu konuyu bir manada örtmek istiyor, İsrail ile ilişkileri devam ettirmek istiyor."
 
Mısır Devrim Konseyi Başkanı Maha Azzam da Türkiye ile Mısır halkının davası ve kaderinin bir olduğunu vurgulayarak, "Bu manada Türkiye Mısır'dır, Mısır Türkiye'dir" dedi.
 
Mısır'da katliamdan sorumlu olan kişinin sözde Cumhurbaşkanı Sisi ve İçişleri Bakanı İbrahim olduğunu dile getiren Azzam, Avrupalı hükümetlere de seslenerek, "Onların üstüne düşen görev, bu katliamı gerçekleştiren insanların uluslararası mahkemelerde yargılanmasını sağlamak, gereken ne ise onun uygulanması için çabalamaktır" diye konuştu.
 
AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.