Hilal ÇORBACIOĞLU

Hilal ÇORBACIOĞLU

Türkçe’den çakan var mı?

Dilimizi  mahfuz  etmek  gayreti son demlerde  ne kadar çok yaygınlaştı.Bu sevindirici bir gelişme olurken  bunun yanı sıra sadece  kalemlere  yansıyor  olduğu haleti 20. asrın başlarında 200 veya 300  binlerde seyreden  daha zengin kelime  ve kavram  hazinemizin  varlığının farkında  olmak ve dilimize yakın tutma şuurundan uzaklaşmamak vazifemizdir.Şuur kelimesi özellikle  seçilmiştir. Âkıl  kelimesine nazaran  daha geniş boyutlu, öte manası ve  önemi vardır.

Lakin  bu hakikatler hakikatle  kendilerini korurlarken şu  acı tablo cereyan ediyor karşımızda.Herşeyiyle  Avrupai hayat tarzını benimsemiş,kültürünün  yozlaşmasına katkıda bulunmuş,anlamsız iştiyakla  kendi dilimizden,değerimizden  utanma edepsizliğine düştük ve bu  haletle kompleksimizi durmaksızın körüklüyoruz.Kendi lehçemizi  görme hürriyetinden bile - yabancı bir dilin  bakkalımızın  bile  tabelasını işgal etmesinden dolayı  yoksun- almışız.

Artık;  ‘içerik, sorun, özgü, olasılık, olanak, varsayım’  gibi  yüzlerce kelimenin kullanılmasından  gocunmayacak duyarsızlığa eriştik. Hatta Batı menşe’li  ‘panel,ekonomi,sempozyum,sekreterya,kafeterya’ gibi  binlerce kelimeleri kullanmaktan öte sindirmişliğimiz  bunun yanı sıra  ‘coiffeur’i  berber’e   tercihimizin sebebi  dahi bilmemekteyiz. Senelerdir  ‘idareci’ kelimesiyle  tanıdığımız  ‘idareci’ yi ‘manager’le  değiştirmek  ‘sömürge ruhu’ndan  başka  hangi kelimeyle izah edilebilir.Tabelasını  ‘change office’ ‘charcuteire’  ‘restaurant’ ‘market’ ‘cafe’ saçmalıklarıyla süsleyerek  çağı ucundan  tuttuğunu zanneden  divane ne derece  düşürür  diliyle  kendini…

Kelimelerin  yerini değiştirme  zilletinin diğer boyutu ise kelimeleri ,özellikle kısaltmaları telaffuz edişimizdeki  komedi halet!. ‘Has Bilgi Birikim’in  kısa ismi HBB’yi ‘eyç bi  bi ‘ diye telaffuz ederken  nasıl gıdıklandı birileri  hiç düşündünüz mü? Bu gidişat  öyle bir yere  götürüyor ki bizi  alfabedeki harfleri çocuklarımıza öğretirken  ‘H’ harfini ‘eyç’ diye telaffuz ederken kendi anadilimizi kullanamaz haldeyken  nasıl öğretebiliriz  meçhul! TBMM’yi   ‘ti bi em em’ diyebilme  ihtimaline giderken  alfabenizde harf ahenginin  ahengini yitirmeleri için çaba sarfederken ,izzet ve haysiyetimizin  kaçıncı  değersizlik boyutlarında süründüğünü görebilmeyi denesek keşke.

Kültürde,sanatta,ilimde  birçok  alanda zirveleri  yakalayan  muhteşem  Osmanlı mazimiz ,Osmanlı  türkçesinden anlaşılır.Türkçemizin  Osmanlı’da kullanılan kavram hazinesini  bilipde  istifade etmezsek  varacağımız  nokta varmak istediğimiz nokta  olmayacaktır.Kökümüz sağlamsa,özümüz  varsa başkalarının  özlerine göz  dikmenin mantığı yoktur.

Yahya  Kemal  merhumun  Kocamustafapaşa  şiirindeki o muazzam mısraları hatırlayalım.
‘Derler insanda derin bir yaradır  köksüzlük
Budur  alemde hudutsuz  ve hazin öksüzlük!’

Yabancı  dille, yani  ‘Amerikan  İngilizcesi’ yle eğitim,milletin,dilimizin,kültürümüzün  bekası açısından  ‘hıyanet-i vataniye  ayarında’ ve Prof. Oktay  Sinanoğlu'nun taşıdığı endişeleri  haklı  kılacak tehlikeli faaliyettir.

Batı'da yetişen son 300 yılın en geç Profesörü ünvanını alan bir rekortmen iki kez Nobel'e aday olmuş, ABD Bilim ve Sanat Akademisi'nin ilk ve tek Türk üyesi hocamız  "Her halde bizim kadar çabuk ve sık, istakozun kabuk değiştirmesi gibi dil değiştiren bir millet olmamıştır " diyor dramatik tabloyu idrak etmişliğin  bilinciyle… Bir New York Rüyası - Bye bye Türkçe" başlığını taşıyan kitabının ilk bölümünde.. Ve devam ediyor: ‘‘Neredeyse bir nesil içinde Osmanlıca'dan Öztürkçe'ye, oradan "Anglomanlıca" diye tabir edeceğim yeni garip dile geçtik. Türkçe terimlerin yerine, garip "Anglomanlıca" sözlerin kullanılmasının adet olduğunu söyleyen yazarın bu sözcüklere verdiği örneklerden bazıları şöyle : vekiller>milletvekili>parlamenter matbuat>basın yayın>media muhaberat>iletişim>kominikasyon içtimai>toplumsal>sosyal kanuni>hukuki>yasal>legal mesele>sorun>problem> azami>ençok>maksimum faaliyet>etkinlik>aktivite teşkilat>örgüt>organizasyon vs…’’

Anadilimizi korumayı becerememişliğimizin, iki -üç kuşak sonrasının kullanacağı dil türkçemizin akıbeti; " Anglomanlıca"(!)...Dilimizi bilmeyen ve onu kaba-saba  sınıfına sokan  nazik(!) anlayış  sahibi insanlar  gafletlerini  ipleriyle  bizi fark etmeksizin  karanlık  kuyulara  indirmektedir.

Cümlemize  binen ,sindirdiğimiz öyle komik  lafızlar varki birkaçını doğrusuyla zikretmek sorumluluğunda beyan ederiz;

Anlamsız (absürd), arkadaş (partner), büyük(mega), itibar (prestij), dış (aut), köşe (korner), merkez (center), meslek (kariyer) mevsim (sezon), simsar (broker), sonuç (skor), takdir (reyting), temel (baz) torba (poşet), iki katlı (dubleks), üç katlı (trıbleks), varış (finiş), yabancı saha (deplasman), yıldız (star) anlayış (mantalite), delil (argüman), baltalama (sabotaj), edebiyat (literatür), faydacılık (pragmatizm), gerginlik(stres)hayal(ütopya) ilk örnek(prototip) karşılık(kaos) uzlaşma(konsensüs) dizüstü(lap top) tıklamak(kliklemek) aralık(periyot) teşvik(motive) birim(departman)

Bu kelimelerin  kaçını kaçımız sığıştırmadık ki dilimize.Her insan  bir dünyaysa ve etki konusunda sorumluluğu varsa ne diye yapacağımız ufak tefek şeyler olmasın ki..! Örneğin  ‘‘artık  alışverişimizi  ‘bilmem ne hyper market’ ten satın almak  yerine ‘‘…bakkaliyeden ’’ alabilirken bundan sonra dostlarımızla  çıtkırıldım sohbetler yapmak için ‘cafe’lere ‘takılmak’ yerine  çay bahçelerinden birine gidebiliriz. ’’Gittiğimiz çay bahçesinde de nescafe ,capuccino, expresso, ice tea içmek yerine  buzlu çay,sütlü kahve içebiliriz supangle, prefiterol, tramisa, cheesburger yerine sucuklu tost, kaşarlı tost, karışık tost yerken…Ve dilimizle birlikte incelebiliriz ne dersiniz? Ver belki de böylece ‘türkçe’den’ biraz daha çakar hale geliriz(!)…Bol türkçe’li günler diliyorum…

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.