Türk Kızılayından Orta Afrika açılımı

Türk Kızılayından Orta Afrika açılımı

Türk Kızılayı Genel Müdürü Güllüoğlu, Orta Afrika Cumhuriyeti'ne yardım ulaştırmak için çalışmalara başladıklarını söyledi.

Esra Altınmakas - Duygu Can'ın haberi:

Türk Kızılayı Genel Müdürü Dr. Mehmet Güllüoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eski Fransız sömürgesi Orta Afrika Cumhuriyeti'nin, Müslüman, Hristiyan ve diğer dinlerden insanların birlikte yaşadığı bir ülke olduğunu söyledi.

Bağımsızlığını 1960'ta kazanan ülkede sıklıkla darbelerle iktidar değişikliğinin yaşandığına işaret eden Güllüoğlu, şu anda yaşanan krizin ise bu şekilde başlamasa da Hristiyan ve Müslüman çekişmesine dönüştüğünü dile getirdi.

Toplam 4,6 milyon nüfuslu ülkede yaşayanların yaklaşık yarısının güvenlik ya da insani yardım koşulları açısından risk altında bulunduğunu vurgulayan Güllüoğlu, yaklaşık 1 milyon kişinin gerek ülke içinde gerekse başka ülkelere göç ettiğini bildirdi.

Kriz yaşanmasa da Orta Afrika Cumhuriyeti'nin genel durumunun iyi olmadığını vurgulayan Güllüoğlu, "Bu ülkedeki bir erkeğin doğuşta beklenen yaşam süresi 48, kadının ise 52. Türkiye'de ise erkek ve kadınlar için bu sayı 70'leri geçmiş durumda. Burası tipik bir Afrika ülkesi aslında. Yoksulluk, sağlık koşullarının kötü olmasının üzerine bir de kriz ile güvenlik riski eklenince durum daha da zorlaşıyor" ifadesini kullandı.

Orta Afrika Cumhuriyeti konusunda da geç kalınmaması gerektiğine dikkati çeken Güllüoğlu, şunları kaydetti:

"Ruanda, Orta Afrika Cumhuriyeti ile ilgili hep gündeme geldi. Çünkü belli bir dini, etnik grubun hedef alınarak, onların yok edilmesine, topraklarından sürülmesine, kalanların öldürülmesine sebep olabilecek bir kriz söz konusu. Nitekim ülkenin başkenti Bangui'de bu nispeten gerçekleşti. Belki ölü sayısı on binleri, yüz binleri bulmadı ama Müslümanlar başka şehirlere, ülkelere göç etmek zorunda bırakıldı. Bu etnik ayrımcılıktır. Temel insan haklarına aykırıdır. Ancak burada uluslararası toplum yine zayıf kalıyor, sesini çok çıkaramıyor."

"Ruanda gibi tepkisiz kalmıyoruz"

Türk yardım kuruluşlarının 1994'te Ruanda için bir şey yapamadığını anlatan Güllüoğlu, "Şimdi Orta Afrika Cumhuriyeti'nde silahlı mücadelenin de olduğu kriz yaşanıyor. İnsani dram gitgide yükseliyor. Ülkeye yardım ulaştırmak coğrafi ve lojistik açıdan zor ancak ihtiyaç büyük. Orta Afrika Cumhuriyeti, Ruanda olmasın derdindeyiz. Birçok zorluk olmasına rağmen artık Ruanda gibi tepkisiz kalmıyoruz. Bir ucundan tuttuk. Elimizden gelenin en fazlasını yapmak için gayret ediyoruz" dedi.

Güllüoğlu, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşlarla ABD gibi büyük devletlerin de Orta Afrika Cumhuriyeti'nde yaşananlara duyarsız kalmaması ve yardım ulaştırma konusunda girişimlerde bulunması gerektiğini ifade etti.

İnsani Yardım Platformu çalışmalara başladı

Krizlerde işin politik, siyasi ya da dini tarafından ziyade insani yardım ihtiyaçlarının karşılanmasının önemli olduğunu belirten Güllüoğlu, Türkiye'nin Orta Afrika Cumhuriyeti'ne yardım hazırlıklarını anlattı.

Güllüoğlu, ülkeye komşu Çad, Kamerun, Kongo ve Sudan'a giden mülteciler ile ülke içinde göç eden nüfusla ilgili çalışmalar gerçekleştirdiğini dile getirdi.

Türkiye'nin bazı diplomatik girişimlerde de bulunduğunu ve ülkede barış sağlanmasına yönelik görüşmeler yaptığını bildiren Güllüoğlu, ülkedeki ihtiyaç sahiplerine yardım için Türk Kızılayı, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, İHH İnsani Yardım Vakfının da aralarında bulunduğu kurumlar ile sivil toplum kuruluşlarının "İnsani Yardım Platformu" adı altında çalışmalar yürüttüğünü söyledi.

Platformun Orta Afrika Cumhuriyeti'ne yönelik yardım kampanyası hazırlığı bulunduğunu da belirten Güllüoğlu, kampanyanın ismi, sloganı ve görsellerinin belirlenmesi için çalışıldığını kaydetti.

Türk Kızılayı'nın Orta Afrika Cumhuriyeti Kızılhaç'ı ile irtibat halinde bulunduğunu ve öncelikli ihtiyaçlar hakkında bilgi alındığını ifade eden Güllüoğlu, Türkiye'deki yardım kuruluşlarının bu ülke için elinden geleni yapmaya çalıştığını anlattı.

İnsani yardım faaliyetlerinin ne kadar hızlı yapılırsa o kadar etkin olabileceğine işaret eden Güllüoğlu, şöyle konuştu:

"İnsani krizlerde politik taraf olamayız, olmak istemiyoruz. Özellikle savaş zamanlarında insan haklarını daha çok koruyabilmek lazım. O nedenle gerek Türk halkı gerek dünya vatandaşlarının bu tür krizlere karşı algılarının daha açık olmasını temenni ederiz. Çünkü inanıyoruz ki oradaki bir çocuk ile Türkiye'deki bir çocuk farklı değil. Kaldı ki Türkiye'deki en yoksul vatandaş bile Afrika'daki milyonlarca insandan çok daha iyi koşullarda. Tabii ki ülkedeki vatandaşımızın hayat kalitesini yükseltmek için de çalışmalar yapmak lazım ama insaniyet, insani duygular ya da o temel yardım dürtüsü, tek başına Türkiye ile sınırlı kalmamalı. Gözümüz görmediği zaman krizleri ya da öldürülen, evlerinden sürülen insanları yok mu sayacağız?"

"Dünyada öncelikle nerelere yardım yapılacağına ilişkin bir liste hazırlansa, Afrika birinci olacaktır ve muhtemelen yüzlerce yıl birinciliği devam ettirecektir" diyen Güllüoğlu, özellikle Afrika'ya dair algıların açık tutulması gerektiğini sözlerine ekledi.

AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.