Tillo ve Said Özdemir ağabey

"Hakk şerleri hayreyler.
Zannetme ki gayreyler.
Ârif ânı seyreyler.
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler."

Kelime anlamı Arapça’da “yüksek yer”, Süryanice’de “yüksek ruhlar” anlamına gelen Tillo, kadim medeniyetin ilim ve irfan abidelerinden bir kent. Medrese geleneğini Risale-i Nur ile devam ettiren, adeta medrese geleneğini Medresetüzzehra ile mezc ederek ruhaniyatı, irfanı ve ilmi bir arada bölge şuuruna sermaye yapan Tillo Medresesi’ni ve oradaki aziz insanlar Molla Bürhan, Molla Taha ve Molla Bedrettin ve diğer mirasın öncüleri zatlara ve muhterem müderris ve ağabeylerimize, hocalarımıza medyun-u şükranız.

Tıpkı Norşin’de, Ohin’de ve diğer havzalardaki irfan huzmeleri gibi kalbimizin aydınlığına vesile oluyorlar.

İbrahim Hakkı Hazretlerini Erzurum’dan alıp baba vasiyeti ile Şeyh fakirullah'a bu münbit topraklarda musahhar eden sırda hem din hem de ilim vardır. Tasavvufun ilim penceresi İbrahim Hakkı Hazretleri ile tecelli etmiş.

Astronomi konusunda 18. yüzyıl Anadolu’sunda karşılaşılan en belirgin isim büyük bilgin Erzurum’lu İbrahim Hakkı ve O’nun değerli eseri Marifetname’dir. Tıp, kozmoğrafya, matematik alanlarında da çalışmalar içeren Marifetname’de dönemin önemli astronomik bilgileri yer alır(http://tillom.com/genel/marifetname.html).

İbrahim Hakkı, birçok alanda kendisini yetiştiren hocası Tillo’lu Şeyh İsmail Fakirullah’a olan bağlılığını da astronomik bir düzenekle ifade etmiştir. Bu sistem her sene ekinoks günlerinde günün ilk ışıklarını İsmail Fakirullah’ın ebedi istirahatgahına düşüren ışığın odaklanması ve kırılması prensipleri ile çalışmaktadır(Skylife, Aralık 2011, Yüksek Ruhların Aydınlık Yurdu: Tillo).

İbrahim Hakkı’nın yetiştiği ekol eski tabirle “zülcenaheyn” günümüz Türkçesi ile “çift kanatlı” olmaktır. Kanatların biri pozitif bilimleri temsil ederken diğeri teolojik disiplini simgeler.

Tillo bu anlamda Medresetüzzehra Modeli’nin bir laboratuarı durumundadır.

Bediüzzaman Hazretleri’nin, orada medfun 12 bin evliyanın hürmetine nalınını çıkarıp yalınayak yürüdüğü, Hassa kubbesinde inzivaya çekildiği, “cumhuriyetçi olmalarına mükafaten” çorbasının tanelerini karıncalara ikram ettiği yerdir(Zaman, 10 Temmuz 2013, Ramazanlaşan bir belde: Tillo).

Kubbe-i Hasiye'de karıncalarla kurulan dostluğu ve karıncalardan ilhamla Cumhuriyetçi oluşunu ifade ederken Bediüzzaman, henüz Osmanlı vardı. Yıllar sonra resmen kurulan Cumhuriyet dönemi mahkemesinde kendisine "Cumhuriyet Düşmanı " ithamı karşısında  bu hatırasını mahkeme heyetine şöyle anlatacaktır: “Eskişehir mahkeme reisinden başka daha sizler dünyaya gelmeden ben dindar bir cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki tarihçe-i hayatım ispat eder. Hülâsası şudur ki: O zaman şimdiki gibi, hâli bir türbe kubbesinde inzivada idim. Bana çorba geliyordu. Ben de tanelerini karıncalara verirdim, ekmeğimi onun suyuyla yerdim. İşitenler benden soruyordular. Ben de derdim: Bu karınca ve arı milletleri cumhuriyetçidirler. O cumhuriyetperverliklerine hürmeten, tanelerini karıncalara verirdim”(Tarihçe-i Hayat, 504).

Bu feyizli topraklarda yetişen ve Üstad’ın on iki vekilinden biri olan, Üstad tarafından “Risale-i Nur Naşiri” olarak vazifelendirilen, risalelerde geçen adıyla “Tillo’lu Said”, Said Özdemir Ağabey’i  ileri yaşına rağmen hala zinde bir hedef belirlemesi ve hareket içinde görürsünüz. Üstad’a talebe olmasıyla başlayan hizmet aktivitesi  bir an bile aksamadan bu günlere gelmiş. Ankara’da 1950’li yıllarda üç genç olarak Sözler’i matbaada basmaları bile cevelan eden ruhun inkişaf zeminini yeterince tarif etmektedir.

Said Ağabeyle gençliğimizde birkaç kez mülaki olduk. Sonrasında kendisini zaman zaman dinleme fırsatımız oldu. Sürekli bir hareket halinde ve önünde onu bekleyen bir faaliyetin akışı içinde görmek insana heyecan ve umut veriyor.

Evi bir dershane gibi 24 saat gelenleri ağırlamakta. Arkasındaki kütüphane bütün duvarı tamamen kapatmış ve bütün onlarca dilde yayınlanan Risaleler’in kapaklarını göstermektedir.

Üstad’ın hayatında yakın mesafede bulunmuş, onunla hemhal olmuş, diyaloğunu canlı tutmuş ve Ankara’nın en karanlık dönemlerinde misafir edecek kadar cesaret sergilemiş ve son gelişinde ona bir ev kiralayıp ikamet etmesini arzu etmiştir.

Said Ağabey, mühendislik okumaya başlayacakken Risale mühendisliğine yönelmiş, din adamı olmuş ve Risale-i Nur’a hayatını vakfetmiş bir ağabeyimiz.

Üstad ile olan hatıraları belleğinde o kadar yer etmiş ki, her anlatışında tazeliğini koruyan bir duygu ve coşkuyu hissedersiniz.

Sadece Ankara Ulucanlar Cezaevi’ne dokuz defa girip çıkmış. Dile kolay. Her defasında kaldığı yerden ve yılmadan, usanmadan ve şevkini kırmadan nura pervane olmaya devam etmiş.

Üstad ile alakalı bütün emanetlere değer atfediyor. Uzun süredir Bediüzzaman Müzesi ve camisi için bir gayretin içinde. Proje ve aksiyon insanı olarak ağabeyimiz heyecanla çalışmalarını anlatıyor. Yetiştiği topraklarda ilim ve irfan iklimi ile büyümesi ve Tillo’nun mirasını taşıyan vasıflarıyla Risale-i Nur’a hazırlanan bir ruhun kabına sığmayan hareketlerini  duygu ve düşüncelerine nakşetmiş.

Erzincan’dan Refet Ağabey’in saç levhalara yazdığı vecizeleri getirtip Ankara’da neşir amaçlı ve duyuru için kullanmaları ve astırmaları, 1960’ın en soğuk ve zulüm kokan dönemlerinde icra edilmesi çok kolay olmayan döneme rağmen risk alıp teşebbüs etmeleri başlı başına bir hizmet aşkıdır.

Memleketi Tillo’da, sevenleri ile birlikte bir dua, kadirşinaslık ve teşekkür kabilinden yaptığımız Anadolu Ağabeyleri panelleri kapsamındaki Said Özdemir Ağabeyi anma paneli, bu çilekeş dava insanlarına ve onların şahsında fedakar nur talebesi ağabeylere bir teşekkür sadedindedir.

Said Ağabey’e sağlık ve şifa dilerken, onun davasına adanmış ömrünün verdiği meyveleri görmekteyiz.

Onlar kışı yaşadı bizler ise baharı. Bu güzel gündemlerden onların o gayret dolu dönemlerine gitmek, hatırlamak, belgelemek ve yeni kuşaklara aktarmak bağlamında Risale Akademi’nin yürüttüğü çalışmalar takdire şayandır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.