Tıbb-ı Nebevi tıkanan tıp için çıkış yolu olacak

Tıbb-ı Nebevi tıkanan tıp için çıkış yolu olacak

Başbakan Yardımcısı İşler, "Kur'an ayetleri ve Hz. Muhammed'in hadislerinden, yaşayışından tıbba dair tavsiyeleri içeren Tıbb-ı Nebevi'nin, tıkanan tıp için bir çıkış yolu olacağını düşünüyorum" dedi.

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, "Kuran ayetleri ve Hazreti Muhammed'in hadislerinden, yaşayışından, yapılmasına izin verdiği hususlardan kaynaklanan tıbba dair tavsiye ve uygulamaları içeren Tıbb-ı Nebevi'nin, birçok konuda tıkanan tıp için bir çıkış yolu olacağını düşünüyorum" dedi.
 
İşler, İlci Otel'de düzenlenen Uluslararası Tıbb-ı Nebevi Kongresi'nin açılışında konuştu.
 
Modern dünyanın teknik buluşları, sanayileşme, büyük kalabalıkların bir arada yaşama zorunluluğu, iletişimin zirveye ulaştığı çağımızda insanlara kolaylıklar sağladığı gibi bazı hastalıkları da beraberinde getirdiğini belirten İşler, stres, gürültü, çevre kirliliği, zararlı besin maddeleri gibi unsurların yaşanan hastalıkların temelini oluşturduğunu söyledi.
 
Hz. Muhammed'in evrensel mesajlarının sadece dini öğretileri içermediğine işaret eden İşler, "Onun getirdiklerini belli bir zaman ve alanla sınırlı tutmak, sığ ve yüzeysel bir değerlendirmenin ötesine geçememektedir. Zira onun öğretileri sosyal hayatın tüm alanlarını kapsadığı gibi, tüm zamanlara hitap edecek geçerliliğe de sahiptir. Nitekim bilim ilerledikçe Peygamber efendimizin hayatımıza tatbik etmemizi istediği tüm hususların ne kadar yerinde tespitler olduğunu daha net bir şekilde görmekteyiz" diye konuştu.
 
Hazreti Muhammed'in yüklendiği misyon ve öğretilerinin mahiyetini anlamanın en önemli yolunun, geldiği dönemin öncesi ve sonrasını detaylıca analize tabi tutmak olduğunu ifade eden İşler, O'nun cahiliye dönemi olarak tanımlanan, karanlık, ahlaksızlığın zirve yaptığı, adalet terazisinin dengesiz olduğu, özellikle kadın olmak üzere insanın hiçbir değere karşılık gelmediği bir zamanda dünyayı şereflendirdiğini anlattı.
 
"Sağlıkta da ciddi boşluk vardı"
 
O dönemde günlük yaşamın tüm alanlarında olduğu gibi, sağlıkta da ciddi bir boşluk olduğunun altını çizen İşler, insanların, beraberlerinde bir tavşan kemiği taşıdıkları takdirde hastalıklardan korunacaklarına inandıklarını, korkmuş bir kadının yüreğinin soğuduğuna inanarak sıcak su içirildiğini, çocukların çürük dişlerini güneşe doğru attıkları takdirde yeni dişlerin muntazam çıkacağına inanıldığını aktardı.
 
İşler, "Peygamber efendimiz sağlık başta olmak üzere her alanda büyük boşlukların yaşandığı o dönemde toplumun yeniden inşası için her şeyden önce bir insan olarak büyük gayretler sarf etmiştir. Ağız tadıyla hayat sürebilmenin en önemli unsurlardan birinin sağlık olduğunu gerek hadis-i şeriflerde gerekse günlük yaşantısında sürekli tebliğ etmiştir" dedi.
 
Hazreti Muhammed'in sağlıkla ilgili hadislerinden örnekler veren İşler, şöyle devam etti:
 
"Kutub-i Sittenin 'Kitabü't-Tıp' başlıklı bölümlerinde yer alan, Kur'an ayetleri ve Hazreti Muhammed'in hadislerinden, yaşayışından, yapılmasına izin verdiği hususlardan kaynaklanan tıbba dair tavsiye ve uygulamaları içeren Tıbbi Nebevi'nin, birçok konuda tıkanan tıp için bir çıkış yolu olacağını düşünüyorum. Nitekim, Hazreti Peygamber'in sağlık politikası ve konuya gösterdiği ihtimam, İslam toplumunda tıbbın gelişmesinin en önemli amili olmuştur. Tabip olarak adlandırılan pek çok alime rastlamaktayız. Nebevi tıp ile ilgili hadisler, daha başlangıçtan itibaren bütün alimlerin, özellikle muhaddislerin dikkatini çekmiştir.
 
Peygamber efendimizin ilgili hadislerinden de anlaşılacağı üzere, tavsiye edilen ve yararlı olduğuna işaret edilen bitkiler ve diğer hususlar günümüz tıbbına büyük katkılar sağlayacak niteliktedir. Hadisler tabip gözüyle ele alındığında genel tıptan, koruyucu hekimliğe, tedavi edici hekimlikten, ilaç tariflerine kadar oldukça geniş bir alanı kapsadığı görülecektir. Nitekim Peygamber efendimizin; 'Allah, şifası olmayan hiçbir hastalık yaratmamıştır', 'İhtiyarlık hariç her hastalığın bir çaresi, bir ilacı vardır' ve 'Allah derdi de çareyi de verdiği gibi her dert için bir ilaç yaratmış. Bu sebeple tedaviye devam ediniz' şeklindeki hadislerinde, her hastalığın bir çaresinin olduğu hatırlatılarak, tıbbi araştırmalar teşvik edilmektedir."
 
"Bilinçli bir tavır"
 
Hazreti Muhammed'in sağlık konusunda tedbiri asla ihmal etmediğini anlatan İşler, ağız sağlığı için son derece önemli olan misvakı sürekli kullandığını, sağlıklı bir beden için gerekli sporları yaptığını ve ashabını da buna teşvik ettiğini söyledi.
 
Hazreti Muhammed'in eşi Hazreti Ayşe ile zaman zaman yarış yaptığı, bu şekilde yarışları teşvik ettiği ve sahabenin de bu tür koşu yarışmaları yaptığının bilindiğini, bunların yanında, güreş, atıcılık ve ok atma, yüzme, binicilik gibi sporları ısrarla tavsiye ettiğini aktaran İşler, tüm bu faaliyetlerin günlük yaşamda tatbik edilmesinin bilinçli bir tavrı ortaya koyduğunu kaydetti.
 
Bugün doktorların da gerek psikolojik gerekse fizyolojik sağlık için ısrarla tavsiye ettiği bu sporların tedaviden ziyade tedbire işaret ettiğini vurgulayan İşler, "Ayrıca Peygamber efendimizin sağlık tanımı olan; 'İnsanın hem ruh hem de cesetten oluşan ve ancak bu ikisinin sağlıklı olması durumunda insanın sağlıklı olabileceği' şeklindeki tanımı ile Dünya Sağlık Örgütünün 'Sağlık, bedenen ruhen ve içtimai yönden insanın sağlıklı olmasıdır' şeklindeki tanımın benzerliği Peygamber efendimizin sağlıkla olan ilişkisini net bir şekilde ortaya koymaktadır" ifadelerini kullandı.
 
"Aktar dükkanlarına indirgenemez"
 
Tıbb-ı Nebevi'nin, aktar dükkanlarına indirgenecek ve para kazanma aracı olarak kullanılacak bir konu olmaması gerektiğini belirten İşler, Tıbb-ı Nebevi hakkında önceden bazı çalışmalar olsa da yeterince incelenmediğinin anlaşıldığını söyledi.
 
Bu nedenle öncelikle bu literatürün tam tespitinin yapılması gerektiğini ifade ederek, neşredilenlerinin temini, yazma halindekilerin neşre hazırlanması veya nüshasının tespiti için ciddi bir mesai gerektiğini dile getiren İşler, şunları kaydetti:
 
"Ayrıca çalışmaların biraz daha ileriye götürmek suretiyle Tıbbi Nebevi kavramı üzerine müesseseleşmeye gidilmelidir. Örneğin, tıp fakülteleri bünyesinde Tıbb-ı Nebevi Enstitüsü kurulabilir. Yüksek lisans ve doktora programlarıyla bu konuda bilim insanları yetiştirilebilir. İlaç ve sağlık sanayiine katkıda bulunulabilir. Özellikle, modern tıbbın sorgulandığı, geleneksel tıp uygulamalarının ve Doğu-Uzakdoğu tıbbının revaçta olduğu bir dönemde Tıbb-ı Nebevi'nin bugünkü bilgilerimiz ışığında yeniden gözden geçirilmesi, ayetler ve kesin delilleri olan hadislerde belirtilen hususların doğruluğunun yarın ispatlanabileceğinin göz ardı edilmemesi gerekir."
 
AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.