Esra GERGİNCİ

Esra GERGİNCİ

Tevekkül sözleri

“Baş eğmeziz edaniye dünya-yı dun içün
Allah’adır tevekkülümüz itimadımız”

(Baki)

Ardı arkası kesilmez bir billur ırmak… Ayakta durabilmek için sığınılan tek dayanak… Açılan boş elleri dolu gönderen eşsiz sultan… Yalnız Ona baş eğmek ve yalnız ondan dilemek… O ne güzel vekil, ne güzel dost…

Tevekkül… Karıncalar bildi seni, biz bilemedik. Yazlar boyunca çalışıp kışları sonsuz kudrete emanet eden karıncalar… Maksatları için esbaba sarılıp neticeyi Kadir-i Mutlak’a bırakan, sırtını Ona dayayan her bir varlık bildi tevekkülü.

Esasında ağır bir yük yüklenmemişti bize ve kimseye taşıyamayacağından fazlası verilmezdi zaten. Biz ağırlaştırdık, biz ağırlaştık. Oysa nefsin tembellik fısıldayan o bed sesini kulaklardan silip Ona yöneldiğimizde bir benzersiz seda doldururdu kalbimizi: “İnsan için yalnızca çalıştığının karşılığı vardır. (Necm/39)”

İşte bir latif tevekkül sözü:
“Tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek değildir. Belki esbabı dest-i kudretin perdesi bilip riayet ederek; esbaba teşebbüs ise bir nevi dua-yı fiilî telâkki ederek, müsebbebatı yalnız Cenâb-ı Hakk’dan istemek ve neticeleri O’ndan bilmek ve O’na minnettar olmaktan ibarettir.(23. söz)”

Yani ki elinden geleni yaparak, neticeyi gayretten, emekten haberdar olana bırakmaktır tevekkül. Hayır kapısını ardına kadar açan en büyük anahtardır. Kuyularda, zindanlarda Yusuf sükûneti, hastalık içinde Eyyub sabrı ve ateşe atılacak İbrahim teslimiyetinde gizliydi tevekkül. Ve belki tevekkül Gönüller Sultanı’nın Uhud’da kırılan mübarek dişinin adıydı.

Tevekkül ki öğrendiğimiz ilk duadır. Bilincimiz yerine oturduğu andan itibaren bu dua işler içimize. Öyle ki; ahirete, kaza ve kadere iman yolunda tevekkül nuruyla aydınlanır, o ışıkla rahatlarız. Tevekkül, ruha şifa veren bir kutsi reçetedir.

Ebu Temim el-Ceyşeni, Ömer radıyallahu anhtan, Rasulullah (sav)ın şöyle buyurduğunu işitmişti: “Sizler Allah’a gereği gibi tevekkül etseydiniz, sabahleyin aç olarak gidip akşam tok olarak dönen kuşu rızıklandırdığı gibi elbette sizi de rızıklandırırdı.”

Tok olarak dönen kuşların zamanlarından sabır, emek ve tevekkül incileri saçılır. Çünkü onlar, bir buğday tanesini, bir su damlasını midelerine gönderenin adını ezber edinip, emekleri ‘hu huu’lara karışarak hareket ederler ki bu pek düşündürücüdür.

Şimdi; seher vakti aç uçup da akşama tok dönen kuşlar adına, zindanda Yusuf, hastalıkta Eyyub adına, tevekkül anahtarıyla iman kapısını açanlar ve gerçek nura talip olanlar adına içten bir dua, bir yakarış niyetiyle “Tevekkeltü Alallah!”

Ve sonsöz yerine:
“İşte ey tevekkülsüz insan! Aklını başına al, tevekkül et. Ta bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hadisenin karşısında titremekten ve hodfüruşluktan ve maskaralıktan ve şekavet-i uhreviyeden ve tazyikat-ı dünyeviye hapsinden kurtulasın. (23. söz)”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum