Tarikat ve cemaatlerin en büyük sorunu devletleşmeleri

Tarikat ve cemaatlerin en büyük sorunu devletleşmeleri

Nevzat Çiçek: Bana göre tarikat ve cemaatlerin AK Parti’ye yaptığı kötülüklerden en büyüğü

Risale Haber-Haber Merkezi

Gazeteci Nevzat Çiçek, "tarikat, cemaat, dernek ve vakıfların şu anki en büyük sorunu sivillik ile devlet arasında gidip gelmelerinden kaynaklanıyor" dedi.

İhsan Şenocak, Cübbeli Ahmet, Nurettin Yıldız ve Muhammed Emin Yıldırım hocaların buluşmasının moderatörü de olan Nevzat Çiçek, Haber Türk'ten Kübra Par'a konuştu.

Her hocanın kendi etrafında 8-9 kişilik bir istişare heyeti kurması istendi

Hocaların kendi etrafından bir istişare heyeti kurma kararını aldığını belirten Çiçek, “Biz halkın önünde her şeyi söylüyoruz, buna dikkat etmek lazım. Her şeyi halkın önünde konuşmamak, üslubu, zamanı iyi ayarlamak lazım” denildi. Her hocanın kendi etrafında 8-9 kişilik bir istişare heyeti kurması istendi. Bu heyetin içerisinde medyacısı, avukatı, psikoloğu, iletişimcisi olacak ve bu sohbetler halka yansıtılmadan önce bir şekilde kontrol edilecek. Yanlış anlaşılacak kelimeler varsa çıkarılması amaçlanacak" dedi.

Ulusalcılar ve Kemalistler cemaat ve tarikat öfkesi

Buluşmada "Vahabizm ve Şia tehlikesi"nin de konuşulduğunu ifade eden Çiçek, “15 Temmuz sonrası tarikat ve cemaatlerin köküne kibrit suyu dökeceğiz gibi bir yaklaşımla, dinde sekülerleşme, dolayısıyla da tarikat ve cemaat hocalarının halktan uzaklaştırılması isteniyor” denildi. Bir tarafıyla ulusalcılar, Kemalistler gibi AK Parti’yi sıkıştıran kesimleri söyleyenler de var, AK Parti’nin kendi içerisindeki reformistleri söyleyenler de var. Bu noktada özeleştirileri de oldu ama onların bir kısmını açıklamaya yetkili olmadığım için söylemiyorum" şeklinde konuştu.

Sohbetini iptal eden cemaatler var

IŞİD tehlikesi nedeniyle birçok cemaatin sohbetlerini iptal ettiğini hatırlatan Çiçek'İn verdiği cevaplardan bazıları şöyle:

Sen burada açıklar mısın?

Açıklamam, çünkü orada bir güven sorunu var. O toplantı dışında da Türkiye’de Nur gruplarından olsun, diğer cemaatlerden olsun, onlar da zaten toplanıyorlar. Çünkü bu siyasal konjonktür içerisinde IŞİD tehlikesi nedeniyle birçok cemaat sohbetlerini iptal etmek durumunda kaldı.

Devletin tarikatlara ve cemaatlere olan bakış açısı değişti

Tarikatlara, cemaatlerin denetlenmesi gündemde. “Hükümet bu konuda adımlar atacak” söylentisi var. Acaba bununla ilgili bir tedirginlikleri var ve bu nedenle mi bir araya geldiler?

FETÖ meselesinden dolayı devletin tarikatlara ve cemaatlere olan bakış açısı değişti. Devlet katında cemaat ve tarikatların büyük bir kısmının milli ve yerli olmadığı düşünülüyor. Yani “Dışarıyla bağlantıları var. Halkı gözetmiyorlar, daha çok kendi çıkarlarını öne çıkarıyorlar” tarzı yaklaşımlar oluştu. “Bu ülkenin ve bu halkın faydasına çalışmıyorlar.” Yeni paradigma, Hanefi-Maturidi, biraz daha Eşarilik ile Maturidilik arasında gidip gelen, daha akılcılığı önemseyen bir paradigma olacak. Çünkü keşfe, rüyaya dayalı bir din anlayışının FETÖ’yü ürettiğini düşünen ve dolayısıyla da tarikat ve cemaatlerin yeniden yapılanması gerektiğine inanan bir sistem var. Bunu tarikat ve cemaatler de sistemin kendisi de biliyor.

Cemaatlerin kendisinde de bu tartışmalar var

“Sistem”den kastın devlet, değil mi? Devlet içinde bunu tartışıyor, konuşuyorlar mı?

Evet, tartışıyorlar ve konuşuyorlar. Çok net biçimde bu gündeme geliyor. Cumhurbaşkanlığı’nda, MİT’te de, Başbakanlık’ta da gündeme geliyor. Cemaatlerin kendisinde ve toplumda da bu tartışmalar var. Gazeteciler olarak, “Başka bir tarikatın da FETÖ gibi olmayacağının garantisi var mı?” diye sorgulamıyor muyuz? Sonuç itibarıyla devlet de bunu sorguluyor. Sorun, nasıl kayıt altına alınacakları noktasında ortaya çıkıyor. Osmanlı’da Meşait Kurumu vardı ve bunlar kayıt altına alınıyordu. Ama o kaydı kaldırdığınız andan itibaren, her taraftan kendisini şeyh, hoca ilan eden yapılar çıktı. Devletin bunları denetlemesi belki çok zor olabilir. Ama bunlara bir resmiyet kazandırıldığında belki ortak bir akıl bunlar üzerinde egemen olabilir.

Tarikat ve cemaatlerin AK Parti’ye yaptığı kötülüklerden en büyüğü

“Kazanım”dan kastın nedir? Tarikatlar, cemaatler AK Parti döneminde ne kazandılar?

Bana göre tarikat ve cemaatlerin AK Parti’ye yaptığı kötülüklerden en büyüğü, AK Parti’nin onlara oluşturduğu alanı kullanamamaları oldu. Yani daha önce, “Yasakçı bir zihniyet var. Herhangi bir şey yapamıyoruz” diyorlardı. Ama şimdi yurt açma, yurt dışına öğrenci gönderme, insanları bir araya getirme noktasında bir engel yok. Şimdi de devletleşmeyi gördükleri için daha çok kadrolaşmalara yönelik hamleler başladı ve insan yetiştirmekten uzaklaşmaya başladılar. Sorun da burada başladı. Türkiye’deki tarikat, cemaat, dernek ve vakıfların şu anki en büyük sorunu sivillik ile devlet arasında gidip gelmelerinden kaynaklanıyor. Bu da ne yazık ki gençlere çok büyük bir umut aşılamıyor.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum