Tarihte Bugün: Charles Darwin'in ölümü ve Said Nursi'nin Darwinizm'e cevabı

Tarihte Bugün: Charles Darwin'in ölümü ve Said Nursi'nin Darwinizm'e cevabı

Bugün 19 Nisan, yani ünlü Biyolog Charles Darwin'in ölüm yıldönümü. Peki Charles Darwin ve Darwinizm nerede yanıldı?

Ömer Çiftçi'nin Haberi:
RİSALEHABER-
Tarihte Bugün köşemizde 19 Nisan 1882'de ölen İngiliz Biyolog Charles Darwin var.

Charles Darwin, "Türlerin Kökeni" adlı kitabını ilk yazdığı günden beri Bilim ve Din çevrelerinin tartışmasında merkeze oturmuş ve bu camiaları tabiri caizse "ortadan ikiye" bölmüştür.

Peki Darwin Kimdir? Darwinizm Nedir? Darwin Nerede Yanıldı?

Charles Robert Darwin, 12 Nisan 1809'da doğmuş ünlü İngiliz Biyolog. Aslen bir Biyolog değil, bir Teolog olan Darwin, aslında Tıp Fakültesine girmiş, Hekimliğin gereklerini ( Kadavra, Kan) midesi kaldırmadığı için teoloji okumaya karar vermiştir. Fakat bu alanda da tutunamayan Darwin, Evrim Teorisi'ni ortaya koyacağı "Türlerin Kökeni" kitabını yazacağı Beagle yolculuğuna başlamaya karar vermiştir.

Beagle adlı gemi ile Galapagos Adalarına doğru gideceği gemi yolculuğunda Jean-Baptiste Lamarck'ın Türlerin Gelişimi ile ilgili görüşlerinden ve Charles Lyell'a ait Jeoloji'nin İlkeleri kitabından etkilenen Charles Darwin, Galapagos adasında bu iki kitaptan edindiği bilgiler ışığında volkanik katmanlar arasında yaptığı incelemeler ve canlı türleri ile ilgili yaptığı çalışmalar sonucunda "Türlerin Kökeni" kitabını yazmış ve "Evrim Teorisi'nin" sistematiğini oluşturmuştur.

Darwinizm Nedir?

Darwinizm, Charles Darwin'in ortaya koyduğu "Türlerin Gelişimi" ile ilgili prensipleri bir yaşam felsefesi haline getiren ve tüm dinleri ve yaratılış teorilerine karşı çıkan, "tesadüf" olgusuna dayalı düşünce biçimidir.

Darwinizm'in belki de en çok eleştirilebilecek kısmı "Tesadüfleri" doğru kabul etmektir.

Darwinizm'in bir diğer eleştirilebilecek kısmı ise, içinde doğan Komünizm ve Sosyal Darwinizm gibi iki sakat ideolojidir. İnsanı sadece tesadüfler sonucu oluşmuş bir biyolojik varlık olarak bu görüşler, yeri geldiğinde İnsanları katletmekten çekinmemiştir.

Nitekim, 1900'lerin ortasında ortaya çıkan Materyalist görüşlerin bizzat sebebi Darwin ve Darwinizm'in ortaya koyduğu tesadüf anlayışı yüzünden olmuş ve bu ideolojilerin kapışmasında 50 Milyon insan can vermiştir.

Darwin'in ortaya koyduğu ve sonradan dallanıp budaklanan bu materyalist felsefe, Allah'ın varlığını tamamen inkar eden, tüm canlılığın tesadüfler sonucu birbirinden türediğini iddia eden bir felsefedir. Pek çok bilim insanı ise günümüzde bu felsefenin geçersizliği üzerine konuşmaktadır.

Bir diğer ünlü biyolog Pierre Paul Grassé, tesadüf kavramının evrim açısından ne anlam ifade ettiğini şu sözleriyle vurgular:

"Tesadüf, ateizm görüntüsü altında kendisine gizlice tapınılan bir tür ilah haline gelmiştir"

Bediüzzaman Said Nursi'nin Tabiat Risale'sinden Darwin'e bir cevap

Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin Risale-i Nur eserlerinde bu konuya cevap olabilecek nitelikte bir çok cevap bulmak mümkün. O kısımlardan biri Tabiat Risalesi adlı eserinde şöyle geçiyor:

“Canlılar üzerindeki hesapsız hâtemlerden (yani, Allah’ın eseri olduğunu gösteren işaretlerden) yalnız şu hâteme bir bak: Birtek canlı, câmiiyeti (sayısız program ve kabiliyetleri kendisinde barındırıyor olması) sebebiyle, kâinatın küçültülmüş bir misaline, âlem ağacının çiçekli bir meyvesine ve bütün yaratılmışların münevver bir çekirdeğine benzer ki, Fâtır-ı Hakîm (her bir şeyi olması gerektiği gibi tasarlayıp var eden Allah) ekser envâ-ı âlemin nümunesini onda derc etmiştir. Güya o canlı, bütün kâinattan hikmetle tayin edilmiş nizamlarla (prensipler-kanunlarla) sağılan bir katredir. Ve hassas ilmî mizanlarla (ölçülerle) bütün kâinattan alınmış câmi’ bir noktadır. Onun içindir ki, bütün kâinatı birden tasarrufu altında tutamayan birisinin, en küçük bir canlıyı dahi yaratması mümkün değildir.

Elhasıl, aklı bozulmamış bir kimse anlar ki, meselâ balarısını birçok şeye bir nevi fihriste yapan, insanın mahiyetinde kâinat kitabının bir çok meselelerini yazan, incir çekirdeğinde koca incir ağacının programını yerleştiren, beşer kalbini binlerce âleme numune ve pencere yapan ve beşerin hafızasında insanın tarihçe-i hayatını ve onu ilgilendiren şeyleri tafsilâtıyla yazan, ancak herşeyin Hâlıkı (yaratıcısı) olan Zat olabilir. Ve böyle bir tasarruf, Âlemlerin Rabbine mahsus olan bir hâtemdir.

Risalehaber.com

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum