Tarih dersi de yasak!

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) olarak bilinen nevzuhur yapı, Suriye'de kontrolü sağladığı bölgelerde eğitim kurumlarında müzik, tarih, beden eğitimi ve din kültürü gibi bazı dersleri yasakladı. Genelgede, müfredattan çıkarılan dersler şöyle sıralandı: "Sanat ve müzik eğitimi, ulusal eğitim, sosyal bilgiler, tarih, güzel sanatlar, beden eğitimi, felsefe, sosyoloji, psikoloji, din kültürü dersleri... (http://www.thegatewaypundit.com/2014/08/islamic-state-issues-official-curriculum-bans-music-sports-art-history-and-weed/)"
 
İD veya eski adıyla IŞİD olarak bilinen yapının kimya derslerini yasakladığını konu etmiş ve onun üzerine analizimizi yapmıştık. Bu onların sığlık hastalığına yakalandıklarını göstermektedir. Kendilerini Ehl-i Sünnet olarak görüyorlar ama Ehl-i Sünnet veya hak ve ehl-i hak televvün halindedir. Onların Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat olması eşyanın tabiatına aykırıdır. Sünnilik itidal üzerine kaimdir. Onlar ise gulat yani aşırılardır. Dolayısıyla isimleri ne olursa olsun sıfatları Hariciliktir. Hak araçlara sabitlenmez. Belki araçlar veya ehl-i hak olaylar arasında hakikati ve gerçeğini arar. Mezalim arasında adaleti aradığı gibi. Hakikat kimsenin peşinden gitmez. Lakin birileri daima hakkı arayarak en yakın mesafede yer alabilirler. Hak kimse ile kaim değildir. Kalıplar değiştiği gibi hakkın araçları da değişir. Bu anlamda ‘ne eski sen sen, ne eski ben benim’ dendiği gibi eski kimya ile yeni kimya arasında dağlar kadar fark vardır. Belki kimyada dinen veya ahlaken kabul edilmeyecek noktalar olabilir. Bunu da sen hakla mukabele ederek ayıklayacaksın. Lakin onlara göre, bunun en kolay yolu toptan yasaklamaktır. Sığlık da bunu gerektirmektedir. 
 
İD veya IŞİD adlı; kendini hakkın yerine koyan yapı ve güruh da bunu yapmaktadır. Sadece kimyayı değil birçok dersi de yasaklamış bulunuyor. Bunlardan birisi de tarih ilmidir. Ben bu yasakları eşyanın tabiatına uygun buluyorum! Tarih dersi denilince IŞİD neyi okutacaktı? Tarihte bir benzerleri var mı ki tarih ilmi üzerinden ona gönderme yapsınlar?  Hazreti Peygamberi (asm) sözde olsa bile özde usve/yüce örnek kabul etmeyen bu yapı, (Hazreti Peygamber’e bile örnek olma iddiasında veya sevdasındadır) hangi tarihi okutacaktır?  Tarihi toptan çöpe atacaksınız.  Onlara göre tarih: Ne bir ibret ne de bir örnektir!  Olsa bile aceleleri var tarih yazacak zamanları hiç olmayacaktır!
 
*
 
Tarih dersi koysalar bile tarihin hangi tarafından tutacaklar veya tutunacaklar?  Herhalde kendilerine model olarak farz edilen Hariciliği de tarih dersine müfredat olarak koyamazlardı. Fiilleri uysa da ismine çekinceleri var. Menfur olmak istemiyorlar.  İbni Teymiye’nin Haricilerle alakalı ilginç bir tespiti var. Onların, Mutezile, Şia veya Sünniler gibi kendilerini anlatan kitaplar kaleme almadıklarını söyler.  Niye? Kitap defter ehli değillerdir. En fazla yaptıkları kan dökmek ve tekfir etmektir. Bunun için kitap yazarak vakit öldürmeye gerek var mı?  Kestirmeden gidiyorlar.  Acilciler. Dolayısıyla haklarında yazılanların tamamına yakını hasımlarından menkuldür.   Veya başkalarının yazdıkları üzerinden kendilerini tanımaktayız.   Günümüze İbadilikle alakalı olarak bir literatürün oluştuğunu söyleyebiliriz. Bu bir istisnadır.   Bununla birlikte, kadim Haricilerle alakalı olarak dört başı mamur bir literatürden bahsetmek mümkün değildir.  Haricilik medeniyet hastalığıdır. Bedeviyete yakın durmakta ve nim bedeviliği temsil etmektedir. Bundan dolayı da ilk zuhurlarının akabinde uçlara kaçmışlar ve dağlarda, ücra köşelerde barınmışlardır.  Bunlar tabir caizse şehir evliyası değil, dağ evliyasıdır! Bunlar medeniyet kurdudur. Medeniyetleri içten kemiren güvey durumundadır.  Muhammed Gazali bu yüzden bunların ürettikleri anlayışı ‘bedevi fıkhı’ olarak tanımlamıştır.  Haricilik din meselesi değil karakter ve mizaç meselesidir. Dolayısıyla nim medeniliktir hatta medeniyetsizliktir ve veya coğrafi konum ile de yakından alakalıdır. Hiçbir zaman İslam dünyasının merkezi düşüncesi olamaz. Uç düşüncedir ve uçlarda yaşamaya mahkumdur. Bu nedenle bir müddet kullanıldıktan sonra paçavra gibi atılacak ve solacak ve geldiği yere çekilecektir.
 
*
 
Neden tarihi sevmezler?  Tarihi bir tezleri yoktur. Tarihin düşmanıdırlar. Tarihten ders çıkartacak durumda değillerdir. Bunların fikri atalarından olan Şükrü Mustafa grubundan, Cemeatü’l müslimin üyelerinden birisiyle Ebu Za’bel Hapishanesinde görüştüğümüzde çok ciddi olarak benden, hadisle İstanbul fatihi olarak müjdelenen Fatih Sultan Mehmet’in Müslüman olup olmadığını soruyordu.  Onların en hayırlı üç asır veya hicri dördüncü asırdan itibaren ki Müslümanları genel olarak tekfir ettikleri yaygın bir kanaat. Bu durumda nasıl oluyorsa kendileri bugüne kadar Müslüman olarak kalabilmişler? Bu da içinde oldukları mantık örgüsü içinde tahlil edilmelidir. 
 
‘Salahaddin Nesli Böyle Ortaya Çıktı ve Kudüs Böyle Geri Alındı’ kitabında Macid Arsan Geylani Müslümanların mühendislik ve tıp gibi şahsi gelir getirecek ilimlere yöneldiklerini ve sosyal ilimleri ihmal ettiklerini ifade etmektedir.  İslam ümmetinin geleceği adına bundan yakınmaktadır. İslam dünyasının en zekileri teknik ilimlere yönlendirilmektedir. Halbuki bu Müslüman zihinlerin kadük bırakılmasıdır. Nesilleri yönlendiren sosyal ilimlere ise iltifat edilmemekte bu ise bu alanda boşluk bırakarak buralarının gayri Müslimler tarafından doldurulmasına imkan vermektedir. Sonuç, bina yapıyor ve hasta muayene ediyoruz ama kitleleri ihmal ediyoruz. Onları başkalarının yönlendirmelerine terk ediyoruz. IŞİD ise böyle bir ilmi yok farz ediyor. Sözgelimi, Mısır’da firavunlar tarihine verilen önemin sahabeler nesline veya fetih nesline gösterilmediğinden yakınıyoruz. Keza İsrail Salahaddin’i unutturmak istiyor. IŞİD ise onu yok farz ediyor. Belki de Şiiler gibi Eş’ari akidesine mensup olmasından dolayı dışlıyor hatta geçmişi kapsayacak şekilde ( Araplar bieserin ric’i diyorlar)tekfir ediyor olabilirler.   Dolayısıyla medeniyet tahrip kalıpları tarih okutacak olsalar hangi tarihi ve neyi okutacaklar? En iyisi mi; yaptıkları gibi, kafa yormadan toptan yasaklamak. Onlar da bildiklerini icra ediyorlar.  Bunu yaparak kendilerine de ters düşmemiş oluyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum