Nurullah HALİLOĞLU

Nurullah HALİLOĞLU

Tarafgirlik hastalığı

Allah Kuran-ı Azimüşşanında, “Zalimlere meyletmeyin, ateş size de dokunur” ferman-ı alisiyle biz insanları ikâz etmektedir. Bu duruma göre Rabb-i Rahimin rızası dışındaki hiçbir hal ve harekete meyletmememiz gerekir. Çünkü bütün yanlışlıklar, günahlar ve çirkinlikler aynı zamanda bir zulmün eseridir. Nerede ve ne olursa olsun her zaman İman ve Kur’an esasları bizim ölçümüz olmadır ki, zalimlerden ve zulümlerden yana olmayalım.

Bizlere, değil zalimlere yardım etmeyi, onlara meyletmeyi bile yasaklamıştır Rabbimiz. Onlara meylettiğimiz takdirde, onların zulümlerine ortak olmuş olacağız. Bilhassa bu zamanda bizleri zalimlere yaklaştıran çok haletler olabilmektedir. Sosyal hayattaki yaklaşımlarımızı dengeli yapmadığımız takdirde yukarıdaki ayetteki manalara masadak olmamız an meselesi olabilir.

Siyasî tarafgirliklerin had safhada olduğu zamanımızda “Hakkın hatırı âlidir, hiçbir hatıra feda edilmez” düsturuna uymayı kendimize rehber edinmezsek, şeytanı melek, meleği de şeytan gösteren tarafgirlik hastalığına yakalanmamız hiç de zor olmayacaktır. Bu sebeple kimden gelirse gelsin hakka taraftar olmayı, kimden gelirse gelsin haksızlığa karşı durmayı kendimize prensip edinmemiz gerekir.

Ne yazık ki, günümüzün siyasî tarafgirlikleriyle Yüce Dinimizin bize vaaz ettiği hakperestliği yaşamamız çok zor olmaktadır. Tutulan bir partinin iyiliklerini devamlı zikretmek, kötülüklerini de görmezden gelmek, karşıda bulunan bir partinin de hiç iyi tarafını görmemek ve her icraatına tenkit nazarıyla bakmak günümüz particiliğinin neredeyse bir esası olmuştur. Günümüz siyasî cereyanlarının bu fena tarafından dolayı Üstad Bediüzzaman “Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım” diyerek bizlere çok mühim düsturu hatırlatmıştır.   

Şu da bir gerçektir ki, siyasî taraftarlıkla meselelere yaklaşanlar vicdanların nezdinde hiçbir zaman taraftar bulamamakta ve inandırıcı olamamaktadır. Bu durum hakperestliğe aykırı bulunmakta ve marjinal diye ifade edilebilen küçük gruplar dışında bu hareket insanlar tarafından hoş karşılanmamaktadır.

Zerratları günahlardan teşekkül eden ve menfaat üzerine dönen günümüz siyasî cereyanlarına tarafgirlik ölçüsüyle yaklaşmak Hak ve Hakikat yanında olması gereken ehl-i imana hiç yakışmamaktadır. İman nuruyla aydınlanmış insanlara hakperestlik daha çok yakışmaktadır. Zaten siyasete yaklaşım ölçümüz “Ehven-i şer”, yani kötülerin içinde iyisini tercih etmek şeklinde değil midir? O zaman her halukârda kendimizi siyasî tarafgirlik hastalığından korumamız gerekmektedir.

Yapılan iyi bir icraatın samimiyetini sürekli sorgulamak ve yapılanlara hep tenkit gözüyle bakmak, güzellikleri alkışlamak yerine işin arkasında her zaman bir hinlik aramak siyasî tarafgirlik hastalığının bir sonucu olmalıdır.

Ölçümüz Kur’an ve Sünnet-i Seniyye olmalıdır. Allah’ın rızasını gözeten insanlar hamasî ve millî duygularla meselelere yaklaşamaz. Hakkın ve haklının yanında olmak şiarımız olursa, kimden gelirse gelsin iyiliklerin ve güzelliklerin yanında olacağız. Kimden gelirse gelsin yanlış icraatları görmezlikten gelmek bir nevi zalimlere meyletmek olacaktır Allah korusun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum