Suriye'deki savaşta annesini, babasını kaybetmiş minik yürekler, savaşın ağır şartları altında yoklukla ve açlıkla pençeleşiyor.

RİDA Uluslararası Yetim ve Muhtaçlara Yardım Derneği üyesi Selim Doğdu, Suriye'de ağır bombardıman altındaki şehirlerde yaşayan, anne veya babasını kaybetmiş yetimlerin dramını, AA muhabirine anlattı. İç savaşın sürdüğü ülkede, yetimlere yönelik yardım faaliyetlerini aralıksız sürdürdüklerini aktaran Doğdu, temel ihtiyaç maddelerinin, bölgedeki insanlara ulaştırıldığını söyledi. Doğdu, Suriye'de insani yardım faaliyetlerinin güçlükle yürütüldüğünü vurgulayarak, Esed güçlerinin, Halep ve çevresinde hareket eden her şeyi vurduğunu dile getirdi.

"Çocukların yaşadığı çaresizlik, yürekleri yakıyor"

Bölgedeki savaştan en çok çocukların etkilendiğine dikkati çeken Doğdu, "Kimi annesini, kimi babasını kaybetmiş... Yokluk ve soğuk bir taraftan, açlık ve hastalık diğer yandan, çocukların imtihanı olmuş. İnsanın oradaki manzaraya yüreği dayanmıyor. Çocukların yaşadığı çaresizlik, yürekleri yakıyor" dedi.

Doğdu, yardım faaliyetleri sırasında yaşadığı bir olayın etkisinden hala kurtulamadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Ölümün kol gezdiği sokaklarda çocuklar savaşa rağmen oyunlar oynuyor. Sonuçta çocuk... Bulunduğu durumun farkında değil. Halep'in kuzeyinde Tel Rıfat beldesinde, kadınlar ve çocukların yaşadığı terk edilmiş bir okul binasına gittik. Orada çocuklarla konuştuk. Onlara, 'size ne getireyim' diye sordum. Bir tanesi, 'tavuk', birisi de 'oyuncak' istedi. Bizim için çok enteresandı. Çocuk üşüyor, ayağında ayakkabısı, üzerinde elbisesi yok... Ama çocuk işte, istekleri tavuk ve oyuncaktı."

"Düzgün ayakkabı veya bot giyen görmedim"

Suriye'de yardım faaliyetleri sırasında birçok trajediye tanık olduğuna işaret eden Doğdu, şunları kaydetti:

"Suriye'nin bir başka bölgesinde yetimlerin barındığı yerde elbise dağıttık. O esnada bir çocuk geliyor, elbise alıyor, üzerine çok büyük geliyor. Üzerine tutuyorsun olmuyor, büyük geliyor. Hemen orada üzerine giyiveriyor elbiseyi, kollarını kıvırıyor. Bu şekilde muazzam mutlu oluyor. Soğuk kış günlerinde yiyecek hiçbir şey yok, su yok, imkanlar yok. Ekmek zaten ciddi problem, hastalıklar bir taraftan büyük sorun. Ama dağıtılan yardımlardan bir tane patates almak onlar için büyük bir nimet. Çocuk, eline iki tane patatesi aldı mı, dünyalar onun oluyor. O kış gününde, çocukların hemen hemen hepsinin ayağında terlik vardı. Orada düzgün ayakkabı veya bot giyen görmedim."

AA