Suriyelilerin adli olaylara karışma oranı on binde 33

Suriyelilerin adli olaylara karışma oranı on binde 33

Ülkelerindeki çatışmalardan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin, adli olaylara karışma ve suç oranı 2011'den bugüne kadar yüzde 0,33 (on binde otuz üç) oldu.

Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Dairesi Başkanlığından alınan bilgiye göre, Suriyeliler, 2013'te Türkiye'de yaşanan 1 milyon 340 bin 573 olayın, 5 bin 727'sine karıştı. Suriyelilerin, "adli olaylara karışma" oranı 2013 için yüzde 0,43 (on binde kırk üç) olarak açıklandı. 
 
 2013 kayıtlarına göre adli olaya karışan Suriyeli sayısının 5 bin 727 kişi olması, Türkiye'deki 1 milyon 200 bin Suriyeliden yüzde 0,47'sinin (on binde kırk yedi) bu tür olaylara karıştığını ortaya koyuyor. 
 
Suriyeliler, 2011'den itibaren yaşanan toplam 6 milyon 74 bin 369 adli olayın ise 20 bin 48'ine karıştı. Bu süre içinde Suriyelilerin karıştığı olayların oranı yüzde 0,33 (on binde 33) olarak gerçekleşti.
 
Suriyelilerin karıştığı olayların, yüzde 61'ini belgede sahtecilik, yüzde 21'ini yaralama, yüzde 12'sini hırsızlık, yüzde 3'ünü izinsiz çalışma, yüzde 2,4'ünü cinsel olaylar ve yüzde 0,6'sını ölümle sonuçlanan olaylar oluşturuyor.
 
Yetkililer, söz konusu oranların genel asayişi tehdit eder nitelikte olmadığını belirtiyor. 
 
Suriyeliler, 2014'ün ilk 6 ayında ise 1 milyon 188 bin 240 olayın, 11 bin 136'sında şüpheli ya da mağdur olarak yer aldı. 
 
AFAD koordinasyonunda, 23 Ağustos'ta düzenlenen Suriye toplantısının sonuç bildirgesinde de konuyla ilgili, "Suriyeliler arasında, düşünülenin aksine, adli olaylara karışma ve suç oranı oldukça düşüktür. Ancak yaşanan herhangi bir olay, ayrımcı bakış açısının etkisiyle kamuoyunda geniş şekilde yankı bulmaktadır" ifadeleri yer almıştı. 
 
"Gizli bir ırkçılık ve ayrımcılığın dışavurumu"
 
Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü (OAE) Müdürü Prof. Dr. Talip Küçükcan, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, göçmenlerin ve mültecilerin dünyanın her yerinde en korunaksız ve haklarında en çok önyargının oluşturulduğu gruplar olduğunu söyledi.
 
Göçmenler ve mültecilere ilişkin yaygın önyargılar arasında onların suça daha eğilimli oldukları, topluma uyum sağlamakta direnç gösterdikleri, eğitimde başarı gösteremedikleri, kendilerine sunulan imkanları hoyratça kullandıkları gibi olumsuz konuların yer aldığını belirten Küçükcan, Türkiye'deki Suriyeli mülteciler için de benzer bir toplum psikolojisinin oluşturulmaya çalışıldığının gözlendiğini dile getirdi.
 
Küçükcan, Suriye kökenli göçmenler ve mülteciler hakkında oluşturulan peşin hükümler arasında en fazla dikkat çeken konularının bazılarının çeşitli suçlara karıştıkları, toplumsal barış için bir tehdit oluşturdukları, kaçak işçi olarak çalışıp yerli halk arasında işsizliğe neden oldukları olduğunu anlattı.
 
İstatiksel bilgiler ve saha çalışmalarına bakıldığında farklı bir manzaranın ortaya çıktığına dikkat çeken Küçükcan, şunları söyledi:
 
"Yabancı, göçmen ve mültecilerin suça eğilimli oldukları ve suç oranlarını artıracak biçimde adli olaylara karıştıkları iddiasının büyük oranda temelsiz olduğu görülmektedir. Türkiye'de Suriyeleri suçlu, suça eğilimli ve uyumsuz olarak gösterme çabaları sadece önyargı ile açıklanamaz. Bunun ötesinde gizli bir ırkçılık ve ayrımcılığın dışavurumu olarak değerlendirilmelidir. Daha da kritik olan nokta ise Suriyeli mülteciler üzerinden iç siyasete müdahale girişimlerinin olması, Suriyeli mültecilerin yoğun yaşadıkları kentlerde etnik ve mezhepsel gerginlikler çıkarılmasına yönelik faaliyetlerdir. Bu noktada kamplarda misafir edilenlerin bir risk unsur olmadığı ancak kampların dışında kentlerde toplumla iç içe yaşayan Suriyelerin varlığının iyi yönetilmesi gerekmektedir."
 
"Sayıları arttıkça sokakta görünürlükleri artmakta, aralarından çok az sayıda insan adli bir olaya karıştığı, dilencilik yaptığı ve kaçak çalıştığında bu geniş kitlere mal edilmektedir" ifadesini kullanan Küçükcan, hükümetin, yerel yönetimler ile bu durumu iyi takip etmesi, önyargıların oluşmasına zemin hazırlayan olayların önüne geçmesi gerektiğini belirtti. 
 
Küçükcan, aksi halde Suriyelilere yönelik peşin hükümlerin artması ve olası kışkırtmaların da etkisi ile hedef alınması riskinin büyüyeceğini kaydetti.  
 
"Bir kesimin yönlendirilmesiyle oluşmuş hareketler" 
 
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezinde (ORSAM) Ortadoğu Uzmanı Oytun Orhan, Suriyelilerin Türkiye'ye sığınmasının ardından bir iki yıllık süreçte yerel halkın çok ciddi tepki geliştirmediğini belirten Orhan, bu insanların sıkıntılarının giderilmesi noktasında sivil toplum kuruluşlarının ve halkın önemli adımlar attığını ifade etti.
 
Orhan, zamanla Suriye'deki iç savaşın daha da derinleşmesi düşüncesinden dolayı Suriyelilerin çok uzun yıllar Türkiye'de kalacağı düşüncesinin yerleştiğini anlattı. 
 
Bu sebeple yerel halkta, Suriyelilere karşı bazı tepkilerin oluşmaya başladığına işaret eden Orhan, "Tepkilerin gelişmesinde özellikle bazı kesimlerin, Suriyeli mülteciler konusundaki belli konuları ön plana çıkartarak, Suriyelilere yönelik tepkileri artırma çabasının da etkili olduğunu görüyoruz. Örneğin Gaziantep ve Maraş'taki olaylara bakıldığında da belli bir kesimin, bir noktadan yönlendirilmesi ile oluşmuş hareketler olarak görüyoruz" dedi. 
 
AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.