Suriyeliler seçimin meşruluğunu sorguluyor

Suriyeliler seçimin meşruluğunu sorguluyor

Halep'te çadır kentlerde kalan Suriyeliler, rejimin her gün attığı varil bombalarıyla insanların hayatını kaybettiği ortamda yapılacak seçimin meşruluğunu sorguluyor.

İç savaş nedeniyle yaklaşık 6,5 milyon kişinin yerinden olduğu, bunlardan 3 milyona yakınının da ülke dışına kaçtığı Suriye'nin Halep kentinde çadır kentlerde kalan Suriyeliler, rejimin her gün attığı varil bombalarıyla insanların hayatını kaybettiği ortamda yapılacak seçimin meşruiyetini sorguluyor.

Büyük bölümü muhaliflerin kontrolü altındaki tarihi Halep kentinde yaşayan Suriyeliler, güvenliğin sağlanamaması, devlet başkanlığı adaylarının rejim tarafından belirlenmesi ve seçmenlerin büyük bölümünün oy kullanamayacak olmasına rağmen başlatılan seçim süreci hakkındaki görüşlerini AA muhabirine değerlendirdi.

Türkiye sınırındaki Halep'in Azez ilçesinde kurulan çadır kentte yaşayan 61 yaşındaki Ebu Kasım, Halep'in Mesekin Hananu bölgesindeki hava saldırısında evlerinin yıkıldığını belirterek, ''Esed evlerimizi başımıza yıktı. Saldırıda 13 komşumu kaybettim. Ailemi alarak Halep'e kaçmak zorunda kaldım. Derme çatma bir çadırda yaşamaya çalışıyoruz'' dedi.

''Halkını varil bombalarıyla katleden bir rejim, meşruiyetini kaybetmiştir"

Binlerce insanı katleden, milyonlarca vatandaşını evlerinden eden yönetimin hangi gerekçeyle halkını oy kullanmaya çağırdığını sorgulayan Ebu Kasım, ''Halkını her gün varil bombalarıyla katleden bir rejim, meşruiyetini kaybetmiştir. Oy kullanmayacağız. Allah bizi ıslah etsin. Rabbim bizi bu ülkeyi yönetenlerden kurtarsın. Halimizi Allah'a şikayet ediyoruz'' diye  konuştu.

Halep'te muhaliflerin denetimindeki Kadi askeri bölgesinde dükkanı olan Halil Ebu Muttasım (57), daha önceki seçimlerde sandık görevlisi olduğunun altını çizerek, ülkede seçimlerin nasıl yapıldığını gayet iyi bildiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Aileden bir fert sandık başına gider, tüm aile fertleri yerine oyları kullanırdı. Bu kural hala rejim tarafından devam ettiriliyor. Sandıklardan bekledikleri sonuçlar çıkmazsa, sandıkları, istedikleri oyları koyduktan sonra merkeze gönderiyor. Beşşar Esed babası gibi seçimleri kazansa da bu ülkeye bir yenilik getirmeyecektir.''

''Bu seçim değil, bir komedidir''

"Hangi ülke, vatandaşlarının yarısı dışarıdayken devlet başkanını seçebilir" diyen, kendi ülkesinde mülteci olanlardan Ahmed Ebu Ramadan (36) ise ancak meşruiyetini ve güvenirliliğini kaybetmiş devlet başkanı Esed gibi birinin seçime gidebileceğini söyledi. Ebu Ramadan, Esed'in her gün ağır silahlarla vatandaşlarına yönelik operasyonlarını hatırlatarak, şunları ifade etti:

''Rejim acımasızca halkını savaş uçakları, tank ve scud füzeleriyle vuruyor. Sonucu belli olan bir seçimi hangi halk kabul edebilir. Esed'in tekrar kazanacağını biliyor ve onun başımızda olmasını istemiyoruz. Baskı altında olan bir halkın seçime gitmesi ne kadar doğrudur,  onu da bilmiyoruz. Her gün savaş uçaklarıyla muhalif bölgeleri bombalayan bir devletin yapacağı seçimin meşruiyeti tartışmalıdır. Bu seçim değil, bir komedidir.''

Çadır kentin bir başka sakini olan Muaz Ebu Şurfa, Esed'in tekrar yönetimine gelmesini kesinlikle istemediklerinin altını çizerek, şöyle konuştu:

 ''Esed, halkını acımazsızca savaş uçaklarıyla, varil bombasıyla öldüren bir zalimdir. Beşşar Esed, Suriyelileri öldürmek için İran ve Rusya'dan ölüm timleri getiren merhametsiz birisidir. Biz uluslararası geçerliliği olmayan, devletlerin tanımadığı seçimi ve devlet başkanını tanımıyoruz. Ülkede her gün onlarca insan rejim tarafından öldürülüyor. Yönetim bunlara bir çözüm bulacağına meşruiyetini kanıtlamak için seçime gidiyor.''

Kadi bölgesinde kurulan pazarda ekmek parasını kazanmaya çalışan, savaşın erken yaşta olgunlaştırdığı çocuklardan Rami el-Kadı (13) ise rejim tarafından işlenen bunca katliam karşısında seçimden bahsedilemeyeceğini kaydederek, ''Ne seçimi... Rejim her gün varil bombasıyla halkını vuruyor. Hangi devlet başkanı bir taraftan halkını bombalarken diğer taraftan halktan oy isteyebilir'' ifadelerini kullandı.

''Rejim kendi çalıp kendi oynuyor''

Kadi askeri bölgesindeki kapalı çarşıda ayakkabı satan 25 yaşındaki İsmail Ebu Hadra da rejimin savaş uçakları ve helikopterlerle her gün halkını acımasızca bombaladığını vurgulayarak, vahşet ve katliam yaşanırken seçimlerden bahsetmenin doğru olmadığını dile getirdi.

Terliklerinin altını gösteren Ebu Hadra, ''Beşşar'a ancak bunları veririm. Sonucu belli bir seçime gitmek mantıksız, ayrıca biz bu devlet başkanını istemiyoruz'' dedi.

Halep'te muhaliflerin kontrolü altındaki bölgede Suriye yönetiminin hava saldırısında evi yıkılan ve bölgeden kaçarak Azez'deki çadırkentte yaşamaya mahkum edilen 64 yaşındaki Ebu Hamza, sonucu belli olan bir seçim için sandık başına gitmenin mantıksız olduğunu kaydederek, ''Biz meşruiyetini yitirmiş bir adamın başımızda olmasını istemiyoruz. Rejim, seçimi meşru zemine çekmek için iki kukla adayla sandığa gidiyor. Seçimleri kimin kazanacağı belliyken, neden sandık başına gidip kendimizi yoralım. Rejim kendi çalıyor, kendi oynuyor ve tüm dünya bunu seyrediyor'' görüşünü dile getirdi.

AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.