Türkiye’de 15 yıldır görülmeyen ‘çocuk felci’ hastalığına karşı alarma geçen Sağlık Bakanlığı, Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak ve Adana’yı kapsayan 7 ilin ardından Türkiye’ye göçeden Suriyeli ailelerin 5 yaş altındaki tüm çocukların ‘çocuk felci’ hastalığına karşı bağışıklık kazanması için aşı programı başlattı. Ancak Suriyeli bazı ailelerin, aşı yaptırmaya karşı çıktığı iddiası yürekleri ağza getirdi. Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, "Bazı Suriyeli ailelerin çocuklarını bağışıklık hale getirmek istemediği, aşıya karşı çıktıkları anlaşılıyor. Bunu halk sağlığı açısından büyük tehdit olarak görüyoruz. Suriyeli alilerin mutlaka ama mutlaka çocuklarının aşılatması sağlanmalıdır. Bu gerçekleşmezse çocuk felci virüsü tehdidi altındaki çocuklar yalnızca o ailelerin çocukları olmayacak tüm Bursa’daki çocuklar hata erişkenler risk altında olacak." dedi.

Suriye’de iç savaş ortaya çıkmadan önce 15 yıldır çocuk felci görünmediğini anlatan Prof. Dr. Pala, savaş gündeme geldikten sonra 2013 yılında Suriye’de 35 çocuğa ‘çocuk felci’ tanısı konulduğunu hatırlattı. Pala şöyle devam etti: "Çocuk felci, Türkiye’de yaklaşık 15 yıldır görünmeyen bir hastalık. Suriye’deki iç savaştan sonra çok sayıda göçmen sınırdaki illere göçmeye başlayınca biz kamuoyunu, kızamık ve çocuk felci Türkiye’de ya çok az görünen ya da görünmeyen hastalıklar karşı uyarmıştık. Bu uyarı, bugün artık daha fazla önem taşıyor. Geçtiğimiz haftalar içerisinde Suriye’den göçen bir çocuk sebebiyle Irak’ta da bir çocuk felci tanısı konuldu. Sağlık Bakanlığı Suriyeli göçmenlerden sonra sınırdaki 7 şehirde tüm yurttaşlarımızı içeren şekilde çocuk felci bağışlama kampanyası başlattı. Ama o 7 kent dışında örneğin Bursa’nın da içerisinde olduğu Suriyeli göçmenlerin fazla geldiği şehirlerde Suriyeli 5 yaşın altındaki tüm çocukların bağışıklanmasıyla ilgili bir program başlattı. Görüyoruz ki; programda aksaklıklar var. Bazı Suriyeli ailelerin çocuklarını bağışıklık hale getirmek istemediği, aşıya karşı çıktıkları anlaşılıyor. Bunu halk sağlığı açısından büyük tehdit olarak görüyoruz. Suriyeli alilerin mutlaka ama mutlaka çocuklarının aşılatması sağlanmalıdır. Bu gerçekleşmezse çocuk felci virüsü tehdidi altındaki çocuklar yalnızca o ailelerin çocukları olmayacak tüm Bursa’daki çocuklar hatta erişkenler risk altında olacak."

"BURSA'DA EN AZ BİRKAÇ BİN ÇOCUĞUN AŞILANMASI GEREK"

Çocuk felcinin, kişiden kişiye rahatlıkla bulaşabilen, özellikle hijyenin yeterince olmadığı ortamda yiyecekler ve su vasıtasıyla bulaşma ihtimalinin çok yüksek bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Kayıhan Pala, "Eğer gerekli önlemler alınmazsa 15 yıldır görünmeyen bir hastalığın tekrar ülkemizde çocuklarımızı sakat bırakma hatta öldürme ihtimali var. Bu sebeple tüm herkesi duyarlı olmaya çağırmak hepimizin yurttaşlık görevidir. Suriye’den gelenler konusunda yeterince bilgi sahibi değiliz. Bursa’da bir rakama göre 10 bin, bir rakama göre 30 bin civarında Suriyeli göçmen var. En az birkaç bin çocuğun aşılanması gerektiği ortaya çıkıyor. Meslektaşlarımızdan gelen bilgiler Suriyeli bazı ailelerin bağışıklanmaya karşı tutum içerisinde olmalarıdır. Aşı, iki defa üst üste yapılması üzerine bir tutum var. Ağızdan alınan bir aşı. Etkin kampanya yürütülmek isteniyor. Aşı, bir defa alındıktan sonra bir ay içerisinde bir kez daha alınırsa çocukları dolayısıyla toplumu koruyuculuğu yüksek. Bursa’nın da içerisinde olduğu batılı şehirlerde çocuk felcine karşı çocuk çağdaki bağışıklığın oranı yüzde 97’nin üzerinde. Ama 20 yaşın üzerinde bu rakamın çok daha aşağıda olduğunu söyledim. Tehdit 5 daha ağırlıklı olarak 5 yaş altındaki çocuklarla olmak birlikte her yaş grubunu içerecek şekilde bir sorunun kayımızda olduğunu söyleyebiliriz." diye konuştu.

ÇOCUK FELCİ

Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nuh resmi internet sitesinde çocuk felci hasatlığı şöyle anlatılıyor: "Çocuk felci hastalığı (poliomiyelit), çocuk felci virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığı olarak biliniyor. Üç farklı tipi olan çocuk felci virüsü, ağız yoluyla vücuda girer, boğazda ve bağırsaklarda çoğalarak, vücudun diğer bölgelerine yayılır. Başlangıç belirtileri ateş, baş ağrısı, halsizlik, kusma, boyunda sertlik, kol ve bacaklarda ağrıdır. Yaklaşık her 200 vakadan bir tanesinde, hastalık etkeni olan virüs omuriliğe geçerek, orada kasların hareketlerini sağlayan sinir hücrelerini tahrip eder. Bu tahribat kalıcı olup, sinir hücrelerinin yerini yeni hücreler alamadığı için, etkilenen kaslar artık çalışamazlar ve hastalık hayat boyu sürecek felçlere neden olur. Felçli vakaların yüzde 5-10’unda solunum kaslarında felç gelişerek ölüme yol açabilir."

Cihan