Abdulkadir SELVİ

Abdulkadir SELVİ

Suriye'de savaş değil barış isteniyor

Türkiye, Suriye'de akan kanın durması için çaba gösteriyor, birileri Türkiye'ye Suriye'de kan akıtma misyonunu yüklemeye çalışıyor.

Türkiye, Suriye'de barışı tesis etmek için çalışıyorken, birileri de Türkiye'ye savaş tuzağı kuruyor.

İngiliz The Telegraph ya da The Sunday Times bunu yapmaya çalışıyor, ama işin tuhaf yanı muhalefet liderlerimiz de, böyle bir şey varmışçasına açıklamalar yapıyorlar.

Türkiye'nin Suriye politikasının iki başlığı var.

1-Suriye'de akan kanın durması ve barışın tesisi

2-Olayları fırsat bilip, Suriye'ye dış müdahale yapılmasını önlemek.

Türkiye bunu yaparken, bir yandan Suriye yönetimini meşru çizgiye çekmeye çalışıyor, diğer yandan da uluslar arası camiaya, askeri müdahalenin bir çözüm olmadığını anlatmaya gayret ediyor.

Beşar Esad'ı da,"Bir gün geriye baktığınızda yaptıklarınızın çok geç ve çok az kaldığı şeklinde hayıflandığınızı görmek istemem" diye uyarıyoruz.

Ama nihayetinde Suriye'nin kaderini Beşar Esad başta olmak üzere Suriye'nin yöneticileri çizecek.

ABD,Irak'a müdahale için gün sayarken, dönemin Başbakanı Abdullah Gül, Saddam Hüseyin'e bir mektup yazarak, "Harekete geçmezseniz, Bağdat'ın tarihte Moğollar gibi yakılıp, yıkılmasına engel olamayacaksınız" diye uyarmıştı.

1 Mart tezkeresinin reddedilmesini buna eklemeye gerek duymuyorum ama bir gece Başbakanlığa ait özel uçakla Taha Yasin Ramazan'ın Ankara'ya getirilmesi operasyonunu aktarmadan geçemeyeceğim.

Taha Yasin'e, Irak'ın işgal edilmemesi için Saddam Hüseyin'in ailesiyle birlikte Türkiye'de misafir edilebileceği mesajı verilmişti.

Irak konusunda Türkiye üzerine düşeni yapmıştı. Abdullah Gül'ün son sözleri, "Günah bizden gitti" olmuştu.

Saddam Hüseyin, Türkiye'nin telkinlerine kulak verse hem kendisi hem ülkesi kazanırdı. Ama Irak'ta Moğol istilasından beter vahşet yaşandı.

Saddam Hüseyin'e mektubu ileten eski Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen'le konuştum.

Irak'ın tanığı olarak Suriye Devlet Başkanı Esad'a, "Türkiye hep dostane öneriler yapar. Saddam Hüseyin, Türkiye'nin önerilerine kulak verse bugün farklı bir Irak olurdu. Türkiye'nin tavsiyelerine uyması yararına olur" diye seslendi.

Kürşat Tüzmen çok ibret verici bir anekdot aktardı.

Saddam Hüseyin mektubu okuduktan sonra çekmecesinden bir fotoğraf çıkarmış ve bir süre baktıktan sonra, "Bir zamanlar en yakın dostumdu" demiş. O fotoğraftaki en büyük dostu ABD Savunma Bakanı Donald Rumselfd'dı. Saddam'ın başına bombaları o yağdırdı.

Irak,dünyanın üçüncü petrol rezervlerine sahip ülkesiydi. ABD öncülüğündeki işgal için birbirleriyle yarıştılar. Suriye'de petrol yok. Bu nedenle bizi, "taşeron "olarak kullanmak istiyorlar.

Ayrıca BM Güvenlik Konseyi'nde Rusye ve Çin müdahale yolunu tıkadılar. Brezilya, Güney Afrika ve Hindistan askeri müdahaleye sıcak bakmıyorlar.

Güvenlik konseyi'nin teşviki ile bu üç ülkenin temsilcisi Beşar Esad'la da görüştü. Biran önce katliamları durdurmasını istedi.

Üç ülkeyi temsilen Ankara'ya gelen Brezilya temsilcisi ile yapılan görüşmede görüldü ki, önerileri Türkiye'nin teklifleri ile paralel.

Rusya ve Çin ile birlikte bu üç ülkenin havası suriye'de diplomatik yollardan barışın sağlanması. Ama şu aşamada askeri müdahale yolu kapalı. İngilizlerin yaptığı ise, askeri müdahalenin kapısını açabilmek için Türkiye üzerinden bir hareketlilik sağlamak.

Ankara bunun farkında mı? Farkında.

İngilizler biraz üzülecek ama Türkiye'nin karar alıcıları, İngiliz gazı ile çalışmıyor.

Yeni Şafak

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.