Sünnet-i Seniyyeye ittibâ imanı elde ettiriyor

Sünnet-i Seniyyeye ittibâ imanı elde ettiriyor

Haftanın hutbesi

Risale Haber-Haber Merkezi

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيم
قُلْ إِن كُنتُمْ تُحِبُّونَ اللّهَ فَاتَّبِعُونِي يُحْبِبْكُمُ اللّهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَاللّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ(1)
 
Muhterem cemaat!

İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi, kâinatın Yaratanını tanımak, O'na iman edip ibadet etmektir. İşte bu vazifemizin nasıl, ne şekilde ve ne zaman yapacağımızı bizlere öğreten ve gösteren, kıyamete kadarda en güzel rehber olan Peygamber (a.s.m)’ın sünnet-i seniyyesidir. Evet, Sünnete uymak ve her halimizi ona göre ayarlamak, mutlaka gayet kıymettardır. Özellikle İslam’da olmayan bid'aların ve fesat fikirlerin çoğaldığı zamanda Sünnet-i Seniyyeye ittibâ etmek ve küçük bir adabını yerine getirmek, ehemmiyetli bir takvâyı ve kuvvetli bir imanı elde ettiriyor. Doğrudan doğruya Sünnete ittibâ etmek, Resul-i Ekrem (a.s.m)’ı hatıra getiriyor. Bu da insanın ilahi bir huzur kazanmasına sebep oluyor. Hatta en küçük bir harekette, mesela yemek, içmek ve yatmak âdâbında Sünnet-i Seniyyeye uyulduğu zaman o normal hareket veya iş, sevaplı bir ibadet ve İslam’a uygun bir hareket oluyor. Çünkü kişi sünnete uygun olarak yaptığı hareketiyle Resul-i Ekrem (a.s.m)’a tabi olduğunu düşünüyor ve şeriatın bir edebi olduğunu biliyor. Ve şeriat sahibi o olduğu hatırına gelir. Ve ondan, Cenâb-ı Hakka kalbini yöneltir, bir nevi huzur ve ibadet kazanır. İşte, bu sırra binaen, Sünnet-i Seniyyeyi hayatının her safhasına tatbik eden, her zaman yaptığı normal hareketlerini, ibadete çevirir, bütün ömrünü semeredar ve sevabdar yapabilir. Peygamber efendimiz (a.s.m): “Ümmetimin fesada düştüğü zamanda kim benim sünnetime yapışırsa, yüz şehidin ecrini, sevabını kazanabilir” (2) buyuruyor.
 
Değerli Müslümanlar!

Hutbemin başında okuduğum ayette: De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin."(1) buyruluyor. Bu ayette Cenab-ı Hak, sünnete uygun hareket etmemizin ne kadar mühim ve lâzım olduğunu kesin bir surette ilân ediyor ve biz Müslümanlara şunu emr ediyor: “Eğer Allah'a muhabbetiniz varsa, Habibullaha ittibâ edilecek. İttibâ edilmezse, netice veriyor ki, Allah'a muhabbetiniz yoktur. Muhabbetullah varsa, netice verir ki, Habibullahın Sünneti Seniyyesine göre hayatınızı düzenliyorsunuz demektir. Evet, Cenâb-ı Hakka iman eden, elbette Ona itaat edecek. Ve itaat yolları içinde en makbulü ve en müstakimi ve en kısası, şüphesiz, Habibullahın gösterdiği ve takip ettiği yoldur.”(3)

Aziz cemaat! 

Peygamberimiz (a.s.m): “Rabbim bana edebi güzel bir surette ihsan etmiş, beni edeplendirmiş.” (4) buyurmaktadır. Peygamberimizin hayatına baktığımızda ve sünnetini incelediğimizde göreceğimiz şu ki; Cenab-ı Hak edebin, görgü kurallarının, terbiyenin en mükemmelini ve çeşidini Habibinde toplamış ve bizlere örnek olarak göstermiştir. Demek ki; onun sünnetini terk eden edebi terk etmiş olur. “Edepsiz kişi Allah'ın lütfundan mahrum olur” kaidesince, sünneti terk eden zararlı bir edepsizliğe düşer. Yine peygamberimiz: "Bizim sünnetimize uymayan bir amel işleyenin, yaptığı amel de merduddur." (5) buyurmaktadır.

1.Âl-i İmrân Sûresi, 3/31
2.İbni Adiy, el-Kâmil fi'd-Duafâ, 2:739; el-Münzirî, et-Terğîb ve't-Terhîb, 1:41
3.Said Nursi lemalar sh.53 
4.el-Münâvî, Feyzü'l-Kadîr, 1:224; İbni Teymiye, Mecmûu Fetâvâ, 18:375
5.Buhârî, İ'tisam 5, Büyü 60, Sulh 5; Müslim, Akdiye 18 (1718); Ebu Dâvud, Sünnet 6, (4606). 

Hazırlayan: Fatih AKSÜT