Sonra Gelecek O Mübârek Zât

Sonra Gelecek O Mübârek Zât

Bu eser ile esas maksadımız Risâle-i Nûr içinde zikredilen “sonra gelecek o mübârek zâtı” mevzu-u bahis edilen mektubların tamamı üzerinden anlamaya çalışmak...

Risâle-i Nûr külliyatının müellifi olan Bedîüzzaman Said Nûrsî Hazretlerinin ve bu asırdaki vazîfesinin ve Risâle-i Nûr ile îmân hizmeti keyfiyyetinin anlaşılmasına çalışmakla beraber, risâlelerde geçen bazı perdeli îzâhâtlerin, sathî nazarlara ve nâmahremlerine kendini açmaması nedeniyle, bâzı cümlelerin mânâlarını kendi fikirlerine veya başka hedeflere yahut başka şahıslara isnâd etmeye çalışmalarından ve bilhassa Fethullah Gülen gurubunun, ‘sonra gelecek o mübârek zât’ ile ilgili mektubun kendilerine işâret ettiğini iddiâ etmelerinden kaynaklanan ve bu hususta bâzı lâhikaları ve oradaki ifâdeleri de delîl olarak göstermelerine mukâbil bir cevâb olması sûretiyle kaleme alınmıştır.

Bu eser ile esas maksadımız Risâle-i Nûr içinde zikredilen “sonra gelecek o mübârek zâtı” mevzu-u bahis edilen mektubların tamamı üzerinden anlamaya çalışmak ve hakkındaki sâir ihbârâtlar ile birlikte, Gavs-ı Azâm (ks) ve Hz. Ali (ra) ihbarları ve izâhatları, iş’ârât-ı Kur’ân’iye ve diğer işâretlerin de tahlîlleriyle birlikte bütünlük içinde mâhiyetini göstermeye çalışmaktır.

Bahsi geçen mektub ile birlikte, konuyla alâkalı olan diğer mektubların da dâhil edilmesiyle ve yine konu bütünlüğünü kuvvetlendiren sâir işâretler, alâmetler ve delillerin de kaydedilmesiyle, Risâle-i Nûr ve şahs-ı mânevîsini ve istikbâldeki vazîfelerini anlamaya ve göstermeye gayret ederken, bir yandan da allâme mertebesinde bulunan şahısların ve bilhassa Bedîüzzaman gibi bir zâtın ifade ve îzâhâtlarına sadece bir satır veya cümle üzerinden mânâ vermemek gerektiğini, mutlaka eserin tamamına ve bütününe bakmak lâzım geldiğini de göstermiş olacağız.

Eser içinde;

İlk bölümde:

Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî’de bahsi geçen ‘sonra gelecek o mübârek zât’ hakkındaki  lâhika tahlîl edilmiştir.

İkinci bölümde:

Risâle-i Nûr Külliyatından aynı mânâyı te’yid eden diğer mektûblar ve lâhikâlarla birlikte izâh edilmiştir.

Üçüncü bölümde:

Birinci Şuâ’dan Risâle-i Nûr’a bakan bâzı âyetlerin mânâ ve cifirlerinin tahlîli ve gösterdiği işâretlerin izâhları yapılmıştır.

Dördüncü bölümde:

İmâm-ı Ali (Radıyallahu Anh) Kasîde-i Celcelûtiye’sinde, Risâle-i Nûr’a dâir işâretlerinin mânâ ve mertebece tetâbukları, nasıl birbirine baktıkları izâh edilmiştir.

Beşinci bölümde:

Gavs-ı A’zam Abdulkadir Geylânî Hazretlerinin meşhûr kasîdesinde, Risâle-i Nûr ve müellifi Bedîüzzaman Hazretleriyle remzen konuştuğunu ve himâyesine aldığını, makâm-ı ebcedî hesâplarıyla birlikte izâh edilmiştir.

Altıncı bölümde:

Risâle-i Nûr ve Bedîüzzaman Hazretleri hakkında, çok sayıdaki mûteber şahısların canlı görüşlerine de yer verilmiştir.

Yedinci bölümde:

Bedîüzzaman Hazretlerinin ve Risâle-i Nûr eserlerinin hangi dönem ve şartlarda gelmiş olduğu ve geldiği dönem itibâriyle nasıl bir mânâ taşıdığı, te’lif şartlarıyla, neşriyâtıyla mâhiyetini nasıl ilân ettiğine de  yer verilmiş olup, kitap tamamlanmıştır.

294 sâhifeden oluşan bu müdâfaa kitabını takdîm ediyoruz…

Ücretsiz kargo ile te'min etmek için TIKLAYINIZ