Siz Tevrât’ta Muhammed’in sıfatları gibi birçoğunu gizliyorsunuz!

Siz Tevrât’ta Muhammed’in sıfatları gibi birçoğunu gizliyorsunuz!

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), En'âm Sûresi 90-91. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

90-İşte onlar (o peygamberler), Allah’ın hidâyete erdirdiği kimselerdir; (Habîbim, yâ Muhammed!) Artık (sen de) onların hidâyetine tâbi‘ ol! De ki: “(Ben) ona (Kur’ân’a) karşı sizden bir ücret istemiyorum!(1) O, ancak âlemler (ve bütün asırlar) için bir nasîhattir.”

91-Hâlbuki (yahudiler:) “Allah hiçbir insana birşey indirmedi” dediklerinde, Allah’ı O’nun şânına lâyık bir sûrette (hakkıyla) takdîr edemediler. De ki: “Mûsâ’nın insanlara bir nûr ve bir hidâyet olarak getirdiği Kitâb’ı kim indirdi? (Siz) onu (Tevrât’ı) parça parça kâğıtlar yapıp, onları(n bir kısmını) açıklıyorsunuz; (Muhammed’in sıfatları gibi) birçoğunu da gizliyorsunuz!” Bununla berâber ne sizin, ne de atalarınızın bilmediğiniz şeyler size (Kur’ân’da) öğretilmiştir. (Ey Resûlüm! Sen Tevrât’ı da, Kur’ân’ı da) “Allah (indirdi)!” de; sonra onları bırak, daldıkları (bâtıl) içinde oynasınlar!(2)

(1)“Bu dünya dârü’l-hizmettir (hizmet yeridir), ücret almak yeri değildir. A‘mâl-i sâlihanın (sâlih amellerin) ücretleri, meyveleri, nûrları berzahta (kabir âleminde), âhirettedir. O bâkī meyveleri bu dünyaya çekmek ve bu dünyada onları istemek, âhireti dünyaya tâbi‘ etmek demektir. O amel-i sâlihin ihlâsı kırılır, nûru gider. Evet o meyveler istenilmez, niyet edilmez. Verilse, teşvîk için verildiğini düşünüp şükür eder.” (Kastamonu Lâhikası, 270)

(2)Yahudi âlimlerinden pek şişman bir adam olan Mâlik bin Sayf, bir kısım yahudilerle birlikte Resûl-i Ekrem (asm)’ın yanına gelerek, Kur’ân hakkında tartışmaya başladı. Peygamber Efendimiz (asm) da: “Mûsâ (as)’a Tevrât’ı indiren Allah aşkına soruyorum, ‘Allah, bir hıbr-ı semîne (şişman âlime) buğz eder!’ diye Tevrât’ta buluyorsun değil mi? Sen ise hıbr-ı semînsin!” buyurunca Mâlik bu söze kızarak, önce “evet” dediği hâlde sonra: “Allah hiçbir insana bir şey indirmedi” dedi. Bunu işiten diğer yahudiler: “Yazık sana! Mûsâ’ya da mı? Ne için Mûsâ’ya indirileni de inkâr ettin?” dediklerinde: “Beni Muhammed kızdırdı da ondan böyle dedim” dedi. Yahudiler de ona öfkelenerek, onu reislik makāmından azledip, yerine Ka‘b bin Eşref’i ta‘yîn ettiler. (Celâleyn Şerhi, c. 2, 395)