Sivil manifesto önerisi

1-Anayasada etnik tarife dayalı vatandaş tanımlaması kaldırılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı temelinde aidiyet farklılığına eşit mesafede duran ve kabul eden bir anlayış ile saygı duyan bir devlet yapısı uygulamada hissedilmelidir. Öncelikle kanun metinlerinin ve yönetmeliklerle yazışmaların satır aralarında bulunan bütün etnik tahrikler ve birliği zedeleyici imtiyaz çağrışımları ayıklanmalıdır.

2-Devlet, dini hayatın yaşanmasında, negatif laiklik algısı  ile hayatın içindeki rolünü engelleyen, taraf olan  ve dışlayan tutumunu terk etmelidir. Dini hayatın kolaylaştırılmasında, yaşanmasında ve düzenlenmesinde tek merci Diyanet olmamalıdır. Diyanet özerk olmalıdır. Dini kesimlerin kabulleneceği bir konsensüs sonucu Diyanet İşleri Başkanlığı yeniden yapılandırılmalıdır.

3- Kuruluşların hesap verme, harcamalarını şeffaf tutma ve bunu her düzeyde açıklama ve bilinmesine yardımcı olma konusunda, denetlemeyi özendirici idari ve mali temel düzenlemeler yapılmalıdır.

4-Din ve vicdan özgürlüğünün önündeki bütün engeller, “ama, ancak, fakat” bariyerlerine ve istisnalarına takılmadan kaldırılmalı ve en geniş anlamda özgürlükler kullanılabilmelidir. Bireyin özgür iradesi özgürlüğünü ifade ederken bir risk altında olmamalıdır.

5-Parti, sendika, vakıf, dernek, meslek odaları başkanları ile muhtar, rektör, vali, bakan ve diğer benzer kuruluşların yöneticileri bir görevde en fazla beş yıl kalmalıdırlar. Bu şekilde sonraki aday ve hazırlananlar için dönüşüm sistemi sağlanmalıdır ki, değişim ve yenilenmenin önündeki ayak bağı olma ve statüko oluşturma fırsatı kalmasın.

6-Bireyin gelişimi/tekamülü eğitimleri verilmelidir. Öncelikle iletişim, müzakere ve ortak akıl konularında olmalıdır. Halk Eğitim Merkezleri, sivilizasyon/medeniyet yaklaşımı ile teşebbüs/girişim ve özgürlük/hürriyet ağırlıklı  içerikler belirleyip bu programları yaygınlaştırmalıdır.

7-Din eğitiminin özelleştirilmesi,  Diyanet İşleri Başkanlığının bu süreci kolaylaştıracak ve özendirecek bir düzenleme ve izleme rolünde kalması daha sağlıklı olacaktır. İsteyen herkes Kur’an kursu, din eğitimi ve dini kampüsler kurup sertifikasyon ve diploma dahil eğitimler verebilmelidir.

8-Sivil toplum  önderleri, cemaat kurucuları ve toplumun değer gördüğü dini, milli yada ilmi şahsiyetler adına  araştırma merkezleri kurulabilmeli, onların adına enstitüler devlet eliyle tesis edilmeli, YÖK’ün onayladığı akademik statü verilecek şekilde  fon sağlanmalı, özgür ve özgün çalışmaları teşvik edilmelidir. Uluslararası işbirliği için süreçleri desteklenmelidir.

9-Valiler il düzeyinde seçimle gelmelidir. Eğitim, sağlık, bayındırlık v.d. mahalli hizmetler tamamen yerel karar organları eliyle yürütülmelidir. Merkezi yönetim sadece anayasal çerçevede kanun düzenleyici olmalıdır. Diğer parametreleri yerel organlar belirlemeli ve uygulamalıdır. Bölge farklıkları yerel yönetim sistemine yansıyabilecek serbestlikte olmalıdır.

10-Bütün  dini grup ve temsilcilerin katılacağı  Din Şurası toplantıları yapılmalıdır. Geniş katılımlı ve serbest müzakereye dayalı ortak mutabakat zeminlerine yol açacak şekilde organize edilmelidir. Dini kurumlar belirlenen ortak yaklaşımlara öncelik vermelidir.

11-Kemalizm ekseninde bir devlet tarifi ve eğitim modeli ile vatandaş yetiştirme amaç ve hedefi anayasadan kaldırılıp, toplumun maksimum mutabakatına dayalı bir ortak dil ve amaç belirlenmelidir.

12-Ayırımcı, hakaret eden, düşünce ve inanca saldıran, suçlayan beyan, iftira ve çatışmalara müsaade edilmemelidir. Düşüncenin korunması, saldırıya uğramaması yargı güvencesinde olmalıdır. Din ve düşünce hakkı kutsaldır ve asla incitilmemelidir. Buna göre müeyyideler konulmalıdır. Buna mukabil düşünce özgürlüğü sonuna kadar kullanılmalıdır.

13-Devlet arazileri, hazineden alınıp arazisi, tarlası ve arsası olmayanlara öncelik verilecek şekilde  acilen dağıtılmalı  ve uzun dönüşlü bir taksitlendirme ile satılmalıdır.

14-Tarım işçileri dahil sosyal güvenliği olmayan ve asgari ücreti ödenmeyen hiç bir kişi çalıştırılamamalıdır.

15-Her türlü savunma ve güvenlik harcamaları Sayıştay denetimine alınmalıdır. Meclis denetimine açık olmalıdır.

16-Cumhurbaşkanlığı, TBMM v.b. kamu alanlarında, askeri güvenlik olmamalıdır. Güvenliği sağlayıcı etkin bir organ olarak özel güvenlik veya tamamen emniyet teşkilatı görevi üstlenmelidir.

17-Köy, kasaba, ilçe, il ve bölge isimleri, halkoylaması ile çoğunluğun talep edeceği şekilde değiştirilebilmelidir.

18-Çocuklarına isim hakkı sadece anne ve babanın takdirinde olmalıdır. Devlet asla karışmamalıdır. İstenen isim kütüğe aynen girmelidir.

19-Nikah kıyma işlemi sadece belediyelerin olmamalıdır. İsteyen aileler müftülükten de aynı hizmeti alabilmelidir. Müftülükler nikah kıyabilmelidir.

20-Yüksek öğretim sadece vakıf sistemi ile değil, özel sektör girişimliğine de açık olmalıdır. Devlet, bu şekilde hem özendirmeli hem de kaynak desteği vermelidir.

21-Dini, sosyal, kültürel ve insani temelli yardım kuruluşlarına, vakıf, dernek ve cemaatlere belli yeterlilikler şartıyla bütçeden fon sağlanmalıdır. Bu kaynak tahsisi kriterlere göre şeffaf, adil ve kurum fonunda izlenebilir olmalıdır.

22-Üniversitelerin üst yönetimi, yerel paydaşların temsilcileri Sivil Toplum Kuruluşları, valilik, belediye, akademisyen ve girişimcilerden oluşacak şekilde ve temsille gelen bir mütevelli heyeti olmalıdır. Rektör mütevelli heyeti içinden seçilmelidir.

23-Her aileden/evden en az bir kişinin çalışabildiği bir sosyal güvenlik şemsiyesi kurulmalıdır.

24-Devletin istihbarat yaklaşımı ile  ideolojik fişleme ve engelleme sistemi derhal kaldırılmalıdır. En basiti, annesi başörtülü bir çocuğun askeri okula alınmaması temel bir hakkın engellenmesidir. Liyakat dışında gizli bir engelleme ve  devlet aygıtı olan  “kamu düzeni” belirsizliği  adı altında belli zümrelere imtiyaz ve ayrıcalık sağlanmamalıdır. İmtiyazlı/ayrıcalıklı sınıf ve zümrelerin bu şekilde oluşmasına izin verilmemelidir. Rekabeti ve yeteneği engelleyen bu durum, toplumdaki sosyal çatışmanın ciddi nedenlerinden biridir.

25-Vatandaşın iletişim, mesken ve temel hayati işlemlerine ve hizmetlerine dayalı vergi ve ücretler en ucuz tarifeye çekilmelidir, hatta alınmamalıdır. Vatandaşa sunduğu hizmetlerden dolayı kar eden ve ek ödemelerle fiyatı şişiren bir anlayıştan devlet vazgeçmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum