Şimdi ittihad zamanıdır

وَتَعَاوَنوُا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوى

وَلاَ تَنَازَعوُا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ رِيحُكُم

Muhterem Müminler!

Çok nazik dönemlerden geçiyoruz! Bu nazik dönemlerde mü'minin mü'mine kırılmaya asla hakkı yoktur. Saadet Asrı, her konuda bizim için örnek alınacak bir dönemdir. Yüce Allah; “Andolsun ki, Resûlullah'ta sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnek vardır. ”[1] Ayetiyle her konuda Kâinatın Efendisini örnek almamızı tavsiye etmektedir. İsterseniz Resûlullahın yaşadığı kritik ve hassas bir olayı birlikte paylaşalım:

Peygamber Efendimiz, Hendek Savaşında, hendek kazma sırasında, mü'minler arasında en ufak bir sürtüşmenin bile çıkmasını yasaklamıştı. Elbirliğiyle hendeğin kazılması ve hızla bitirilmesi gerekiyordu. Bu yüzden Şair Ka'b bin Malik ile Hassan bin Sabit"e, hiç kimse hakkında ileri geri konuşmamaları, kimse hakkında şiir söylememeleri için îkazda bulunmuştu. Ola ki, şairlik damarıyla birilerine sataşabilirler, birbirleriyle şiir yoluyla atışmaya girebilirler, bu ise tatsızlığa ve kırgınlığa yol açar, hendeğin gecikmesine sebep olabilirdi.

Aziz Müminler!

Allah Resulü, bununla da yetinmemiş, ayrıca:

Hiç kimse arkadaşının kırıcı sözüne kızmayacak, darılmayacak, diye emir çıkararak Müslümanları büyük bir fedakârlık ve hoşgörüye davet etmişti. O hep düşmanın şehrin kapılarına dayandığı o nazik dönemi, sabır ve metanetle aşmayı düşünmüştü. “Çünkü birbirleriyle uğraşanlar müsbet hareket edemezler. Hayırlı işlerin çok muzu manileri olur. ”Küçük kırgınlık ve ihtilaflar yüzünden Müslümanlar arasındaki dayanışmanın zedelenmesi, hendek kazma işinin neticesiz kalmasına sebep olabilir, bu da düşmanın Medine'yi istilâsına yol açabilirdi. Mü'minin, mü'minden gelen kinci muamelelere sabırla hoşgörü ile affetmekle karşılık vermesi, büyük bir fazilettir. Ancak düşman tehlikesinin İslâm varlığını tehdit ettiği nazik dönemlerde, bu tarz hareket artık fazilet olmaktan çıkar, herkes için zorunlu bir görev olur. Bu durumlarda mü'minler birbirlerinin kusurları ile uğraşmayı, haklı bir sebeple bile olsa, birbirlerinden incinip darılmayı bir tarafa bırakmak zorundadırlar. Aksine bir davranış, İslâmiyete kesinlikle zararlı olacağı gibi, düşmana da büyük bir yardım hükmüne geçer.

“İçtimai hayat açısında, müminin mümine inat, hased ve tarafgirlikte bulunması son derce zararlı bir hastalıktır. Böyle bir yaklaşımda her zaman ehl-i hak zararlı çıkmıştır. Ayrıca ehl-i hakkın görevi ikram edici ve soğukkanlı olmaktır. Kur’an-ı Kerimde ” Onlar (muttekîler), bollukta ve darlıkta (Allah için) infâk ederler (verirler) ve onlar öfkelerini yutanlardır ve insanları affedenlerdir. Ve Allah, muhsinleri sever. "[2] Ayetiyle o özellikleri taşıyan müminler teşvik edilmektedir. “Garazkârâne, adâvetkârâne birbirinin tahribine çalışılan menfi ihtilâf, İslam nazarında kabul görmemiş, reddedilmiştir. Çünkü birbiriyle boğuşanlar müsbet hareket edemezler” [3]

Allah korusun insanda nefis ön plana çıktığı zaman artık hiçbir şeyi, aklı da dinlemez. Haksız dahi olsa kendini haklı zanneder, benim hakkım var der. İşte burada artık insan bazen ne dediğini ne yaptığının farkında olmaz. İnsanın, hayatında en çok yanlış ve hatalar yaptığı ve topluma zarar verdiği anlardır. Aklı başına geldikten sonra durumun farkına varır. Fakat” badel harab-i Basra” iş işten geçmiş olur. Çünkü artık yangın bacayı sarmış evi kül haline getirmiştir. Burada en çok zarar gören toplum olur, işin başındakiler değil. Geçmişte ve şimdi olduğu gibi… Böyle bir ihtilaf marazının merhemi ve ilâcı; "İhtilâfa düşmeyin; sonra cesaretiniz kırılır, kuvvetiniz elden gider. " ayetindeki şiddetli İlâhî bir yasaklamadır. [4]"Birbirinizle iyilik ve takvâda yardımlaşın. "[5] Ayetini kendimize İlahi bir ölçü haline getirmekle o ehl-i hakkın kafilesine hissiyatımızı duygusal yaklaşımlarımızı ayaklarımızın altına alıp fedakârlık göstermek ve samimane iltihak etme zamanıdır

Birbirimizin basit kusurlarını görüp tenkid etmekten kaçınarak ihlâsla hareket etmek zamanıdır.

Yüce Allah; bizleri bir binanın yapı taşları gibi omuz omuza veren samimi müminler olmayı nasib eylesin Amin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.