Seni Tanımak Güzeldi

Seni Tanımak Güzeldi

Sinan Şenol

Nagehan bir anda penceremde
Şarabi akşam güneşini seyredip
Allayıp pullayıp bil cümle nükte edayla
Velvele kopartmadan şöyle yahşice
Ezanlar okunmadan şafak vaktine dek
Benzimdeki tebessüm yerini yaşlara terk edince
Aşkı ecrime,cüdayı gönlüme kazıyıp
Nadasa bırakmadan umutlarımı
Son şiirimi yazmıştım oysa sana
Ne bu dünyanın, nede bu çark’ın adamı olan ben
Dikenlide olsa güller bezemişti sana çehresinde
Birde buğulu camlara yazmıştı adını
Bir gittin,pir gittin
Sen biçare ben naçar kaldım..
               XXXXX
Ne takım elbisesi olan ben
Nede kollarında altın bilezikleri olan sen
Ne dağları aşa, nede aleme paşa gelen biz
Para fakiri,gönül zengini sözler edip
Körfez’in kıyısından yakamozları seyrederdik seninle
Gece oluncada yıldızlardan dilek tutup
Çiçek yapraklarını seviyor-sevmiyor diye yolardık
Dalalete düşmezdik yaldız görünüp yalan dünyada
Bir çekirdek geride kalmazdık diğer sevdalardan
Ta ki seni çobanlar alıp bağa
Beni de Kurtlar çalıp dağlara sattığından bu yana
Şah iken Şahbaz olduk
Ne od kaldı ,ne ocak
Nede saklambaç oynadığımız çınar ağacı
Tadı tuzu kalmadı artık o günden bu güne Ahududuların
Senin elinden olmadıktan sonra
Ayazmadan  bir bakraç su içmenin
Kadir İNANIR sinemalarının,Hüseyin ALTIN şarkılarının
Birde Orhan sız,Baturman sız Kocaelispor maçlarının
Tadı tuzu kalmadı artık,lalezar ve gülzarların
Sen gideli derya dillim,sen gideli..
                Xxxxx
Ta denizlerin öbür kısmından
Felekten kâm çaldığımız günlerin hatırına
Güzergâhından bir tutam kekip sürünüp
Bir hazan daha gelip yapraklar solmadan
Ya dağlarda kaval gibi esen rüzgâr misali
Yada vuslat derlemeleri söyleyipte
Öyle bir gelecektin ki yüreğinin Altıncı hissi ile
Ne testi suya hasret kalacaktı,nede ben sana
Mukadderatımız kara yazılmış,gün doğmadan neler doğdu
Her aşın kaşığı dertlere saldın beni
Gecenin tam ortası,ecel denen misafir
Tamda Teeccüh anı Mirac’a çıkmışken geldi seni buldu
Sonkez konuşamadık şöyle eskilerden doya doya.
Nasip…Sonkez görmekmiş seni enkaz altında
Senden sonra terk edemediğim bu şehirde
İkimizin adları yazdığı bir beyaz mendil
Birde onyedi Ağustos kaldı hatıra
Seni tanımak çok güzeldi şimdi kara toprağın olsanda
Kara toprağın olsanda…