Senden sonra, Ondan sonra

1.
Bir sen bir de genç adam, kızgın kumsalda yürüyorsunuz.
Ayaklar çıplak, başlarda yeşil sarıklar...
Bu kaçıncı yenilgi sonrası diye soruyorsunuz birbirinize,
Bu kaçıncı eğilmiş başlar..
Bu kaçıncı son yangın.. Bu kaçıncı!..

Elindeki sepeti gösteriyorsun.. Tuzlanmış balık, biraz su, ekmek ve zeytin.
Aç mısın, diye soruyorsun, genç adama. Elindeki kılıcı yere sürterek, biraz diyor, ama dayanabilirim.
Bir kayanın dibine gelince uyuyakalıyorsunuz. Açlığı uykuyla avutuyorsunuz.
Ardından, biriken göz çapaklarına aldırmadan yola koyuluyorsunuz.

Yol açlığı büyütüyor. Sepete yaslanıp oturuyorsun. Ekmek ve suyu alıyorsun, biraz da zeytin son kalan.

Balık yok! diyorsun hayretle.
Eveet! diyor Genç adam, rüyamda balığın canlanıp önce tuzlarından silkindiğini sonra da denize atladığını görmüştüm. Kayanın yanına tekrar koşarak varıyorsunuz.

Sizi bir müjdenin kolları gibi yakalıyor deniz.
Silkiniyorsunuz önce.
Haykırıyorsunuz: Musa ve Harun’un Rabb'ine.

Deniz açılıyor, yol buluyorsunuz...

Nice zaman sonra... Peşinize düşen Firavunun taşlaşmış cesedi, denizden çıkarılıyor.

Genç adam, yaşlanmış olarak, bir tepeden olan biteni seyrediyor..

Bir eliyle sarığını düzeltirken...Sana uzaktan gülümsüyor.

2.
Kitabın şifresi çözülmeden sonucu gördüğünde anlıyor ki, zaferden sonra tekrar bir yıkım olacak;
yıkımı zafer doğuracak;
kitap, bu yıkımın öncesinde kurtulacakları toplayacaktır.

Son olarak bir yerde toplanacakları, kitabın ince anlamlarının arasına sıkıştırılmıştır.

Zaferin en yakın olduğu anında, sonrası için bir telaşı  taşır, artık yaşlanmış olan Genç adam. Bunu yıllardır acı çekmiş halka anlatmak elbette imkansızdır.

Ardından... Küçük bir gönüllü grup kurulacaktır. Bunlar tanınmamış, hatta dışlanmış insanlardır. Yazdıklarını saklarlar, söylediklerini kısık sesle birbirlerine anlatırlar... Hayatları yıkımla geçmiş, buna karşın varlıklı ve fakat idealist kişilerdir. Çocuklarını kendileri eğitirler, her gece uykusuz kalır okurlar, ibadet ederler; sabah çocuklarını öpüp koklayarak uyandırırlar ve yeni uyanmış gibi güne akarlardır...

Savaş alanından geriye kalanları toplayanlar bunlar olacaktır.

Güneşin okları en son onları vuracaktır. Sonunda uykuya dalacaklardır.

3.
Sabah olduğunda, dünya, artık yüzünü temizlemek için doğrulacaktır.
Dağları üzerinden atacak... Çıplak kalınca mağaralar ortaya çıkacak...

Bir sağa, bir sola dönüp uyuyan gençler o anda yerlerinden fırlayacaklar... Biri, bir saattir buradayız, diğeri beş saat öbürü günlerdir buradayızdır diyecekler...

Hepsi de yanılacaklar... Açıkça yüzlerine bakacaklardır:

Zaman geçmiş olacaktır ve artık sabahtan başka bir vakit kalmayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.