Sen çalış ben yiyeyim: 8 milyarderin serveti dünyanın yarısına eşit

Sen çalış ben yiyeyim: 8 milyarderin serveti dünyanın yarısına eşit

En zengin 8 milyarder, dünya nüfusunun yarısının varlığına eşit bir serveti kontrol ediyor

Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, 8 milyarderin servetinin, dünya nüfusunun yaklaşık yarısının varlığına eşit olduğunu açıkladı.

Merkezi İngiltere'de bulunan kuruluşun, internet sitesinde yayınladığı rapora göre, Microsoft'un kurucusu Bill Gates'in başı çektiği en zengin milyarderlerin sahip olduğu 426 milyar dolarlık servet, dünya genelinde 3,6 milyar kişinin varlığına denk geliyor.

Amerikan ekonomi dergisi Forbes'ın yayınladığı "en zenginler" listesi ve İsviçre'nin önemli bankalarından Credit Suisse'ten derlenen verilerle hazırlanan raporda, dünyadaki fakirlerin yarısının yüzde 70'inin düşük gelirli ülkelerde yaşadığı aktarıldı.

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Davos toplantıları öncesinde yayınlanan raporda, eşitsizlik trendini tersine çevirecek yeni bir ekonomik model gelişmesinin, İngiltere'nin AB'den çıkma (Brexit) kararını ve ABD'de kasım ayında düzenlenen başkanlık seçimlerinden Donald Trump'ın galibiyetle çıkmasının nedeninin anlaşılmasına yardımcı olduğu belirtildi.

Oxfam, gelir eşitsizliğinin giderek artmasında vergi kaçakçılığı, üreticilerin büyük şirketler tarafından sömürülmesi, patronlar ve üst düzey yöneticileri daha da zenginleştirmeye yönelik çabaların büyük rol oynadığına dikkati çekti. Gelecek 20 yılda 500 kişinin 2,1 trilyonluk servete sahip olması öngörülüyor

Raporda, en zenginlerin yüzde birinin 2015'ten bu yana dünyanın geri kalanından daha zengin olduğu belirtilerek, gelecek 20 yılda 500 kişinin 2,1 trilyonluk servete sahip olmasının öngörüldüğü kaydedildi.

Dünya çapındaki yoksul kişilerin yüzde 10'unun gelirinin 1988 ve 2011 yıllarında 3 dolardan daha az artarken, en zenginlerin yüzde birinin gelirinin 11 bin 800 dolar artış kaydettiği bildirildi. aa

RİSALE-İ NUR'DAN

Bütün ihtilâlât-ı beşeriyenin madeni bir kelime olduğu gibi, bütün ahlâk-ı seyyienin (kötü ahlak) menbaı (kaynağı) dahi bir kelimedir.

Birinci kelime: “Ben tok olayım; başkası açlıktan ölse bana ne!”

İkinci kelime: “Sen çalış, ben yiyeyim.”

Evet, hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede (insanlığın sosyal hayatı) havas ve avam, yani zenginler ve fakirler, muvazeneleriyle rahatla yaşarlar. O muvazenenin esası ise, havas tabakasında merhamet ve şefkat, aşağısında hürmet ve itaattir. Şimdi, birinci kelime havas tabakasını zulme, ahlâksızlığa, merhametsizliğe sevk etmiştir. İkinci kelime avâmı kine, hasede, mübarezeye sevk edip rahat-ı beşeriyeyi birkaç asırdır selb ettiği gibi, şu asırda sa’y (çalışmak), sermaye ile mübareze (mücadele) neticesi, herkesçe malûm olan Avrupa hâdisât-ı azîmesi meydana geldi.

İşte, medeniyet, bütün cem’iyât-ı hayriye ile ve ahlâkî mektepleriyle ve şedit inzibat ve nizâmâtıyla beşerin o iki tabakasını musalâha (barış) edemediği gibi, hayat-ı beşerin iki müthiş yarasını tedavi edememiştir.

Kur’ân, birinci kelimeyi, esasından “vücub-u zekât” ile (zekatın farz olması) kal’ eder (kaldırır), tedavi eder. İkinci kelimenin esasını “hurmet-i ribâ” ile (faizin haramlığı) kal’ edip tedavi eder. Evet, âyet-i Kur’âniye âlem kapısında durup ribâya (faiz) “Yasaktır” der. “Kavga kapısını kapamak için banka (ribâ) kapısını kapayınız” diyerek insanlara ferman eder, şakirtlerine “Girmeyiniz” emreder. (Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, 25. Söz)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.