Şefâatçi zannetmekte olduğunuz şeyler sizden kaybolup gitmiştir

Şefâatçi zannetmekte olduğunuz şeyler sizden kaybolup gitmiştir

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), En'âm Sûresi 92-94. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

92-Ve işte bu (Kur’ân), mübârek, kendinden önceki (kitap)ları tasdîk edici olarak, bir de şehirlerin anası (olan Mekke’nin ahâlisi)ni ve etrâfındaki kimseleri korkutasın diye onu (sana) indirdiğimiz bir kitaptır. Ve âhirete îmân edenler, ona (o Kur’ân’a) îmân ederler (1) ve onlar namazlarına devâm ederler.

93-Buna rağmen Allah’a karşı yalan uydurandan veya kendisine birşey vahyolunmadığı hâlde: “Bana vahyolundu” diyenden ve: “Allah’ın indirdiği (âyetler) gibi ben de indireceğim” diyenden daha zâlim kim olabilir? Bu yüzden o zâlimleri, ölümün şiddetleri içinde (can çekişirler) iken bir görsen ki melekler (can alıcılar olarak) ellerini uzatmışlar (onlara): “Çıkarın canlarınızı! Allah’a karşı hak olmayanı söylüyor olduğunuzdan ve âyetlerine karşı büyüklük taslamakta bulunduğunuzdan dolayı, bugün aşağılayıcı (bir) azâb ile cezâlandırılacaksınız!” (derler).

94-Ve and olsun ki, sizi ilk def‘a yarattığımız gibi bize (mal ve evlâdsız olarak ve çıplak bir hâlde) teker teker gelmiş ve (dünyada) size verdiklerimizi sırtlarınızın gerisine (arkanızda) bırakmışsınızdır! Hakkınızda (ibâdetlerinizde) gerçekten kendilerinin (Allah’a) ortak olduklarını zannettiğiniz şefâatçilerinizi de berâberinizde göremiyoruz! Doğrusu, aranız(daki bağlar) kopmuş ve (şefâatçi) zannetmekte olduğunuz şeyler sizden kaybolup gitmiştir. 

(1)“Hiç imkânı var mı ki, bu kâinâtın Sâni‘i (san‘atkârı), yüz bin diller ile mahlûkātını (yarattıklarını) birbiriyle konuştursun ve onların konuşmalarını işitsin ve bilsin; kendisi konuşmasın. Hâşâ! Hem hiç akıl kabûl eder mi ki, kâinâttaki makāsıd-ı İlâhiyesini (İlâhî maksadlarını) bir fermân ile bildirmesin ve muammâsını (sırrını) açacak ve ‘Mahlûkāt ne yerden geliyorlar? Ve ne yere gidiyorlar? Ve ne için böyle kāfile kāfile arkasında buraya gelip, bir parça durup gidiyorlar?’ diye üç dehşetli suâl-i umûmîye (herkesi ilgilendiren suâle) hakīkī cevab verecek Kur’ân gibi bir kitâbı göndermesin. Hâşâ!” (Şuâ‘lar, 11. Şuâ‘, 230)