Suriye'de yaşanan iç savaştan kaçıp ülkemize sığınan Suriyeli mülteciler hayata tutunmaya, buradaki yaşama adapte olmaya çalışıyorlar. Öncelikli olan barınma ve temel gereksinimler karşılandıktan sonra yavaş yavaş eğitim sorunu da çözülmeye başladı. Suriyelilere eğitim veren okulların sayısı İstanbul'da 48'i buldu.

400 ÖĞRENCİ EĞİTİM ALIYOR

Bunların başında Sıcak Yuva Vakfı tarafından İstanbul Çapa'da iki yıl önce açılan, 400 Suriyeli çocuk ilk orta ve lise eğitimi aldığı okul geliyor. Vakıf tarafından savaş nedeniyle eğitimi yarıda kalan veya ilk defa okula başlayan çocuklara burs imkânı da sağlanıyor. Bu okuldan mezun olan 5 Suriyeli öğrenci YÖS sınavını kazanarak Türk Hava Kurumu Üniversitesi'ne yerleşti. Ücretsiz eğitimin verildiği Sıcak Yuva Vakfı okulu, geçtiğimiz yıl 50 bu yıl da 50 mezun verdi. Ders olarak Suriye'deki müfredat okutuluyor, buna ek olarak Türkçe eğitimi veriliyor. Suriyeli hocalar tarafından verilen eğitim hafta sonları da devam ediyor. Öğretmenlerin ücretleri ve çocukların eğitim masrafları vakıf tarafından karşılanıyor. Okulda öğle yemeği de ücretsiz olarak veriliyor. Gençler okuldan Suriye diplomasıyla mezun oluyor. Sıcak Yuva Vakfı müdürü Necmettin Üçyıldız "Verdiğimiz eğitim son iki aydan bu yana otomasyon sistemiyle milli eğitime geçiyor. Amacımız bu çocuklara sahip çıkmak" diyor. Maddi sıkıntılar nedeniyle zor bir yaşam süren Suriyeli gençlere mümkün olduğu kadar yardım yaptıklarını belirten Üçyıldız, “Para için tehlikeli yollara başvurmalarını önlemeye çalışıyoruz” diyor.

Sıcak Yuva Vakfı'nın başkanı Sefa Saygılı ise eğitim gören çocukların çok mutlu olduğunu söylüyor. Saygılı “Türk Hava Kurumu Üniversitesi'nde 5 öğrenci eğitime başladı. Şu anda yaz okulumuz var. Burada da çocuklar aynı zamanda aktivitelere katılabiliyor. Spor, izcilik, piknik yapıyoruz. Başarılı öğrencileri üniversiteye yerleştiriyoruz” diyor. Üniversiteyi kazanan öğrenciler Türk Hava Kurumu Üniversitesi'nde Sıcak Yuva Vakfı tarafından temin edilen burslarla okuyor. Yarıda kalan eğitimlerine devam edebildikleri için mutlular. Üniversiteyi kazanan öğrencilerin dördüyle bir araya gelip hikâyelerini dinledik.

BİZİ İSTEMEYENLERDEN ÖZÜR DİLERİZ

Kusa Farfour, altı yıl önce babasının işi nedeniyle iç savaş öncesi Türkiye'ye ailesiyle birlikte gelmiş, geri dönmek istemişler ancak savaş çıkınca burada yaşamak zorunda kalmışlar. Babası Marmara üniversitesinde öğretim görevlisi, kardeşleri ise Türk lisesinde okuyor. Kendisi liseyi Sıcak Yuva Vakfı'nın okulunda okuduktan sonra YÖS (Yabancı Öğrenci sınavına) hazırlanarak, Türk Hava Kurumu Üniversitesi'nde Uzay Mühendisliği bölümünü kazanmış. Okulun masraflarını ise yine vakıf karşılıyor. Başlarda eğitim sistemine alışmakta sıkıntı çektiğini anlatan Kusa Farfour Türkiye'deki eğitim tecrübesini şöyle anlatıyor; “Suriye'de sınavlar hep klasiktir ve daha uzun süre verilir. Burada ise test sistemi uygulanıyor. Teknolojik açıdan burası daha gelişmiş bir ülke” diyor. Farfour, yazın para kazanmak için turizm şirketinde çalışıyor aynı zamanda Arapça kursu veriyor. Suriyeli olduklarından kendilerine iş verilmediğini dile getiren Fearfour “Bizi sevenlere sahip çıkanlara teşekkür ediyorum. Bize istemeyenlerden özür diliyorum. Çünkü sizlerin düzenlerini bozmuş olabiliriz. Bazıları ülkeyi bizim karıştırdığımızı söylüyor” diyor.

İŞ KURMAK İSTİYORUM

Ghaith Alhussami, savaş nedeniyle sahip oldukları her şeyi kaybedince ailesiyle birlikte iki yıl önce Türkiye'ye gelmiş. Eyüp'te yaşıyor. Önce Türkçe eğitimi almış daha sonra Suriye'de bıraktığı eğitimi vakıfta tamamlamış. Aynı zamanda üniversite sınavına hazırlanan Alhussami şu an Türk Hava Kurumu Üniversitesi İşletme bölümünde okuyor. Burada yabancılık çekmediğini dile getiren Alhussami, okurken bir taraftan da Laleli'de bir parfüm firmasında çalışıyor. Orada İngilizce ve Arapça tercüme yapıyor. Tek istediği şey kendi işini kurmak.

GÜNDE 10 LİRAYA ÇALIŞTIM

Mohanad Sokar, savaş nedeniyle iki yıl önce Türkiye'ye gelmiş diğer bir öğrenci. Liseyi Suriye'de bitiren Sokar, burada YÖS imtihanına hazırlığının ardından bursu kazandıktan sonra Türk Hava Kurumu Üniversitesi'nde Uçak Mühendisliği okumaya başlamış. Türkiye'ye geldikten sonra çalışmaya başladığını söyleyen Sokar “Buraya geldiğimde ilk İzmit'te oto yıkama atölyesinde çalıştım. Günde on lirayla çalışıyordum. Hayat çok zordu. Suriyeli olduğumuz için burada daha az para kazanıyoruz. Okuduğum için çok mutluyum” diyor.

SURİYE'YE GİTMEK SAVAŞA GİRMEK DEMEK

Muhammed Yazan Altayan iki buçuk yıl önce savaştan kaçarak Türkiye'ye gelmiş. Ailesini geride bırakarak önce Ürdün'e sığınan Altayan, orada dışlanınca soluğu İstanbul'da almış. Geldikten bir süre sonra ailesi de taşınmak istemiş ancak babası maddi zorluk nedeniyle burada tutunamayacağını anlayınca Suriye'ye geri dönmüşler. Annesiyle babası Suriye'de yaşıyor ve onlarla iki yıldır görüşmüyor. Buraya geldikten sonra birkaç arkadaşıyla aynı evde yaşamaya başlayan Muhammed Yazan Altayan, liseyi bitirmesinin ardından YÖS sınavına hazırlanıp Türkçe öğrenmiş. Vakfın verdiği bursla Türk Hava Kurumu Üniversitesi'nde bilgisayar mühendisliğini kazanmış. Dil problemi yüzünden başlarda çok zorlandığını anlatan Altayan “İlk defa ailemden uzak yaşıyorum. Başta çok zorlandım. Çünkü Türkçe bilmiyordum. Yaz aylarında Mısır çarşısında çalışıyorum. Fakat Suriye'ye gitmek demek savaşa girmek demek. Burada bir hayat kuracağım” diyor.

Yeni Şafak