Sana vahyolunana tâbi ol ve Allah hüküm verinceye kadar sabret!

Sana vahyolunana tâbi ol ve Allah hüküm verinceye kadar sabret!

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Yunus Sûresi 105-109. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

105-“Ve (ben): ‘Hakka yönelmiş olarak yüzünü (hak) dîne doğrult! Ve sakın müşriklerden olma!’ (diye emrolundum).”

106-“Hem ‘Allah’ı bırakıp, sana ne fayda verecek ne de zararı dokunacak şeylere yalvarma! Artık (böyle) yaparsan, o takdirde muhakkak sen, zâlimlerden olursun!’ (diye bana emredildi).”

107-Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, artık onu O’ndan başka açacak (kaldıracak) olan kimse yoktur! Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun ih­sânını geri çevirecek kimse de yoktur! (*) 
(O,) bunu (bu ihsânını) kullarından dilediğine ulaştırır. Çünki O, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.

108-De ki: “Ey insanlar! Gerçekten size Rabbinizden hak gelmiştir. Artık kim hidâyete ererse, o takdirde ancak kendisi için hidâyete ermiş olur. Kim de dalâlete düşerse, artık ancak kendi aleyhine dalâlete düşmüş olur. Ben sizin üzerinize (ille de îmân etmeniz için) vekil değilim!”

109-(Habîbim, yâ Muhammed!) Sana vahyolunana tâbi‘ ol ve Allah hüküm verinceye kadar sabret! Çünki O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.

(*) “Allah birdir. Başka şeylere mürâcaat edip yorulma! Onlara tezellül edip (alçalıp) minnet çekme! Onlara temelluk edip (yaltaklanıp) boyun eğme! Onların arkasına düşüp zahmet çekme! Onlardan korkup titreme! Çünki Sultân-ı Kâinât birdir; herşeyin anahtarı O’nun yanında, herşeyin dizgini O’nun elindedir. Herşey O’nun emriyle hâlledilir. O’nu bulsan, her matlûbunu (isteğini) buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun!” (Asâ-yı Mûsâ, 10. Hüccet-i Îmâniye, 185)