Salât, Salavât (ıı)

Kutlu doğumu daha bir aşkla yaşamaya çalıştığımız bu günlerde “en hayırlı insan”ı daima hatırlamanın ve hatırda tutmanın engin zevkini ve şevkini  müminler olarak gönüllerimizde doyasıya hissetmekteyiz.
Gözlerimiz O’nun nuruyla rûşen olmakta, gönüllerimiz O’nun sevinciyle ve sevgisiyle yeşermekte…

Böylesine hayatımızı etkileyen, nurlu rehberliği ve önderliğiyle yolumuzu aydınlatan Şefî’imiz Aleyhissalâtü ve’s-selâm ve ekmelü’t-tahiyyat Efendimize salât ve selâmlarımızı arz etmek vazife ve mes’ûliyetinin ne kadar ehemmiyetli, ne kadar ulvî, ne kadar bereketli ve feyizli olduğunu her bir Ümmet-i Muhammedin derk etmesi, kavraması gerektiği hususu izah ve beyandan varestedir.

Zira, bütün ümmetin salât, selâm ve rahmet duaları o’nun hasenât  defterine  geçmektedir.(Bediüzzaman, Sözler) Ve Peygamberimiz (s.a.v)'e imanın ve muhabbetin bir ifâdesi olan bir duadır salât…
Bize Kur'an'ı tebliğ eden, dünya ve âhirette mutlu olmanın yollarını gösteren yüce Peygamberimize salât ve selâm  bir teşekkürdür.

“Elhasıl: Hazine-i rahmetin en kıymettar pırlantası ve kapıcısı zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm olduğu gibi, en birinci anahtarı dahi Bismillâhirrahmânirrahîm’dir. Ve en kolay bir anahtarı da salâvattır.”(1)

İmam Kurtubî, Ahzab suresi, 56.âyet-i kerimesinin  tefsirinde "rivayet olunduğuna göre" diyerek şöyle bir hadis zikretmektedir: Ashab-ı Kiram, Rasûlüllah (s.a.v)'e: - Ya Rasulallah!  Ahzab süresinin "Şüphesiz Allah ve Melekleri Peygamber'e salât eder..." ifadeleri ile başlayan âyetinin manasını açıklar mısınız? diye sormuşlar.
Hz. Peygamber (s.a.v) buyurdu ki:" - Bu sorduğunuz ilm-i meknûndur (Yani insanlara açıklanmamış bilgilerdendir). Eğer bu konuda bana sormasaydınız, onu size açıklamazdım.
Allah benim için iki melek vazifelendirdi. Bir müminin yanında anıldığımda bana salat getirirse bu iki melek (ona) Âllah seni bağışlasın" diye dua ederler. Allah'ın (diğer) melekleri bu iki meleğin duasını pekiştirerek "amîn"derler, Allah da bu duayı kabul eder".
Bir müminin yanında anıldığımda bana salât getirmezse bu iki melek "Allah seni bağışlamasın" diyerek beddua ederler. (Diğer) melekler de bu iki meleğin beddualarına "âmîn" derler. Allah da bu bedduayı kabul eder”(2)                                           

Âyetten de anlaşıldığı gibi salat: Allah'ın salâtı, Meleklerin salâtı ve mü’minlerin                    salâtı olmak üzere üç kısma ayrılır.

a. Allah'ın Peygamberi'ne salât etmesi: O'na rahmeti ve O’ndan hoşnut olması, O'na yardım etmesi, tebliğ ettiği İslâm dinini yayarak O'nun şanını artırması, O'nun işlerini bereketli kılması, ismini yüceltmesi, ona ahiret mükafatlarını vermesi ve getirilen salâtı kabul etmesi anlamına gelir.

b. Meleklerin salâtı: Melekler Hz. Peygamber'i çok severler; O'na en yüce makamları vermesi, dininin ve şerîatının gelişmesi ve O'nu yüksek derecelere ulaştırması için Allah'a dua ederler, istiğfar ederler; O'na salât getirenlere Allah'ın rahmetini dilerler.

c. Müminlerin salâtı: O'na saygı ve tazimde bulunmaları, O'nunla ilgili duada bulunmalarıdır. Allah'tan, tebliğ ettiği dinin güçlenmesini, şanının artmasını dilemek ve Cennetteki Makam-ı Mahmud'u ve ümmetine şefaat etme hakkını ona vermesini istemektir.

Her Peygamberin kabul olunan bir duası vardır. O bu duasını ümmetine şefaat etme hakkını elde etmede kullanacağını bildirdiği ve ümmetinin yarısından fazlasının şefaati ile Cennet'e gireceğini açıkladığı için, O'na salât ve selam, bu hakkı elde etmesinde O'na manevî bir yardımdır. Aslında nefsimiz için şefâat talebinde bulunmaktır. O'na salât ve selam, O'nunla gönül râbıtasını kuvvetlendirmek ve feyzimizi arttırmaktır ki, buna biz kulların ihtiyacı vardır.

Şu manidar Hadis-i Şerifle yazımızı bitirelim ve hitamında salavât getirelim inşallah.
"Günlerinizin en faziletlisi Cum'a günüdür. O günde bana çok salavat getirin; zira sizin salât ve selamlarınız (melekler vasıtasıyla) bana arz olunur". Âshab-ı Kiram sordu: "Ya Resulallah!  Getirdiğimiz salavât size nasıl arz olunur; halbuki siz çürümüş bulunacaksınız?". Rasûl-i Ekrem (asm) Efendimiz: "Allah Teâlâ Peygamberlerin cesetlerini yer yüzüne haram kılmıştır" cevabını verdi.”(3)                                           

Sallallahu aleyhi ve sellem.

Dipnot  :
1-Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, 14.Lem’anın ikinci makamı
2-Kurtubî, el-Câmi' li Ahkâmil-Kur'ân, Beyrut 1985, XIV, 233.
3-Ebu Davud, Salat, 201; Vitr, 26; Nesâî, Cum'a, 5; İbn Mace, İkame, 79, Cenâiz, 65; Darimî, Salat, 306; Müsned, IV, 8

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.