Şair Ölür Kalır Sözü

Şair Ölür Kalır Sözü

Recep Şükrü Güngör'ün yazısı...

Talipli yoktur sevgiye
Anlamadım, neden? Niye?
Canlar gücenmesin diye
Can attım, gül atamadım

Suları ıslatamadım.

Şair milletinin vicdanıdır. Vicdanın beliğ dilidir. Abdurrahim  Karakoç’la yeryüzünde karşılaşmadım. Hakim Bey, Doktor Bey, Hasan’a mektuplar, Suları Islatamadım, Bayram O Bayram Ola ile o kadar hemhal oldum ki, Karakoç görmeden sevdiğim, duyduğum, hissettiğim kendi parçam gördüğüm bir ozan oldu. O mübarek hicivlerini günlerce dilimden düşürmedim. Edebiyat illetine de onun şiirleriyle düştüm diyebilirim. Lise yıllarında Hakim Bey şiirini gördüm ve kendimi buldum orada.

Müslüman gençliğin heyecanıydı o. Bizim kıvrılmaz kalemimizdi. Yazılarını gazeteden yer yer takip ederdim. Siyasi, politik yazılarında bile şiir davasıyla varlığını sürdürürdü.
Maraş’a gelir miydi? Maraş için ne ifade ederdi bilmezdim. Her yerde Maraşlı geçlik bizim de Abdürrahim Karakoçumuz var, derdi. Derdi demesine de onun o mübarek şiirlerini iki satır yazı ile tahlil etmezlerdi.

Mihriban şairi olmasıyla övündüğünü hiç duymadım. Fıtratı da sanırım ona müsait değildi. Anonim dendiğinde de o toprak gönülle karşılamıştı.

Yaşarken şiirlerini okuduk, onunla büyüdük, palazlandık. Ama ihanet ettik. Şiirleri hakkında iki kelam etmedik. Şimdi öldü. Ama şiir toplumun vicdanında yaşıyor.  Erdem ağabey gibi, Zarfioğlu gibi, Alaaddin ağabey gibi yaşayacak. Tabi onun ayrı bir vasfı var: halk ozanı olması. Bu özelliği ile dünyaya açabileceğimiz, tanıtabileceğimiz bir şairimiz. Sizde de kim var dediklerinde rahmetli karakoçumuz var diyebiliriz. Abartılı olmadı inanın.

Şair millet şuurunun tavanında yaşar. Çünkü orayı o inşa eder.  Şair olmazsa o yüce mevki sahipsiz kalır. Abdurrahim ağabeye Allah’tan rahmet diliyorum. Şiirleriyle, gazete yazılarıyla köksüzleştirilmek istenen nesli kurtarmıştır. Bitirilmek istenen geleneği yaşatmıştır.
Şair bahaaddin Karakoç ağabeye de başsağlığı dileklerimizi buradan iletelim. Dünya hayatları pek yakın geçmedi ama inşallah cennette buluşurlar.

Başa aldığım mısralarında tasavvufi halk kültürünün bütün unsurlarını görüyoruz. Dopdolu bir şiir. İmgesi yerli yerinde, çağına yansıtması olağanüstü. Dili taptaze. Bahar çiçekleri gibi. Üslubu, gülümsetirken iç burkan.

Son sözüm, şair ölür kalır vicdanı.