Said Nursi'nin tecrid yasağını delen taktiği

Said Nursi'nin tecrid yasağını delen taktiği

Üstad’ın maksadı alışveriş değil, benim vasıtamla insanlarla irtibat temin etmekti

Risale Haber-Haber Merkezi

Çaycı Emin Ağabey anlatıyor:

Sene 1936. Üstad Bediüzzaman Said Nursi, Kastamonu Nasrullah Camiinin önündeki çeşmenin başında idi. Yanına yaklaştım, Kürtçe konuşunca “Benimle Kürtçe konuşma takibat altındayım” dedi. Oradan ayrıldım. Aynı şekilde bir başka gün takip ettiğimde yine çeşmenin başında oturmuş olarak buldum Üstad’ı. Türkçe “Memleket neresi?” dediğimde, “Van” dedi. “Ben de Vanlıyım” dedim. “Karakolun üst katında kalıyorum” dedi. Sonra üç tane altın verdi, “Karakola gel yatağımı sana satayım” dedi. Böyle anlaştık…

Karakola gittiğimde polislerin yanında Üstad yatağa 25 mecidiye istedi. Ben de 20 mecidiye verdim. Pazarlıkta polisler Üstad’tan yana oldular, “25 mecidiye olsun” dediler. Çıkardım parayı, Üstad “Ben parayı ne yapayım, sana bunu kiraya vereyim, sen pusula gönderdiğimde bana yumurta gibi şeyler alırsın” dedi. Böylece Üstad bekçi ile pusula gönderip benimle görüşme imkânı sağlamış oluyordu.
 
Üstad’ın maksadı alışveriş değil, benim vasıtamla insanlarla irtibat temin etmekti. Kastamonu’da daha hiçbir kimseyle tanışmıyordu. Yatağı ile bu irtibatı kurmuş oldu Üstad. Hem de polis ve bekçilerin gözleri önünde.

(Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum