Said Nursi’nin Münazarat'ı ile sorunları aşabiliriz

Said Nursi’nin Münazarat'ı ile sorunları aşabiliriz

Altan, Said Nursî’nin Münazarat adlı eserinin içeriğinin içselleştirilmesi halinde sorunların aşılabileceğini söyledi

Prof. Dr. Mehmet Altan, Said Nursî’nin Münazarat adlı eserinin içeriğinin içselleştirilmesi halinde sorunların aşılabileceğini söyledi.

Düzce Yeni Asya Derneği tarafından tertiplenen, “Münâzarât ekseninde “Demokrasi ve Totalizm” konulu panele konuşmacı olarak katılan Altan'ın sözleri şöyle:

“Bizim temel tartışmamız, demokrasi, insan hakları ile özgürlükler ilişkisi üzerinden sürüp gidiyor. Yüzyıl öncesinde başlayan bu çalışma hâlâ netleşmemiş ve netleşmediği için de hâlâ demokrasi, özgürlükler, temel hak ve özgürlükler üstünden konuşmak mecburiyetinde kalıyoruz. Yüzyıl önce ortaya konan Said Nursî’nin bu eserinin içeriğinin içselleştirilmesi halinde sorunlarımızı aşabiliriz.

“Münâzarât’ta en doğru isabetli biçimde yazıldığı gibi, cehalet ile hukuku konuşmazsak yani en kutsal varlık olarak hakkımızın ve hukukumuzun ne olduğunun bilincine varmazsak döne döne hep aynı şeyleri konuşuruz. Birileri geliyor senin insan olmaktan doğan hak ve hukukunu gayet rahat ortadan kaldırabiliyor ve biz bunu sessizce içimize sindirebiliyoruz. Demek ki hâlâ 1908’deki ortaya atılan kavramları demokratik bir isyanın altyapısı haline getirecek noktaya gelemedik. Yoksa bir şekilde bu kadar rahat baskı altına alınabilen, bu kadar rahat susan, bunu içine sindiren bir toplum olmazdık. Demokratik isyanı her şekilde hayata geçirirdik.”

“Adalet, meşveret ve kanun; ama bu kimin için? Halk için. Peki cumhuriyette halk var mı diye bakmak lâzım. Cumhuriyet ilân ettim deyince, artık bir ülkede iktidar babadan oğula geçmeyecek, demektir. Peki kime geçecek? Kime geçecek sorusu boşta. Egemenliğin, söz sahipliğinin çoğulcu bir şekilde, her fikrin söylenebildiği, örgütlenebileceği, bugün iktidar olanın yarın azınlık olabileceği, onun için her türlü çoğulculuğun, farklılığın güvence altına alındığı ve temelde halkın kendi dinanizminin farkının yarışarak demokratik bir şekilde o toplumun enerjisini oluşturacağı bir rejimdir demokrasi. Ama siz bunun halka vermeyip, hanedandan aldım diktatöre verdim derseniz, bunun bir anlamı yoktur. Yahut tek partiye verdin yine halka vermedin, bunun da bir anlamı yoktur. Ama bazen cumhuriyet geldi diye sevinebiliyorsun. Geldi ne oldu yani? Cumhuriyetin gelmesi tek başına yeterli değildir. Halkı kendi taleplerini, ihtiyaçlarını dile getirebilmesi önemlidir. Çoğulculuğunu, farklılığını, demokratik özgür kanallardan ifade etmesi, bunu açıkca ifade etmesi önemlidir. Bizde cumhuriyetin ilânı ile birlikte iktidar Osmanlı Hanedanının elinden alınmıştır, ama halka verilmemiştir, tek partiye verilmiştir. Burada şunu da ifade etmek lâzım; Münâzarât yazılalı 100 yıl olmuş, ama biz hâlâ 12 Eylül rejimi ile yönetiliyoruz.

Yeni Asya

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum