Said Nursi’nin cenazesinde sarıklılar var

Said Nursi’nin cenazesinde sarıklılar var

Said Nursi’nin Urfa’daki kabrine defnedilmesi de o dönemin gazetelerinin büyük ilgisini çekmişti

Risale Haber-Haber Merkezi

BEDİÜZZAMAN’IN SON 60 GÜNÜ

Bediüzzaman Said Nursi’nin Urfa’daki kabrine defnedilmesi de o dönemin gazetelerinin büyük ilgisini çekmişti. Gazetelerin İslamî usullere ne kadar yabancı olduğu haberin dilinden anlaşılıyor. İşte 25 Mart 1960 gazetelerinden bazıları:

Yeni İstanbul gazetesi

“Said Nursi dün Urfa’da hadisesiz gömüldü.

“Cenaze töreninde 10 binin üstünde bir kalabalık ve Urfa Valisi ile Belediye Reisi de bulundu.

“Urfa 24 arkadaşımız Yusuf Ayhan bildiriyor. Dün Urfa’da eceli ile vefat etmiş olan Bediüzzaman Said Nursi’nin cenaze merasimi bugün yapılmış ve merhum Dergâh Camiindeki kabristana tevdi edilmiştir. Dün Dergâh Camiinde techiz edilerek Ulu Camiye kaldırılmış olan cenaze bugün defin için tekrar Dergâha götürülmüş ve ikindi namazının müteakip gömülmüştür.

“Dergâh ve diğer adı ile Halilürrahman camiinden Ulu Camiye ve yine Ulu Camiden Dergaha nakledilirken Bediüzzaman Said Nursi’nin cenazesi 10 binin üstünde bir topluluğun elleri üzerinde taşınmıştır. Dün ve bugün Urfa’yı meşgul eden Said Nursi’nin vefatı ve cenaze merasimi merhumun bugün toprağa verilmesi ile kapanmış bulunmaktadır. Bu münasebetle merhum Said-i Nursi için Dergâh Camiinde taştan hususi bir mezar inşa edilmiştir. Cenaze merasiminden önce Dergâhta lüzumlu tedbirler alınmış ve Said-i Nursi’nin cenaze merasimi için ne yapmak lazımsa yapılmıştır. Tam bir uhrevi sükûnet içinde ikmal edilen cenaze merasimi müstesna denilebilecek bir alaka ile takip edilmiş ve pek çok hafız tarafından Kuran-ı Kerim okunarak Said-i Nursi’nin ruhuna ithaf olunmuştur. Cenaze merasiminde Urfa Valisi ve Belediye Reisi de hazır bulunmuş ve cenazeyi vatandaşlarla birlikte takip etmişlerdir. Nursi gömüldükten sonra Valinin emri ile kapılar bütün halka açılmış, hayranları ve hürmetkârları tarafından mezarı ziyaret edilmiştir.

“Yakın çevresinden belirtildiğine göre merhumun şarkta (doğuda) bir yerde vefat edeceğini külliyatı arasına kaydetmiştir. Bundan mülhem olarak Van’da vefatını bekleyenler de olmuştur. Urfa’da vefat etmiş olmasının Van için bir talihsizlik addedildiğini iddia edenlere de rastlanmıştır.

“Said-i Nursi’nin cenazesini taşımak ve merasimde bulunmak üzere Urfa’ya komşu vilayetlerden gelenler kabarık bir yekûn teşkil etmiştir. Merhumun müritleri Said-i Nursi’nin herhangi bir surette fotografının çekilmesine müsaade etmemişlerdir. Buna bir İstanbul gazetesinin muhabiri hırslanmıştır.

“Dün Urfa Belediyesini hoparlörle Said-i Nursi’nin vefatını haber verdiği dakikalardaki heyecan bugün tam bir sükûnete ermiş ve en küçük bir hadise olmadan cenaze kaldırılarak toprağa verilmiştir. 

“Şehrimizde alınan tedbirler

“Nurcuların Reisi Said-i Nursi’nin evvelki gece Urfa’da vefat etmesi üzerine şehrimizde bulunana Nurculardan mühim bir kısmı bulabildikleri en seri vasıtalarla derhal Urfa’ya hareket etmişlerdir. Urfa’ya gidemeyen Nurcular da grup grup kendi aralarında toplanarak ölüm tarihinin tarikat adına büyük matem günü olarak kabulünü istemişlerdir. Nurcu ileri gelenleri tarikata henüz bir reis seçilmediğini nazar-ı dikkate alarak teklifin biraz geriye bırakılması lüzumunu ileri sürmüşlerdir.

“Diğer taraftan siyasi polis şehirde herhangi bir hadisenin çıkmasını önlemek maksadıyla bütün tedbirleri almıştır.

“Bu arada Sultanahmet’teki bir talebe yurdunda ölüm haberi üzerine hadise çıkmış, bir talebe haberden müstehziyane bir şekilde bahsettiğini ileri sürerek arkadaşının kolunu kırmıştır. Diğer bir nurcu talebe de arkadaşının ağır bir şekilde hırpalamıştır.”

* * *

Son Posta gazetesi

“Said Nursi Urfa’da dün defnedildi.

“Cenaze alayında beş bin kişi bulundu -Müritlerin çoğu kıyafet kanununa aykırı giyinmişti- Yeni nurcubaşının kim olacağı henüz belli değil.

“Urfa 24 (Hususi muhabirimizden) 93 yaşında ölen Nurcubaşı Said-i Nursi bugün saat 16.45’te beş bin kişiyi aşan Urfalının katıldığı yarı resmi bir törenle kaldırılmış ve Hazret-i İbrahim’in Dergâhına götürülmüştür.
“Said-i Nursi’nin müritleri beyaz sarıklar ve dualarla Urfa sokaklarını inletmişlerdir. Urfa’da bugün herkesin meşgul olduğu tek konu Said-i Nursi’nin ölümü idi.
“Bazı kimseler, Said-i Nursi’nin Urfa’ya ölmek için geldiğini söylüyordu.

“Sınır dışı

“Said-i Nursi Urfa’ya geldiği gün Emniyet makamları sıkı tertibat almışlar ve bir an önce Urfa’yı terk etmesini bildirmişlerdi.
“Duruma müdahale eden hükümet doktoru, hastanın ölüm halinde olduğunu, bu halde sınır dışı etmenin imkânsız olduğunu belirtmişti.

Ölümünden sonra
 
“Yıllarca yarım milyondan fazla insanı arkasından sürükleyen Said-i Kürdi’nin ölümü burada çok geniş yankı yapmıştır. Başta müritleri olmak üzere on binden fazla ziyaretçi Said-i Kürdi’nin son nefesini verdiği ‘İpek Palas’ın etrafında toplanmıştır. Belediye hoparlörleri muntazam olarak yaptığı yayınlarda “Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretlerinin cenazesinin Cuma günü öğle namazından sonra kaldırılacağını bildiriyordu.

“Said-i Nursi Dergâh denen yerde yıkandıktan sonra Urfa’nın eski camilerinden “Ulu Camiye kondu ve buraya akın akın ziyaretler başladı. Said-i Nursi’nin cenazesi başında altı yedi yaşını aşmamış çocuklar Kuran-ı Kerim okuyorlar. Onların yanında sarıklılar başlarını beyaz bezle sarmış ‘mürit’ler Arap yazılı kitapları okuyorlardı. Said-i Kürdi’nin cenazesi ortada cami avlusunda duruyordu. Ziyarete gelenler el kavuşturarak dua ediyorlardı.

Kalksın Kalkmasın

“Cenazenin Cuma günü kaldırılması ile ilgili haberin çıkması üzerine Urfa Valisi cenazenin bir an önce kaldırılmasını istemişti.

“Bir cenaze ve devrimler

“Said-i Kürdi’nin cenazesi bugün saat on altıda Ulu Camiden alındı. ‘Divanyolu” ve ‘Anzelha’ caddeleri sarıklılar, beyaz örtülülerle doldu. Daha çok müritler itişip kakışıyorlar halk biraz daha sakin cenazeyi takip ediyordu. Anzelha caddesine gelince boğuşma arttı. Yüzde doksanı kıyafet devrimine aykırı giyinmiş olan kimseler tabutu parmaklar üzerine götürmeye çalışıyorlardı.

“İllallah

“Kalabalık ve cenaze Dergâha yaklaşıyordu ki tekbir sesleri yeniden sokakları doldurdu. Beş binden fazla insan bağırıyordu. Said-i Nursi’nin tabutuna üstü Arapça yazılı yeşil bir bez örtülmüştü.

“Dergâhta

“Saat 16.45’te Dergâha varıldı. Burası bir İslam inanışına göre Hazret-i İbrahim’in ateşe atıldığı yerdi. İbrahim burada yanmamış, hemen orası bir göl haline gelmişti. İşte Said-i Nursi’nin mezarı buraya kazılmıştı. Kazılan mezardan su çıktığı görülmüş, bunun uğursuzluk getireceği düşünülerek Müftünün fetvası ile taşla döşenmişti.
“Said-i Nursi’nin ölümünden sonra yerine kimin geleceği henüz bilinmemektedir. Müritlerden Mustafa Sungur veya Ziver Gündüzalp üzerinde durulmakta olduğu söylenmektedir.

“İzmir’deki Nurcular dükkânlarını açmadılar

“İzmir 24 (hususi muhabirimizden) – Said-i Nursi’nin ölümü İzmir’de ilgi ile karşılanmıştır. Bu arada müritlerden bazılarının acele Urfa’ya hareket ettikleri öğrenilmiştir. Said-i Nursi’nin eserlerini satan Dönertaş’taki dükkânlar bugün açılmamıştır. Nursi’nin İzmirli avukatı halen Isparta’da bulunmaktadır.

* * *

Milliyet

“Nurcular gazete çıkaracaklar

“Kendilerini Nur talebesi olarak tanıtıp yeni karargâha girmeye muvaffak olan Milliyet ve Dünya muhabirlerine bir Nurcu pek yakında İstanbul’da günlük bir gazete neşredeceklerini söylemiştir. Bu iş için bir matbaa satın alındığını da bildiren Nurcu, gazetenin tesisi için gerekli masrafların bir kardeş tarafından karşılanacağını söylemiştir.

“Nur Karargâhı

“Muhabirimiz Çankırı Caddesi 13 numaradaki yeni Nur karargâhına girmek üzere kapıyı çaldıktan bir iki dakika sonra içerden kim olduğu sorulmuştur. Kendisini ‘bir kardeş’ olarak tanıtan arkadaşımız ayakkabılarını çıkarttıktan sonra içeri alınmıştır. Genç bir Nurcu, arkadaşımızın üstünü arayarak ‘Kusura bakmayın bütün kardeşlerimizi tanımıyoruz. Bütün gelenler de bu şekilde aranmakta, üzerlerinde fotoğraf makinesi olup olmadığına bakılmakta’ demiştir.
“Tamamen halılarla döşenmiş bu geniş salonun duvarları Nurdan cümleler, jet, manzara ve yarış otomobilleri resimleri bulunan levhalarla kaplanmıştır. Salonun iki köşesinde Said-i Nursi’nin Mektubat adlı kitapları depo edilmiştir. Tül perdeli pencereler geniş bir balkona açılmaktadır. 

“Bir ‘yabancının’ alakasının en çok kapının arkasındaki portmanto çekiyordu. Bu portmantoda bir sarık, bir askeri öğrenci şapkası, bir astsubay kaputu ve bir cübbe asılıydı. Biraz sonra içeri Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi birinci sınıfta okuyan 123 no’lu askeri öğrenci girmiş ve ‘kardeşlerine’ iki buçuk saat tıbbi terimlerle Nurculuğun izahını yapmıştır.

“Salonun bir köşesinde kılmakta olduğu namazı bitiren bir Nurcu Said-i Nursi’nin hiçbir partiye asla yüz vermediğini, talebelerinin de aynı şeyi yapmakta olduğunu söylemiş ve ‘o siyasetten şeytandan kaçar gibi kaçmıştır’ demiştir.
“Karargâha sık sık telefon eden Nurcular, Urfa’ya nasıl gidebileceklerini sormuşlardır.”

istanbul.jpg

milliyet.jpg

posta.20100326062518.jpg

tercuman.20100326062530.jpg

vatan.20100326062543.jpg

cumhuriyet.20100326062553.jpg