Said Nursi'nin Ayasofya Camii'nde yaptığı siyaset uyarısı

Said Nursi'nin Ayasofya Camii'nde yaptığı siyaset uyarısı

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, bir siyasi partiye bu ismin verilmesinin kendisini korkuttuğunu belirterek, doğru anlaşılmasının yollarını göstermiştir.

Tarihte bugün yaşanan olaylar arasında en dikkat çekeni İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti'nin kurulması idi.

Ayasofya Camiinde yapılan bir mevlit ile 5 Nisan 1909 tarihinde İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti kuruluşu ilan edildi. Cemiyet (siyasi parti) ilk zamanlar Volkan gazetesinin bulunduğu merkezde faaliyetlerini yürüttü.

Ayasofya’da yapılan Mevlid’e Bediüzzaman Said Nursi de katıldı ve bir konuşma yaptı.

NİHAYET DERECEDE KORKTUM

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, bir cemiyete bu ismin verilmesinin kendisini korkuttuğunu belirterek, doğru anlaşılmasının yollarını göstermiştir.

Divan-ı Harb-i Örfi adlı eserinde yer alan sözleri şöyle:

"İşittim, İttihad-ı Muhammedî (asm) namıyla bir cemiyet teşekkül etmiş. Nihayet derecede korktum ki bu ism-i mübareğin altında bazılarının bir yanlış hareketi meydana gelsin. Sonra işittim, bu ism-i mübareği bazı mübarek zevat –Süheyl Paşa ve Şeyh Sadık gibi zatlar– daha basit ve sırf ibadete ve sünnet-i seniyeye tebaiyete nakletmişler. Ve o siyasî cemiyetten kat’-ı alâka ettiler. Siyasete karışmayacaklar. Lâkin tekrar korktum, dedim: “Bu isim umumun hakkıdır, tahsis ve tahdid kabul etmez.” Ben nasıl ki dindar müteaddid cemiyete bir cihette mensubum. Zira maksatlarını bir gördüm. Kezalik o ism-i mübareğe intisap ettim.

İTTİHAD-I MUHAMMEDÎ’NİN (ASM) TARİFİ BUDUR

Lâkin tarif ettiğim ve dâhil olduğum İttihad-ı Muhammedî’nin (asm) tarifi budur ki:

Şarktan garba, cenuptan şimale uzanan bir silsile-i nurani ile merbut bir dairedir. Dâhil olanlar da bu zamanda üç yüz milyondan ziyadedir.

Bu ittihadın cihetü’l-vahdeti ve irtibatı, tevhid-i İlahîdir. Peyman ve yemini, imandır. Müntesipleri, Kalû Belâ’dan dâhil olan umum mü’minlerdir. Defter-i esmaları da Levh-i Mahfuz’dur. Bu ittihadın nâşir-i efkârı, umum kütüb-ü İslâmiyedir. Günlük gazeteleri de i’lâ-i kelimetullahı hedef-i maksat eden umum dinî gazetelerdir. Kulüp ve encümenleri, cami ve mescidler ve dinî medreseler ve zikirhanelerdir. Merkezi de Haremeyn-i Şerifeyn’dir. Böyle cemiyetin reisi, Fahr-i Âlem’dir (asm).

Ve mesleği, herkes kendi nefsiyle mücahede yani ahlâk-ı Ahmediye (asm) ile tahalluk ve sünnet-i nebeviyeyi ihya ve başkalara da muhabbet ve –eğer zarar etmezse– nasihat etmektir. Bu ittihadın nizamnamesi Sünnet-i Nebeviye ve kanunnamesi evamir ve nevahi-i şer’iyedir. Ve kılınçları da berahin-i kātıadır. Zira medenilere galebe çalmak ikna iledir, icbar ile değildir. Taharri-i hakikat, muhabbet iledir. Husumet ise vahşet ve taassuba karşı idi. Hedef ve maksatları da i’lâ-i kelimetullahtır. Şeriatta yüzde doksan dokuz ahlâk, ibadet, âhiret ve fazilete aittir. Yüzde bir nisbetinde siyasete mütealliktir, onu da ulü’l- emirler düşünsünler.

SEBEB-İ İFTİRAK OLAN FIRKALARDAN, PARTİLERDEN DEĞİLİM

Şimdi maksadımız, o silsile-i nuraniyeyi ihtizaza getirmekle, herkesi bir şevk-i hâhiş-i vicdaniye ile tarîk-i terakkide kâbe-i kemalâta sevk etmektir. Zira i’lâ-i kelimetullahın bu zamanda bir büyük sebebi, maddeten terakki etmektir.

İşte ben bu ittihadın efradındanım. Ve bu ittihadın tezahürüne teşebbüs edenlerdenim. Yoksa sebeb-i iftirak olan fırkalardan, partilerden değilim.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.