Zamanın El-hannası

Said Nursi yüzyıl öncesinden sesleniyor: “Her bir zamanın insi bir şeytanı vardır. Şimdi beşerde insan suretinde şeytanın vekili olan ruh-u gaddar, fitnekarane siyasetiyle dünyanın her tarafına kundak sokan el-hannas, âlem-i İslamı ifsat için insanlarda ve insan cemaatlerindeki habis membaları ve tabiatlarındaki muzır madenleri, fiili propaganda ile işlettiriyor, zayıf damarları buluyor, siyasetine vasıta yapıyor.”

Zamanın insi şeytanı, ruh-u gaddarı, el-hannasını anlamadan ve tanımadan; işleyen fitneleri fark etmek, deşifre etmek suretiyle tehlikelerinden korunmak ve kurtulmak mümkün olmadığı gibi bilmeyerek alet olmak da mümkündür.

Ne yapar bu el-hannas?

“Fenalık ve ahlak-ı seyyie, siyasetine vasıta olduğu için, her yerde ahlak-ı seyyieyi himaye ve teşci eder.”

Bunun araçları değişir, kullandığı maşalar farklılalaşır, isimler, resimler ve simgeler başka olur sadece; büyük oyun aynıdır. Öyle şeyleri kullanır ki dudak uçuklatır.

“Kiminin hırsı intikamını, kiminin hırs-ı cahını, kiminin tamahını, kiminin humkunu, kiminin dinsizliğini, hatta en garibi, kiminin de taassubunu işletip siyasetine vasıta ediyor.” (Hutuvat- Sitte)

Bütün yollar tutulmuş, bütün köşe başları işgal edilmiş, zihinler esir edilmiştir; sonuç onun hanesine yazılır!

Dinsiz ile taassup sahibi zıt görünse de netice itibariyle o ruh-u gaddara hizmet ederler. Kiminin humku, ahmaklığı ise izahtan vabestedir.

Umumi olarak medya ve sosyal medya üzerinden estirilen, estirilmek istenen rüzgârın kimin yel değirmenini döndürdüğü iyi düşünmeli değil miyiz? Veya bilmeyerek kimin ekmeğine yağ sürdüğümüzü!

Acaba doğru mu düşünüyorum, yaptığım yanlış olmasın ızdırabı duyuyor muyuz içimizde ve o ızdırapla ilim ve akıl sahipleriyle istişare ediyor muyuz? Feraset hep lazım, fitne zamanlarında daha çok lazım.

Bu medyada söz sarf ederken ne kadar dikkatli olunması gerektiği çok acık değil mi? Kaş yapayım derken göz çıkarmak diye doğru bir deyim vardır lisanımızda.

Vasatı bulmayan düşünceleri ulu orta söylemek, yazmaktan doğan fitne gürültüsünden kim çıkar sağlıyor, kimin siyasetine yarıyor bütün bunlar?

O insi şeytanın siyaseti nasıl dönüyor?

“Fitnekârlık, ihtilaftan istifade, menfaat yolunda her alçaklığa irtikâp etmek, yalancılık, tahripkârlık, hariçte menfiliktir…”

Geleceğimiz için; 15 Temmuz’a gelen süreci, 15 Temmuz’u ve sonrasını bir daha düşünmeli ve bir yol haritası çizmeli değil miyiz?

Figüranlar ve elbiselerden çok içte gizli olan ruhu aramak, bulmak ve kökünü kurutmak; evet sonrasında kendi gök kubbemizi kurabilir, medeniyetten dem vurabiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum