Risale Haber-Haber Merkezi

Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, "şeriatın Üstad’ın kamusal ve toplumsal politikaların temeli olarak uygulanmasına karşı çıktığını kim iddia edebilir?" diye sordu.

Müslümanların dinlerini referans alarak giriştikleri varoluşsal mücadelede “Resmî İslam-Sivil İslam!” olarak iki modeli takip ettiklerini belirten Bulaç, iki modelin tanımını yaptı.

İslam'ın tek olduğunu, yorumlar, algılar, içtihatlar, tefsirler ve ekollerin farklı olduğunu ifade eden Bulaç, "Öyle olması da olması gerekendir. Farklı İslamî idrak ve yorumlar hayatın ve toplumsal ilişkilerin çeşitliliğinden kaynaklanır. Burada önemli olan birinin kendini merkeze alırken diğerlerini gayrimeşru ve mutlak kötülük ilan etmemesidir. Resmî veya sivil İslam olsun, tümü genel İslamcılık şemsiyesi altında toplanmaktadırlar" dedi.

Bediüzzaman Hazretlerinden örnek veren Bulaç, yazısını şöyle sürdürdü:

"Diyelim ki “İslamcı” söyleme en uzak duran Nur hareketi olsun, hareketin referansı Üstad Said Nursi şöyle der: “Şeriatın bir hakîkatine bin rûhum olsa feda etmeye hazırım! Zîra şeriat sebeb-i saadet ve adalet-i mahz ve fazilettir.”

"Mutluluğun sebebi, salt adalet ve erdem olarak gördüğü şeriatın Üstad’ın kamusal ve toplumsal politikaların temeli olarak uygulanmasına karşı çıktığını kim iddia edebilir? Ne var ki Üstad’ın yöntemi çoğunluğun, belki kahir ekseriyetin buna inanmasına endekslemesidir. Bu hem doğrudur hem bir usul tercihidir.