Said Nursi medyaya mektup göndermişti

Said Nursi medyaya mektup göndermişti

Bediüzzaman kırgınlığı gidermek için çabaladı. Gazetelere bir mektup gönderdi

Risale Haber-Haber Merkezi
 
BEDİÜZZAMAN'IN SON 60 GÜNÜ
 
Bediüzzaman’ın Emirdağ’da mecburi ikamete tabi tutulması Nur talebeleri başta olmak üzere bütün dindar camiada büyük bir burukluk meydana getirmişti. Bediüzzaman kendisinin maruz kaldığı bu haksızlığı göz ardı ederek ve işin kader cihetine bakarak bu kırgınlığı gidermek için çabaladı. Bu maksatla hem Nur Talebelerine, hem de gazetelere bir mektup gönderir.
 
İşte o mektubu:

“Bize ait meseleleri yazan gazetelere hitaben yazdığım bu yazıyı neşretseler, bugünlerde olan aleyhimdeki isnadlarını helâl edeceğim. Şiddetli hastalığıma binaen bu kısacık mektubumu o gazeteler neşretsinler ki; bizi düşünen kardeşlerim kederlenmesin.

Evvelâ: Bugünlerde olan meseleler için merak etmeyiniz. Hakkımızda tecellî eden inayet ve rahmet-i İlâhiye ile bu büyük bir hayırdır. Hem hasta olduğumdan konuşmaya ve görüşmeye de tahammül edemiyorum. Şimdi Risale-i Nur’un dâhil ve hariçteki fevkalâde intişarı ve geniş fütuhatıyla düşmanlar da dost olmuşlar. Herkesin konuşmak istemesine mukabil, inayet-i İlâhiye ile sesim de kısılmış ki, daha Risale-i Nur bana ihtiyaç bırakmadığından görüşüp konuşamıyorum.
 
Beni altı vilâyetten davet etmeleri üzerine giderken önümüze gelen ve Risale-i Nur’un ve mesleğimin hakikatini anlayan dost memurlar, Emirdağı’nda istirahat etmemi ve şimdilik Emirdağı’nda kalmamı hükûmetin rica ettiğini bildirdiler. Zaten görüşmeye ve konuşmaya tahammül edemediğimden, hakkımdaki bu dostane teklif ve vaziyet bir inayet oldu ki, beni davet eden çok vilâyetlerdeki hakikî kardeşlerimin hatırları kırılmasın. Hem bazı vilâyetlere gidip diğer vilâyetlere gidemediğimden ileri gelen vaziyetimle, yüz binlerle hakikî fedakâr talebelerim gücenmesinler.

Saniyen: Benim bu seyahatlerimde kat’iyen siyasetle alâkamın olmadığına bir delil, kırk seneden beri siyaseti terk ettiğimden, yalnız ve yalnız Kur’ân’ın bu zamana tam muvafık bir tefsiri olan Risale-i Nur küfr-ü mutlakı kırdığı için anarşistliğe ve tahribatçı cereyanlara karşı sed çektiği gibi, Kur’ân’ın Risale-i Nur’a verdiği dersinde bir kanun-u esasî olan sırrıyla, "Âsâyişe ilişmek, beş câni yüzünden doksan mâsuma zulüm etmektir." diye olan uhrevî hizmetimiz vatan, millet ve âsâyişe de büyük bir faydası olması cihetiyle, beni tecessüs eden veyahut da zahmet veren polis ve inzibatlara da helâl ediyorum. Onları âsâyişin mücahid muhafızları diye, kardeş gibi mesrurâne kabul ettim. Hattâ, beni Ankara’dan çevirmelerini de kabul ettiğim gibi, hakkımda bir inâyet-i İlâhiyeye vesile olmaları cihetiyle Allah’a şükrettim. Ve kemâl-i ferahla Ankara’dan döndüm.
 
Salisen: Her yerde Risale-i Nur’un intişarı ve okunması ve pek fazla müştakları bulunması dolayısıyla, benimle görüşmek ve konuşmak ve dâvet etmek arzu ediyorlardı. Bu vaziyette, yirmi vilâyete gitmemin zarureti vardı. Ancak Risale-i Nur’un tab edildiği yerler olan Ankara, İstanbul ve Konya’ya gittim.

Beni Emirdağı’na çeviren dostlara şunu derim ki: Hakkımdaki bu muamele bir inayet ve rahmet-i İlâhiyeye vesile oldu. Sıkılmıyorum. Yalnız benim yirmi sene kaldığım Isparta vilâyetinde iki senelik kira ettiğim bir evim ve orada bazı eşyalarım var. Oranın havası da bir parça hastalığıma yarıyor. Hükûmetin müsaadeleriyle bir ay Emirdağı’nda, bir ay da kiraladığım Isparta’daki evimde bulunmak arzu ediyorum.”

Bediüzzaman Said Nursî
 
Mektuptan da anlaşılacağı üzere Bediüzzaman tartışmaların dışında kalmaya özen göstermesine rağmen dönemin siyasileri, özellikle de İsmet İnönü tarafında tartışmaların odağı haline getiriliyordu.
 
Bu duruma belki biraz da memleketin seçim arifesinde olması sebep oluyordu. Çünkü İnönü tarafından; “Said-i Nursi ile halka manevi baskı yapılıyor.” denilerek âdetâ Üstad Menderes Hükümetini yıkmak için büyük bir koz olarak kullanılıyordu.
 
Kaynaklar:
1-Bediüzzaman Kimdir ve Risale-i Nur nedir? s: 399
2-En’âm Sûresi, 6:164; İsrâ Sûresi, 17:15; Fâtır Sûresi, 35:18; Zümer Sûresi, 39:7.
3-Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası, s: 453