Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi ve AK Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı, "Hem sosyoloji hem de felsefeden, metodoloji konusunda İslam dünyasında genelde bir handikapın olduğunu ve Bediüzzaman Said Nursi'nin bir metodoloji üstadı olduğunu düşünenlerden birisiyim" dedi.

 

 

Risale Haber'i ziyaret eden Bağlı, kendisinin Risale-i Nur’la ilgili bir ailede büyüdüğünü belirterek, "Babam tipik bir nakşidir, derviştir. Ama aynı zamanda Bediüzzaman hayranıdır. Risaleleri satır satır okumuştur. Nur talebelerinin 'devir tarikat zamanı değildir' değerlendirmelerine itiraz eder ve bunu anlamamışlar der. Onun ortaya koymuş olduğu vizyonun, yorumların ve analizlerin, çalışmaların bir tasavuffi geleneğin tevarüs ettiğini ve bu çerçeveden dünyaya baktığını söyler" dedi.

 

 

Bediüzzaman Hazretlerinin 1960 yılında Urfa’ya geldiğinde babasının elini öpmek için kaldığı otele gittiğini hatırlatan Bağlı, "Babamın çok da büyük hayranlığı var. Babamın şeyhi de zaman zaman sohbetlerinde Bediüzzaman’dan örnekler verirdi. Ama ben bir Nur talebesi olmadım. Hakikatten Nur talebesi olmayı arzu ederdim. Babamın etkisinde kalarak ve zaman zaman güncel meseleler irtibat kurarak Risale-i Nurları okuma gereği duydum. Disiplin içinde bu alanda bulunmadım. Bu halkanın içinde bulunmasam da bu yolun nurlu bir yol olduğunu o yolun kıyısından, köşesinden geçmenin de bir feyz verdiğine inanıyorum" şeklinde konuştu.

 

 

 

Prof. Bağlı sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Risale-i Nur’u bir derya olarak görsek, herkes kendi konumu ve perspektifi nispetinden birşeyler alıyor. Bediüzzaman’ın ifadesiyle, o bir menbadır, herkes susadığı kadar içer. Ne kadar meşrubata ihtiyacımız varsa bu menbadan şerbet tadıyoruz.

 

"Hem sosyoloji hem de felsefeden, metodoloji konusunda İslam dünyasında genelde bir handikapın olduğunu ve Bediüzzaman Said Nursi'nin bir metodoloji üstadı olduğunu düşünenlerden birisiyim. Bir akademisyen olarak baktığımda onun bu yönü daha kuşatıcı olduğunu daha evrensel olduğunu görüyorum. 

 

 

"Türkiye’nin handikapları olan Kürt meselesi, Alevi meselesi, gayri müslimler meselesi konusunda üstadın söyledikleri bizim için çok kıymetli olduğunu ve giderek bunların üzerinden daha fazla düşünülmesi ve tahkik edilmesi gerektiğini söyleyebilirim. Metodolojiyi hakkaten önemsiyorum.

 

"Bilgisayarı, teknolojiyi dahice biliyor olabilirsiniz ama elinizde bilgisayarı açacak ufacık tornavide yoksa elinizdeki bilginin bir kıymeti olmaz. Bediüzzaman’da ilmi alet de var, alet de var. Bu anlamda çok kıymetli ve orijinal buluyorum.