Şafakla sökülen karanlıklar

İlâhî kaynaklı bir termal merkezinde Şafi-i Hakîkî’den şifa ararken, sabah ezanıyla birlikte beşinci katın balkonundan temâşa ve tefekkür zevkini öylesine tattım ki, iliklerime kadar İlâhî Rahmet, kudret ve azametinin haşyeti, muhabbeti, mârifeti, hayreti benliğimi sarmıştı…
Yer, gök, tüm mevcûdat, varlılar, böcekler, kurbağalar binbir esmanın orkestrasını kurmuş, âleme; “arz ve semâvatın Hâlıkını” ilân ediyorlardı.

Koyunların sesleri de bu koroya eşlik ediyor, dağ yamaçlarında “Besmele” ile rızıklarını arıyorlardı.

Hele değişik notalardan çıkan kuş sesleri ise, bir ses ahengi içinde, kâinat senfonisinin belirgin nağmelerini ustaca terennüm ediyordu.

Vadiyi boydan boya süsleyen bu heybetli dağların duruşunda Cenâb-ı Hakk’ın azâmet ve kibriyasını görmemek için temelli kör ve sağır olmak gerek…
Aman Allah’ım! “Yer uyanık, gök uyanıkken, uyumak maskaralıktır” diyen Şair ne kadar anlamlı bir mesaj vermek istemiş kim bilir!

Esen rüzgârın nefesinde, kuşların mûnis sesinde, şafakla verilen tevhid dersinde, siyahın beyaza değiştirilmesinde, ölümün ardından dirilmesinde, muhteşem eserin her karesinde; gafleti atmamak, habersiz yatmak, zikirsiz/fikirsiz/şükürsüz kalmak, ne acı bir halet, garip cehalet ve acı hasaret…

Secdedeki başların, gözü yaşlıların, kalbi hüşyar olanların, imanla bezenip muhabbetle dolanların, ferasetle bakanların, basiretle görenlerin hürmetine Yâ Rab! Affeyle bizi, lutfeyle rahmetini, setreyle günahımızı, kusurlarımızı…

Zulûmatın dağdağalarından şafakların nuruyla uyanan gündüzlerimiz gibi, 12 Haziran sabahımızı da tüm karanlıkların ve karanlıklı ilişkilerin, işbirliklerinin, her türlü entrika ve tuzakların, İslam Birliğine kapı aralayan nurlu ufukların açılmasıyla, insan haklarının gelişmesiyle, Kur’ân’ın hâkimiyetine doğru uzanacak sürecin beşaretiyle ve müjdeleriyle sonuçlanmasına adım teşkil edecek başlangıçların sökün vermesine, vesayetlerin kalkmasına, küfür, şirk, dalâlet, esaret, baskı zulûmatının dağılmasına, millet-i merhûmenin yeniden yeni hal ve şartlarla ihtişamlı mazisine kavuşmasına, tesanüd, ittihad, uhuvet, dayanışma ve kardeşlik bağlarının yeniden tesisine, İslâm âleminin birlik ve dirliğine, Ulemâ-i su’, umerâ-i su’, meşayih-i su’ ve mutrefîn-i su’un zulüm ve baskılarının izalesine vesile kılmasını Cenab-ı Erhamürrahimin’den istirham ediyor, 13 Haziran sonrasının daha hayırlı, bereketli ve barış dolu günler getirmesini niyaz ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum