Sâbit dağlar yaptı ve orada bereketler meydana getirdi

Sâbit dağlar yaptı ve orada bereketler meydana getirdi

Günün Ayet-i Kerime meali...

Bismillahirrahmanirrahim
 
Cenab-ı Hak (c.c), Fussılet Suresi 8-11. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:
 
8-Îmân edip sâlih ameller işleyenlere gelince, onlar için (arkası) kesilmez (ve minnetsiz) bir mükâfât vardır.
 
9-De ki: “Gerçekten siz, yeri iki günde yaratanı inkâr edip, O’na ortaklar mı koşuyorsunuz? İşte O, âlemlerin Rabbidir!”
 
10-Ve onda (yeryüzünde) üstünden (yükselen) sâbit dağlar yaptı; ve orada bereketler meydana getirdi ve orada (rızıklarını) araştıran kimseler için birbirine eşit dört gün içinde (dört devrede) gıdâlarını takdir buyurdu.
 
11-Sonra duman hâlinde bulunan göğü kasdetti de ona ve yere: “İsteyerek veya istemeyerek gelin!” dedi. (İkisi de:) “İtâat edenler olarak geldik!” dediler. (*)
 
(*) “Kur’ân, başka kelâmlar ile kābil-i kıyas (kıyâsı mümkün) olamaz. Çünki kelâmın tabakaları, ulviyet (yükseklik) ve kuvvet ve hüsn-i cemâl (güzellik) cihetinden dört menbaı var. Biri mütekellim (söyleyen), biri muhâtab, biri maksad, biri makamdır. (...) Öyle ise, sözde: ‘Kim söylemiş? Kime söylemiş? Ne için söylemiş? Ne makamda söylemiş?’ ise bak. Yalnız söze bakıp durma. (...) Evet mâdem kelâm, mütekellime (konuşana) bakıyor. Eğer o kelâm emir ve nehiy ise, mütekellimin derecesine göre irâde ve kudreti de tazammun eder (içine alır). O vakit söz mukāvemet-sûz olur (her engeli aşar); maddî elektrik gibi te’sîr eder, kelâmın ulviyet ve kuvveti o nisbette tezâyüd eder (artar). Meselâ:ياَ اَرْضُ اَبْلَع۪ي مآَءَكَ وَياَ سَماَءَ اَقْلِع۪ي yani ‘Yâ arz! Vazîfen bitti suyunu yut! Yâ semâ! Hâcet kalmadı yağmuru kes!’ Meselâ فَقاَلَ لَهاَ وَلِلْاَرْضِ ائْتِياَ طَوعاً اَوْكَرْهاً قَالَتآَ اَتَيْناَ طَائِع۪ينَ Yani ‘Yâ arz! Yâ semâ! İster istemez geliniz, hikmet ve kudretime râm olunuz (itâat ediniz). Ademden (yokluktan) çıkıp, vücudda (varlık âleminde) meşhergâh-ı san‘atıma (san‘atımın sergilendiği yere) geliniz!’ dedi. Onlar da: ‘Biz kemâl-i itâatle (tam bir itâatle) geliyoruz. Bize gösterdiğin her vazîfeyi senin kuvvetinle göreceğiz.’ İşte kuvvet ve irâdeyi tazammun eden hakīkī ve nâfiz (te’sirli) şu emirlerin kuvvet ve ulviyetine bak!”
 
(Zülfikār, 25. Söz, 54)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.