Rus Patriği Deccal'i yanlış yerde arıyor, Said Nursi'nin cevabını okumalı

Rus Patriği Deccal'i yanlış yerde arıyor, Said Nursi'nin cevabını okumalı

Rus Ortodoks Kilisesi lideri Patrik Kirill, Batı’dakiler dahil birçok insanın Rusya’ya, Deccal'in dünyaya gelişini engelleyen ülke gözüyle baktığını söyledi. Deccal'in needen çıkacağını Said Nursi açıklamıştı...

Valaam Takımadalarının Oboronnıy Adası’ndaki manastırda gerçekleştirdiği ayinin ardından toplananlara konuşan Patrik, Sputnik'te yer alan sözlerinde “Bugün, Batı’dakiler dahil birçok insan Rusya’ya büyük dikkat ve umutla son kale gözüyle bakıyor. İncil’in diliyle söyleyecek olursak Rusya, kötülüğün total egemenliğine, yani Deccal’in gelişine karşı caydırıcı haline geliyor. Böyle bir dönemde kilisemizin halkımızdan, ülkemizde ve genel olarak tüm dünyadan büyük manevi sorumluluğa sahip olduğunun farkında olmalıyız” dedi.

DECCAL VE SOVYETLER BİRLİĞİ-RUSYA

Lenin, 7 Kasım 1917’de Çarlık Rusyası'na karşı bir bolşevik ihtilali yapılmış ve Sovyetler Birliği'nin kurulmasına yol açtı. Bu devrim, sınıfsız bir yaşamı hedefler. 1922-1928 yıllarında 5 yıllık kalkınma hamleleri ile devletçilik politikası uygular. Eğitim ve sağlık hizmetlerini eşit ve parasız bir hale getirir. Büyük toprak ağalarının ellerinden toprakları alır. Sermaye sahipleri bolşeviklere karşı çıkarlar ama başarılı olamazlar.

Sınıfsızlık, eşitlik, hak ve adalet diye ortaya çıkan bu devrimle, tarihte görülmemiş zulümler yapılmış ve önlerine çıkan her değer yıkılmıştır. Başta Allah’ı inkârcılık fikriyle insanlığını unutanlar aile mefhumunu da yok etmeye, namus ve servet düşmanlığı etmeye başlamışlar, sefahatleriyle de neredeyse dünyanın yarısını istila etmişlerdir.

DECCÂL ŞİMÂLDEN (KUZEY) ÇIKIP, ÂLEM-İ MEDENİYET TARAFINA TECAVÜZÜNE İŞARET

Bediüzzaman Said Nursi, Osmanlının son zamanlarında Daru’l-Hikmeti’l-İslamiye azası iken ahirzamanla ilgili birtakım hadislerin tevilini yapmış, bu kızıl küfür tehlikesini ta o zaman haber vermişti:

“Alem-i küfrün en kesâfetlisi olan şimâlde tabiiyyunun fikr-i küfrîsinden süzülen bir cereyân-ı azîmin başına geçecek ve Ulûhiyeti inkâr edecek bir şahsın şimâl tarafından çıkmasına işaret ve şu işaret içinde bir remz-i hikmet vardır ki, kutb-u şimâlîye yakın dairede bütün sene, bir gece bir gündüzdür. Altı ayı gece, altı ayı gündüzdür.

"Deccâlin bir günü bir senedir" o daire yakınında zuhuruna işarettir. "İkinci günü bir aydır" demekten murad, şimâlden bu tarafa geldikçe, bâzan olur yazın bir ayında güneş gurûb etmez. Şu dahi deccâl şimâlden çıkıp, âlem-i medeniyet tarafına tecavüzüne işarettir. Günü deccâle isnad etmekle şu işarete işaret eder. Daha bu tarafa geldikçe bir haftada güneş gurûb etmiyor. Daha gele gele tulû ve gurûb (güneşin doğuşu ve batışı arasında) ortasında üç saat devam ediyor.

“Ben Rusya’da esârette iken böyle bir yerde bulundum. Bize yakın, bir hafta güneş gurûb etmeyen bir yer vardı; seyir için oraya gidiyorlardı. "Deccâlın çıktığı vakit, umum dünya işitecek" olan kaydı, telgraf ve radyo halletmiştir. Kırk günde gezmesini de, merkebi olan şimendifer ve tayyâre halletmiştir. Eskiden bu iki kaydı muhâl (imkansız) gören mülhidler (dinsizler), şimdi âdi görüyorlar.” (Sözler, s, 310)

SÜFYAN VE DECCAL

Âhirzamanda dinsizliğin iki cereyanı kuvvet bulacak:

"Birisi: Nifak perdesi altında, risalet-i Ahmediyeyi (a.s.m) inkâr edecek Süfyan namında müdhiş bir şahıs, ehl-i nifakın başına geçecek, şeriat-ı İslâmiyenin tahribine çalışacaktır. Ona karşı Âl-i Beyt-i Nebevînin silsile-i nuranîsine bağlanan, ehl-i velayet ve ehl-i kemalin başına geçecek Âl-i Beyt'ten Muhammed Mehdi isminde bir zât-ı nuranî, o Süfyan'ın şahs-ı manevîsi olan cereyan-ı münafıkaneyi öldürüp dağıtacaktır."

"İkinci cereyan ise: Tabiiyyun, maddiyyun felsefesinden tevellüd eden bir cereyan-ı Nemrudane, gittikçe âhir zamanda felsefe-i maddiye vasıtasıyla intişar ederek kuvvet bulup, uluhiyeti inkâr edecek bir dereceye gelir...Ve onların başına geçen en büyükleri, ispirtizma ve manyetizmanın hâdisatı nev'inden müdhiş hârikalara mazhar olan Deccal ise; daha ileri gidip, cebbarane surî hükûmetini bir nevi rububiyet tasavvur edip uluhiyetini ilân eder...o cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın şahsiyet-i maneviyesinden ibaret olan hakikî İsevîlik dini zuhur edecek...Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İsevîlik ve İslâmiyet ittihad neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken; âlem-i semavatta cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı İsa Aleyhisselâm, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sadık, bir Kadir-i Külli Şey'in va'dine istinad ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır; madem Kadir-i Külli Şey' va'detmiş, elbette yapacaktır.” (15. Mektup)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum