Kaşifoğlu, “Romatizmal hastalıklarını bir kısmı yaşlılıkla alakalı ama büyük bir kısmı da gençlerde görülüyor. " dedi.

Türkiye’de milyonu aşkın romatizmal hasta olmasına rağmen doktor sayısının eksik olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Timuçin Kaşifoğlu, “Romatizmal hastalıklar çok yaygın olmasına rağmen bu alanda 200 kadar romatolog var. Bunların da büyük bir kısmı İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde. Karadeniz bölgesinde Samsun’da ve Trabzon’da birer doktor var. Türkiye’nin 35 ilinde romatolog yok. Zamanında iyi bir planlama yapılmadığı için romatolog olan hekim sayısı son derece yetersiz. Hastalara ulaşabilmemiz ve faydalı olabilmemiz için bu sayının en az binin üzerinde olması gerekiyor. Pek çok hasta uzman hekime ulaşamıyor. İnternetten hastalıkları ile ilgili bilgi almak isteyenler, öğrendikleri yanlış bilgilerden hem tanı, hem de tedavi aşamasında zarar görüyor. Biz de bu tür problemlere karşı işin uzmanları olarak romatizmatv.com üzerinden bilgilendirme yapıyoruz. Böylece hastaların sağlam, güvenilir bilgiye ulaşmasını sağlamak istiyoruz. Hastalar, kendi bölgesinde romatolog varsa, siteden öğrenebiliyor.”şeklinde konuştu.

Türkiye Romatoloji Derneği olarak Trabzon’da romatoloji eğitim semineri düzenlediklerini anlatan Doç. Dr. Kaşifoğlu, şunları söyledi: “Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaptığımız sempozyumlarda, romatolojik hastalıklar hakkında hekimlerimizi bilgilendiriyoruz. Böylece hekimlerimiz, kendilerine gelen hastaları gerektiğinde romatoloji uzmanına yönlendirebiliyor. Romatizmal hastalıklar çok sık görünen hastalıklar ama teşhis konulmuş hasta sayısı hastaların 10’da biri kadar bile değil. Gençlerde düzelmeyen bel ağrısı Ankilozan Spondilit, Behçet ve Ailevi Akdeniz ateşi bunlardan en çok bilinenleri. Bunlar özellikle Akdeniz ateşi, Türkiye’nin hastalığı. Türkiye’de 200 bin kişinin bu hastalığı taşıdığı ifade ediliyor. Hastalık her ne kadar ismini Akdeniz bölgesinden almış olsa da, en fazla, Sivas, Tokat, Erzurum, Bayburt, Samsun, Eskişehir gibi İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgesinin iç kesimlerinde ki illerde daha fazla sıklıkta görülmekte. Bazen bu hastalıklar genç yaş grubunda da görülüyor. Tedavi edilmezse kalıcı sakatlıklara, hatta ölümcüm sonuçlara yol açabiliyor. Temel amacımız hastalarla buluşabilmek. Hastanın bize, bizim hastaya ulaşabilmemiz.”

Doç. Dr. Kaşifoğlu, bu hastalıkların erken tanımlanması ve etkin şekilde tedavi edilmesi gerektiğini söylüyor. Son 10 yılda, biyolojik ilaçların önemli oranda iyileşme sağlayabildiğine değiniyor. Kaşifoğlu, “Eskiden romatizmal rahatsızlığı olan hasta sakatlığa mahkum gibi görünüyordu ama günümüzde tedavi imkanları oldukça iyi. Kronik hastalık olduğu için uzun süreli ve yakın takip gerekiyor. Ailede olan romatizmal hastalık devam edecek diye bir kural yok. Ankilozan spondilit hastalığında yüzde 10-30 arasında görülebiliyor. Bu hastalıkların önceden tara ile ortayla çıkması zor. Ancak Akdeniz Ateşi teşhisi konulan hastaların tekrarlayan ateş, karın ağrısı, eklem şişliği gibi yakınmalar bu hastalığa işaret edebilir. Bu hastalık zamanında teşhis edilip tedbir alınmazsa böbrek yetmezliğine giden bir rahatsızlık ortayla çıkabilir. Ama erken teşhis ile tek bir ilaçla bu riski ortadan kaldırmak mümkün.”diyor.

Cihan