Risale Okumaları ve Geleceğe Dönüş

“Risale-i Nur bu asrı, gelen istikbali tenvir edebilir bir mucize-i Kur’aniyedir” gerçeğini bugün daha berrak netlikte anlayabiliyoruz.

Bu ifadeler Bediüzzaman yetmiş küsür yıl önce (1930’lu yılların Türkiye’sinde) Kastamonu’dan çok çetin şartlar altında yazdığı mektupların birinde geçen bir cümle.

Şeyh Said isyanı bahanesiyle Van’dan Kastamonu’ya sürgün edilmiş Yemen Bey’le (Çaycı Emin) Bediüzzaman Nasrullah Camiin şadırvanında karşılaşırlar. Yemen Beyi ikaz eder takip edildiğini uzak durmasını söyler. Ancak görüşebilmeye bir formül aranır ve bulunur.

Çaycı Emin yatağını Bediüzzman’a kiraya verir. Kira bedelini günlük tahsil edilmesi vesilesiyle günlük görüşme bir şekilde temin edilir. Bu dönemin safahatında çok hatıralar ve hadiselerini bildiğinin farz ediyoruz. Asıl maksadımızı ifade etmek istediğimiz konuya geçmek istiyorum.

Risale-i Nur’un bu asrı ve gelecek asrı tenvir edebilmesini teyit eden o kadar sürpriz gelişmeler oluyor ki, Üstadımızın ferasetine hayretimiz ve hayranlığımız artıyor.

gelecegedonusjpg_h274.jpgMetin Karabaşoğlu’nu nasıl bilirsiniz? İlla cenazede mi sorulmalı? Yaşarken sormak daha iyi değil mi?

Aykırı yazıları ile bilinen arkadaşımızı tanıyor, takip ediyor olduğunuzu düşünerek son çıkan kitabı üzerine değerlendirmelerimi paylaşmak istiyorum.

Bu son çıkan kitabında çok sık aralıklarla kırmızı çizgileri aşmış, sayısı belirsiz çok mayınlar patlatmış. Risale Okumaları serisinin beşinci kitabından bahsedeceğim.

Kırmızı çizgiden bahsedince anlamışsınızdır. İsim vermeden kutsal(!) bilinen sayılan büyükler hakkında bir takım tespit ve değerlendirmelerde bulunmuş. Cemaati değerlendirmeler yapmış kitabın çok yerinde. Mutlaka okuyun.

Kitabın ilk bölümünde, iman-küfür mücadelesinin yeni yüzleri konu başlığı ile yapılan değerlendirme dikkate değer.

Tabiat Risalesinin hedefinde veya muhatap alınan fikri cephenin inkâr argümanları biyoloji bilimi zemindekiler bulunuyor. Yani evrim teorileri ile daha çok dedesini maymun iddia edenleri hedef alıyordu. Bu alanda inkâr-ı uluhiyet fikri çoktan çürümüş savaş başka cephelere kaymış olduğuna dikkat çekiliyor. Bu alandaki tahşidatın zamanı geçtiğini güzel izah ediyor.

Şimdiki iman karşıtı saldırıların alanı psikoloji cephesinden geldiğine işaret ediyor.

“Kişisel Gelişim” adı altında özgüven kazandırma gerekçesi arkasına saklanmış enaniyeti besleyen bir tarzın tehlikesi tezini işliyor.

İşin içine kişisel gelişim girince dikkat kesildim. Genelleme ile menfi değerlendirme olunca ilgi alanımıza girdiğinden dolayı gardımı alıp sert bir tepki vermeye hazırlanıyordum. İlerleyen bölümlerde hissiyatıma veya birçok hissiyatlara tercüman olduğunu düşündüğüm ve aynı ortak paydada buluştuğumuz için tepki tansiyonumun derecesi düştü.

Bilim dalları başlı başına kabul veya ret malzemesi olamaz. Biyoloji biliminden küfrüne dayanak arayıp bulanlar olduğu gibi imana referans bulanlar daha fazla.

Psikoloji alanında ise kişisel gelişim konusu da hem müspet hem menfi amaç için kullanılmaya müsait yönler vardır. Kavramlara yüklenen anlam niyetlere göre değişebiliyor.

Kişisel gelişime Risale-i Nur’un her yerinden referans mevzular vardır. Zira iman gözüyle bakıldığında “Kişisel Gelişim”  kavramına tam karşılık gelen anlam “İnsan-ı kâmil” noktasıdır.

Araçlar amaçlara göre kıymet ifade eder. Moral motivasyon maksatlı ele alınan kişisel gelişim konularına genelleme yaklaşımla muhalif durmayı yerinde bulmadığımı Metin bey’e buradan hürmetlerimle beyan ediyorum. Polemik yapma hakkımız baki kalmak kaydıyla bu kadar yeter.

Şimdi kitabın ilerleyen bölümlerinde uzunlu kısalı makaleler yer alıyor. Konusu Risale-i Nur hizmet prensipleri, cemaate taalluk eden prensip ve kavramlar ele alınmış. Çok harika tespit ve değerlendirmeler var.

Son zamanlarda Risale Akademi’nin ön ayak olmasıyla yerel yönetimler, valiliklerin, üniversitelerin bizzat içinde yer aldığı Risale-i Nur eksenli programlar bir çok risale eksenli grupların bir araya geldiği zamandan önce yapılan yorumlar.

İsim vermeden bütün grupların iç işleyişinde otoriter yapıların ve bazı mümeyyiz aktörlerin sebep olduğu arızaları risale ölçüleri ile yorumlamış. “kol kırılır yen içinde kalır” sözü ile nice kırık kollar var ki yen içinde kalmamış olduğuna çok örnekler olduğunu göstermiş.

Üstad Bediüzzaman’ı yakın takip eden casusların olduğu gibi her zaman olabileceğine işaret ederken bilseniz dahi perdeyi yırtmayın ikazına rağmen çok rahat açıktan gelişigüzel “casus” yaftası yapıştırılan ve kaybedilen insanlarımızdan bahsediyor.

“Müslümanların kimden olursa olsun istifadesine taraftar olmak” ölçüsünü “bizim cemaatten istifade etmek” şartına bağlanması pratiklerine parmak basmış.

Bakış açısı olarak farklı zeminlerde aynı tespiti espriye karıştırarak sivrice dillendirdiğim “kolektif enaniyeti” söylemini Karabaşoğlu “cemaat enaniyeti” olarak ele almış. Birbirimizden habersiz aynı noktayı tespitte buluşmuşuz. Farkında olmadan her zaman ayrı düşecek değiliz ya buluştuğumuz yerler de oluyor yani. Evet maalesef cemaat enaniyeti günümüzün güncel arızalarından bir husus. Kimisi kendi mensubu olduğu cemaatin hacminden dolayı kimisi keyfiyet adresi kendini görmesinden gelen enaniyet marazına müptela olmuş. Bireysel kibir ve gurur kadar kolektif kibir ve gurur ihlas sırrıyla telif edilemez vesselam.

İhlas Lem’alarında, hizmet rehberinde veya risale-i nur’un bir çok yerinde geçen prensiplerin pratikte söylemlerle elemlerin tutarsızlıklarının –maalesef- hoş olmayan örneklerine dikkat çekmiş.

Söylem eylem tutarlılığına  ve cemaatlerin de öz eleştiri yapmasına şiddetle ihtiyaç var. Zamanı doğru okumak taassup ve takıntılardan sıyrılıp “Dini cemaatler maksatta ittihad etmelidirler, meslek ve meşrepte ittihad mümkün olmadığı gibi caiz de değildir.” Sözünü dikkate alarak diğer cemaatleri inkar etmek değil kabullenmenin asgari şartıdır.

Zındıka ve ifsat komitesinin günümüz versiyonu olan “Ergenekon” un deşifresiyle cemaatler arası rekabet ve çatışmalar gündemden düşmüştür.

Ortak faaliyetler, her ne kadar Metin Karabaşoğlu proje kelimesine karşı olsa da cemaatler büyük çaplı ortak projelerde işbirliklerini geliştirebilirler.

Makul ve meşru her vasıta risale-i nurların ve mesajlarının mümkün en geniş âleme ilânatı sağlanabilir.

Son söz olarak “Risale okumaları – 5 Geleceğe Dönüş” kitabı ile Metin bey çok ezberleri bozmuş. İçinde bulunduğumuz konjonktürde çok önemli tespitler ortaya koymuş. Çok istifade edilebilecek belgeler kompozisyonu. İlginize bilginize.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.