Risale-i Nur’un Her Daim Yenilenen Sesi

“Eski Harb-i Umumîden evvel bir vakıa-i sâdıkada görüyorum ki; Ararat Dağı denilen meşhur Ağrı Dağının altındayım. Birden o dağ müthiş infilâk etti; dağlar gibi parçaları dünyanın her tarafına dağıttı. O dehşet içinde baktım ki, merhum validem yanımdadır.

Dedim: “Ana, korkma. Cenâb-ı Hakkın emridir. O hem Rahîmdir, hem Hakîmdir. ”

Birden, o halette iken baktım ki, mühim bir zat bana âmirane diyor ki: “İ’cazı Kur’an’ı beyan et. ”

Uyandım. Anladım ki, bir büyük infilak olacak. O infilak ve inkılâptan sonra Kur’an etrafındaki surlar kırılacak. Doğrudan doğruya Kur’an kendi kendini müdafaa edecek. Kur’an’a hücum edilecek. İ’cazı onun çelik bir zırhı olacak. Ve şu i’cazın bir nevini şu zamanda izharına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak ve namzet olduğumu anladım. ”

Bu sözlerin yazarı Bediüzzaman 1927 yılında Barla’ya gelir. “İ’cazı Kur’an’ı beyan et. ” şeklindeki nebevi emir doğrultusunda imanın gözüyle, Kur’ân’ın talimiyle ve nuruyla, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın dersiyle ve ism-i Hakîmin göstermesiyle Risale-i Nur adı altında Kur’an’ın i’cazı beyan eder.

“Saklanan, gizlenen, sırlanan” anlamlarına gelen Barla’da “sırran tenevverat” sırrınca gizliden gizliye, alâyişten, nümayişten uzak şekilde Risaleleri neşreder. Nurun ve güneşin şerha şerha kainata yansıması misali iman hakikatlerini gönüllere, kalblere, ruhlara, akıllara nakşeder.

Kur’an’ın usulünü, üslubunu ve esasını takip eden bir izlekte Nurları telif eder. Hakikatleri Kur’an’daki i’cazlı dile yakışır şekilde dillendirir.

Kendi “malumatından” bağımsız, vehbi tarzda, sünuhat, zuhurat, tuluat kabilinden hakikati gün yüzüne çıkarır. Kur’an’ın bu yüzyıldaki kalemi ve kelamı olur. Onun en son “dersi”, en son “sözü” olur. Bu durum bir kısım okuyucuda “Kur’an yeni nazil oluyormuşçasına” bir heyecan meydana getirir.

Sesi ezelden gelmekte, ebede doğru gitmektedir. Okuyucusunda bütün istidatlarını, latifelerini, hislerini tatmin eden bir atmosfer yaşatır. “Görmeğim şeyi yazmadım” diyen Bediüzzaman talebelerini Peygamberlerle, sahabelerle, evliyalarla, asfiyalarla buluştur, konuşturur.

Dilde, düşüncede, kültürde ve medeniyette, en çok da dinde bir inkılâp gerçekleştirir. İnsanlığın 1000 yıldır birikmiş sorunlarına çareler üretir. İman hakikatlerini çağın değişen iktisadi, siyasi, sosyolojik, psikolojik, kültürel, edebi ve sanatsal şartlarını dikkate alarak yepyeni kalıplarla sunar.

Din algısını dar bir patikaya mahkûm etmez. “Cadde-i kübra-i Kur’an’iyye” yolunu gösterir. İslami bir dilden ziyade imanî ve insanî dili hatırlatan üslup ile okuyucusuna seslenir. Kırmadan, dökmeden, küstürmeden, yormadan, herkesi en insani yanları ile kucaklayan bir yolu tercih eder.

Akıllara, nefislere, ruhlara, kalplere, bütün latifelere uygun bir dil ile insanlığa seslenir. Hemen herkesin kendisinden bir şeyler bulacağı, onunla kendine yepyeni cennetmisal bir dünya kuracağı, sahabemisal hayat yaşayacağı, bütün akılların muallimi ve muarrifi, bütün kalblerin muhibbi ve musaffisi, bütün nefislerin müzekkisi ve müdebbiri, bütün ruhların sultanı ve maden-i terakkisi olacağı bir üslup ile insanlığı hakikate çağırır.

Akla hitap eden ilmî, kalbe hitap eden ulvî, ruha hitap eden imanî, vicdana hitap eden insanî, nefsin teskiyesine ve terbiyesine bakan müzekkî beyanı ile kısa zamanda okuyanları kendisine bağlar. Böylece bütün toplum kesimleri tarafından kabul görür. 70 yılda 70 ülkeye ulaşır. Binlerce insanın imanının kurtulmasına vesile olur.

Bediüzzaman’ın vefatından sonra Risale-i Nur’lar birçok dünya diline çevrildi. Risale-i Nur ve Bediüzzaman’la ilgili yüzlerce eser neşredildi. Gazeteler ve dergiler yayımlandı. Filmler ve belgeseller hazırlandı. Binlerce konferans, panel ve söyleşi düzenlendi. Yazılı ve görsel yayınlarla Risale-i Nur dünyanın gündemine taşındı. Dünyanın dört bir tarafında binlerce Nur Dersanesi açıldı. Ayrıca dernekler, vakıflar, atölyeler, enstitüler ve akademiler kuruldu. Bununla beraber Risalelerdeki birçok sır hala çözülemedi. Bediüzzaman her daim yenilenen sesiyle bizleri bu sırları çözmeye davet ediyor. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum