Risale-i Nur'daki sır Bediüzzaman'ın o cübbesindeydi

Risale-i Nur'daki sır Bediüzzaman'ın o cübbesindeydi

Selvi, Bediüzzaman Said Nursi'nin cübbesinden neden etkilendiğini yazdı

Risale Haber-Haber Merkezi

Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi, Bediüzzaman Said Nursi'nin cübbesinden çok etkilendiğini söyledi.

Selvi, yazısının başlangıcında Bediüzzaman Hazretlerinin vefat ederken hakimin tespit ettiği eşyaların listesini verdi: 

"Urfa: 23 Mart 1960
Hakim: Özdemir Türker
Katip: İbrahim Dedeşah
Tereke hakimliğinin müteveffa Said Nursi'nin odasında tespit ettiği eşyaların listesi
Cızlavet marka bir çift lastik
Bir sepet içinde
Dört adet sefer tası içi
Bir adet çinko tencere küçük
Bir tane küçük çaydanlık
Bir ayaklı bardak,
İki tane ayaksız bardak
Bir adet eski çarşaf
Bir eski Frenk gömleği
Bir tane eski iç gömlek
Sarık üzerine sarılacak bez
Üç tane mendil, bir havlu
Bir de pamuklu hırka, bir eski gömlek
Bir eski çarşaf ve mendil, bir eski bohça
Bir adet havlu
Bir adet kırık gözlük
Bir adet dua kitabı
Eski yazı takvim
İki adet kalem

"Urfa'da, bir otel odasında hayata gözlerini yuman Bediüzzaman Said Nursi'den geriye dünya malı namına bunlar kalmıştı. Hakim, terekesini belirleyip tespitlerini tamamlayınca, 'Başkaca tespit edilecek eşyası kalmadı' deyip zaptı mühürlemişti.

Said Nursi'nin belki dünyanın en fakir insanlardan biri olduğunu ifade eden Selvi, "Gözümde ne cennet sevdası ne cehennem korkusu var' diyecek kadar kendini iman ve Kur'an hizmetine adamıştı. Geriye dünya malı namına belki bir tarafı yamalı bir cüppe bıraktı ama o maneviyat adına milyonları bulan talebeleri ve çağımızın en güçlü Kur'an tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatı'nı bırakmıştı" dedi. 

Isparta'daki, 'Bediüzzaman Evi'ni gezerken eski bir cübbe gördüğünü hatırlatan Selvi, yazısını şöyle sürdürdü:

"Beni çok etkilemişti o cüppe.
İşte demiştim, Risale-i Nurların tüm dünyaya yayılmasının sırrı bu cüppede. Dostoyevski'nin, 'Hepimiz Gogol'un paltosundan çıktık' demesi gibiydi. Tüm hizmetler o cüppedeki dünya malına beş kuruş kıymet vermeyen sadelikten ve hiçbir kimsenin karşısında eğilmeyen imanlı başının altından çıkmıştı.

"Anadolu erenleri vardır bizim gönül dünyamızı aydınlatan. Sırtlarında eski bir hırka, ayaklarında eski bir pabuç olmasına rağmen koştururlar, bir yere İmam Hatip Lisesi yaptırmak, Kur'an kursu açtırmak, Risale-i Nur dershaneleri inşa etmek için.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum