Risale-i Nur'da Alevilik, Ehl-i Beyt ve Şia Çalıştayı

Geçtiğimiz cumartesi Risale Akademi Merkezinde Ülkemizin iç ve dış muzır güçler tarafından sürekli suiistimal edilen konusu üzerine bir çalıştay yapıldı.

Bugüne kadar ele alınmayışı yani geç kalınmış olması ayrı bir konu. Ama geç de olsa gündeme getirilmesi çok önemli. Fırsatçıların zaman zaman bu yarayı kaşıyarak birtakım kirli emellerini gerçekleştirmek için çaba sarf ettikleri herkesçe malumdur.

Bediüzzaman Said Nursi yüz yıl öncesinden Türkiye’nin ve İslam âleminin bu tür hassas konuları üzerine fikirlerini beyan etmiş ve çareler sunmuştur.  Meseleyi tarihi gelişimi açısından da değerlendirerek son derece anlaşılır bir şekilde ortaya koyan Bediüzzaman, sonuç itibariyle bütün bu sıkıntıların temelinde ilmî istibdadın olduğuna ve vahim neticelerine işaret etmektedir.

Bu konuda günümüzde akademisyenler ne düşünüyor? 

Çalıştayda konuşan Araştırma Görevlisi Emrah Özdemir, kırsal kesimdeki Aleviliğin temelinin dine dayandığını, dedelerin dergâhında toplanılarak feyiz alındığını, ancak bunun sonradan yasaklar sebebiyle bu irfanî geleneğin içinin boşaltıldığını, Aleviliğin yine de modernizme karşı direnmekte olduğunu belirtmiştir. Sünnilerle Aleviler arasında yanlış algıların yoğun olduğunu, bunların aydınlatılmak ve iletişim kanallarının açılmak suretiyle bir an önce izale edilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Doç. Dr. Ahmet Yıldız da iletişim kanallarının açılarak, Sünnilik, Ehl-i Beyt ve Alevilik algılarının yeniden inşa edilmesi, geleneksel Alevilikle İslam arasında ilişki kurulmasının temin edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Şia, Alevilik, Ehl-i Beyt ve Sünnilik arasındaki en iyi ve sağlam köprüyü Risale-i Nur’un kurabileceğini vurgulamıştır.

Arafat Deniz İranlıların Araplara karşı olan muhabbetsizliğinden ve Pers gurundan bahsederek öncelikle kendimizi keşfetmemiz, özellikle de Şia ve Sünni kavramlarının yeniden yapılandırmamız gerektiğini belirtmiştir.

Peyman Ünügür de sunumunda meslek ve meşrep taassubundan, ilmî istibdattan ve bunların olumsuz sonuçlarından bahsetmiştir. Hadis ravilerinde aranan özellikler arasında Şianın ehl-i bida arasında zikredilmesinin onları farklı mecralara ittiğini belirtmiştir. Sünni mezhep imamlarının bile birbirlerini tarafgirlik saikiyle küfre varan suçlamalarda bulunduklarını ifade etmiş ve bu tür sıkıntıların insaf dairesinde, müsbet hareketle ve ortak noktaların nazaralara verilerek, ortak bir dil ile aşılmasının mümkün olacağını Risale-i Nur’dan verdiği konu ile alakalı pasajlarla anlatmıştır.

Sunumların sonunda konuya ne kadar da uzak olduğumuzu, neredeyse hiçbir şey bilmediğimizi, aksine olarak da birçok yanlış algılarla yüklenmiş olduğumuzu öğrenmiş olduk. 

Ülkemizi bölmek ve parçalamak sonra da kene gibi kanımızı emmek için dış bağlantılı fesat şebekeleri bizleri birbirimizden uzaklaştırmıştır. Aleyhte birçok yanlış bilgileri de ortaya salarak dedikodu zehiri ile mahvetmişlerdir. “Müminler kardeştir.” Düsturuna rağmen bizi birbirimize nasıl da düşman etmişler. Her şey ortada. Hal-i pürmelalimiz işte bu. 

Ehl-i Sünnetin ve Alevilerin, Hz. Ali’ye ve Ehl-i Beyte olan muhabbetlerinin içinin doldurulması lazım. Bu konuda başta akademisyenler olmak üzere herkese çok iş düşüyor. Birbirimizi yeniden tanımamız ve keşfetmemiz gerekiyor.
Sözlerimizi Bediüzzaman’ın çağrısı ile bitirelim.

Ey ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve Cemaat! Ve ey Âl-i Beytin muhabbetini meslek ittihaz eden Alevîler! Çabuk bu mânâsız ve hakikatsiz, haksız, zararlı olan nizâı (sürtüşmeyi) aranızdan kaldırınız. Yoksa, şimdiki kuvvetli bir surette hükmeyleyen zındıka cereyanı, birinizi diğeri aleyhinde âlet edip, ezmesinde istimal edecek (kullanacak). Bunu mağlûp ettikten sonra, o âleti de kıracak. Siz ehl-i tevhid olduğunuzdan, uhuvveti ve ittihadı emreden yüzer esaslı rabıta-i kudsiye mâbeyninizde (aranızda kudsi bağlar) varken, iftirakı iktiza eden (ayrılığı gerektiren) cüz’î meseleleri bırakmak elzemdir.” (Lem’alar, s. 32/663) 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.