Risale-i Nur’da Ahmed Hüsrev Efendi

Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur külliyatında pek çok ağabeyimizi ve iman davasına hizmetleri sebkat eden sebatkâr, sadık Risale-i Nur erkanlarını üstün özelikleriyle tavsif etmiştir. 
 
Yüzbaşı Hulusi Yahyagil, Tahiri Mutlu, Zübeyir Gündüzalp, Sıddık Süleyman, Büyük Ruhlu Küçük Ali, Binbaşı Asım Bey, Kastamonulu Mehmed Feyzi ve daha yüzlerce erkanın iman-Kur’an hizmetindeki gayretleri Risale-i Nur’un pek çok bölümünde zikredilir. 
 
Ahmed Hüsrev Efendi de Risale-i Nur’da yaklaşık 477 defa ismi geçen ve bu eserlerin pek çok bölümünde ihlaslı hizmetleri detaylıca anlatılan kahraman Nur erkanlarından birisi/birincisidir. 
 
Bizlere düşen Ahmed Hüsrev Efendi gibi hizmet kahramanlarının yaşam hikayelerinden dersler çıkarmak ve hayatlarındaki fiili uygulamalarla işaret ettikleri nurlu yolda son nefesimize dek seyeran etmektir. 
 
Görüyoruz ki, Risale-i Nur eserlerinin hakkaniyetli tespitlerinin önemi, bugün geniş toplum kesimlerince her zamankinden daha iyi anlaşılmıştır.
 
Sözü fazla uzatmadan, Risale-i Nur eserlerinin hakikatli sayfaları arasında Ahmed Hüsrev Efendiyi tanıtan yüzlerce satırdan birkaçını sizlerle paylaşacağız.
 
O halde gelin hakikat-i hali başkasından değil, Kur’ân’ın hakikatli tefsiri olan Risale-i Nurlardan öğrenelim.
 
LEVH-İ MAHFUZ’DAKİ KUR’AN GİBİ YAZMASI
 
Asr-ı saadetten beri böyle hârika bir surette mu'cizeli olarak yazılmasına hiç kimse kadir olmadığı halde Risale-i Nur'un kahraman bir kâtibi olan Hüsrev'e "Yaz" emir buyurulmasıyla, Levh-i Mahfuz'daki yazılan Kur'an gibi yazılması… (Şualar - 276)
 
HÜSREV HAKİKİ VAZİFESİNİ YAPIYOR
 
Bazı esbaba binaen, ben en ziyade Hüsrev'i ve Hâfız Ali, Tahirî'yi (R.H.) sıkıntıda tahmin ettiğim halde, en ziyade temkin ve teslim ve rahat-ı kalb, onlarda ve beraberlerinde bulunanlarda görüyordum. "Acaba neden?" der idim. Şimdi anladım ki; onlar hakikî vazifelerini yapıyorlar, malayani şeylerle iştigal etmediklerinden ve kaza ve kaderin vazifelerine karışmadıklarından ve enaniyetten gelen hodfüruşluk ve tenkid ve telaş etmediklerinden, temkinleriyle ve metanet ve itminan-ı kalbleriyle Risale-i Nur şakirdlerinin yüzlerini ak ettiler, zındıkaya karşı Risale-i Nur'un manevî kuvvetini gösterdiler. (Şualar - 318)
  
HÜSREV’İN KUR’AN HARFLERİNE HİZMETİ
 
Şimdiye kadar Kur'an harfleri ve hattı, Türk milletinin hatt-ı kadîmi olduğu halde; latin harflerini, Türk harfleri deyip Kur'an harfleriyle Asâ-yı Musa'yı yazan Hüsrev'i mes'ul etmek birkaç vecihte yanlış olduğunu ehl-i insaf anlar. (Şualar - 415)
 
HÜSREV’İN HAŞİYESİ TAM BİR CEVAPTIR
 
[Tekbirat-ül Hüccac mektubumda hakikat ve izahıma karşı tenkidlerine, Hüsrev'in âhirdeki haşiyesi tam cevabdır.] (Şualar - 441)
  
HÜSREV GİBİ NUR KAHRAMANI 
 
Şimdi Hüsrev gibi Nur kahramanı size ihsan edildi. İnşâallah bu medrese-i Yusufiye dahi, Medreset-üz Zehra'nın bir mübarek dershanesi olacak. Ben şimdiye kadar Hüsrev'i ehl-i dünyaya göstermiyordum, gizlerdim. Fakat neşredilen mecmualar, onu ehl-i siyasete tamamıyla gösterdi, gizli birşey kalmadı. Onun için ben onun iki-üç hizmetini has kardeşlerime izhar ettim. (Şualar - 486)
  
HÜSREV RIZA-YI NEBEVİYE MAZHAR OLMUŞTUR 
 
Bana hizmet eden Ali geldi, dedi: "Ben rü'yada gördüm ki, sen Hüsrev'le beraber Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın elini öptün." Birden bir mektub aldım ki, Hüsrev'in hattıyla yazılan Asâ-yı Musa mecmuasını kabr-i Muhammedî Aleyhissalâtü Vesselâm üzerinde hacılar görmüşler. Demek benim bedelime Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın manevî elini, Hüsrev kaleminin vasıtasıyla öpmüş ve rıza-yı Nebeviyeye mazhar olmuş. (Şualar - 488)
  
HÜSREV NUR’UN ŞAHS-I MANEVİSİNİN BİR MÜMESSİLİDİR
 
Evet bizim en kuvvetli nokta-i istinadımız olan hakikî tesanüd ve birbirinin kusuruna bakmamak ve Hüsrev gibi Nur kahramanından -benim yerimde ve Nur'un şahs-ı manevîsinin çok ehemmiyetli bir mümessili olmasından- hiç bir cihetle gücenmemek elzemdir. (Şualar - 499)
 
GİZLİ DÜŞMANLARIN PLANLARI
 
Gizli düşmanlarımız iki plânı takib edip.. biri beni ihanetlerle çürütmek; ikincisi, mabeynimize bir soğukluk vermektir. Başta Hüsrev aleyhinde bir tenkid ve itiraz ve gücenmek ile bizi birbirimizden ayırmaktır. Ben size ilân ederim ki; Hüsrev'in bin kusuru olsa ben onun aleyhinde bulunmaktan korkarım. Çünki şimdi onun aleyhinde bulunmak, doğrudan doğruya Risale-i Nur aleyhinde ve benim aleyhimde ve bizi perişan edenlerin lehinde bir azîm hıyanettir. (Şualar - 517)
 
HÜSREV MÜNASİB GÖRMEDİĞİ KISMI TA’DİL, TEBDİL, ISLAH EDEBİLİR
 
(Haşiye): Bundan sonraki kısmı, bütün ömrümde görmediğim dehşetli ve semli bir hastalık içinde yazılmış. Kusuratıma nazar-ı müsamaha ile bakılsın. Hüsrev, münasib görmediği kısmı ta'dil, tebdil, ıslah edebilir. (Şualar - 641)
  
HÜSREV’İN TERCÜME VAZİFESİ
 
(*): Pek şiddetli hastalığım müsaade etmiyor. Hüsrev'in tercüme vazifesine yalnız bir me'haz ve yardımdır. (Şualar - 646)
 
HÜSREV’İN KALEMİ RUHANİ VE MELEKLERİ SEVİNDİRİYOR
 
Mâşâallah, bârekâllah Keramat-ı Aleviye'nin Risalet-in Nur'a imzasını bu zamanda tam tasdik ettiren keramat-ı kalem-i Alevî (Ali) ve Kur'an'a çok kıymetdar hizmeti ve Mu'cizat-ı Ahmediye'nin (A.S.M.) hârika bir kerametini gözlere gösteren ve Kur'anın altun bir anahtarı olan kalem-i Hüsrevî; değil yalnız bizleri, belki ruhanîleri ve melekleri de sevindiriyorlar. (Kastamonu Lahikası - 6)
  
HÜSREV’İN UMUM KARDEŞLER NAMINA BAYRAM TEBRİĞİ
 
Hüsrev kardeş! Senin, umum kardeşlerin namına bayram tebriki hesabına başta Kur'anın baştaki çok şirin ve güzel cüz'leri olarak Mektubat'ın kısm-ı a'zamını hediye etmekliğiniz, bin tebrik hükmünde oldu. Bin bârekâllah. (Kastamonu Lahikası - 20)
  
HÜSREV’İN RİSALE-İ NUR’A ÇOK EHEMMİYETLİ HİZMETLERİ 
 
Hüsrev'in çok şirin ve fevkalâde yazdığı Hastalar Lem'ası ile Esma-i Sitte Lem'ası, benim nazarımda elmasla yaldızlı yazılan ve onlar kadar uzun iki mektub-u sadakatmedar hükmünde bana göründü; Risale-i Nur'a çok ehemmiyetli hizmetlerini göz yaşıyla hatırlattı ve Firdevsî hediyenizdeki risalelerin harfleri adedince, Cenab-ı Erhamürrâhimîn sizlere rahmet, bereket, saadet ihsan eylesin. Âmîn. (Kastamonu Lahikası - 33)
 
HÜSREV EBEDİ BİR GÜL FABRİKASINA KÂTİB TAYİN EDİLDİ
 
Hüsrev kardeş! Kasem ederim benim elimden gelseydi, yalnız bu defa altun yaldızla yazdığın Mu'cizat-ı Ahmediyeye mukabil  sahifesine, yalnız maddî bir ücret olarak birer altun hediye edecektim. Hakikaten ebedî bir gül fabrikasına kâtib tayin edildiğinize kanaatım kat'iyyet kesbetti. Rabb-ı Rahîm'e hadsiz hamd ü sena olsun. (Kastamonu Lahikası - 37)
  
HÜSREV’İN KERAMETLİ, DİKKATLİ, İSABETLİ, KESKİN NAZARI
 
O, Risalet-ün Nur hakkında kerametli ve dikkatli ve isabetli ve keskin Hüsrev'in nazarı doğrudur. Bâki bir eserde muvakkat ve cüz'î ve hususî kelimeler tayy edilse daha iyidir. (Kastamonu Lahikası - 57)
 
ÜSTAD HÜSREV TARZINDA YAZDIRIRDI
 
Evet Üstadım bana Mu'cizat-ı Ahmediye'yi, kardeşim Hüsrev tarzında yazdırıyordu. (Kastamonu Lahikası - 62)
 
HÜSREV’İN KALEMİ KUR’ÂN’IN ANAHTARIDIR
 
Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın ve Risale-i Nur'un hazinelerinin kerametli ve yaldızlı bir anahtarı olan kalem-i Hüsrevî, elhak Mu'cizat-ı Ahmediye'nin (A.S.M.) gizli güzelliğini her göze gayet parlak ve güzel gösteriyor. Cenab-ı Hak bu kalemi, bu hizmette muvaffak ve daim eylesin, âmîn.(Kastamonu Lahikası - 84)
 
HÜSREV’İN FİKRİ VE KALBİ DE HARİKADIR
  
Hüsrev'in kalemi gibi; fikri, kalbi de o nisbette hârika diyebiliriz. Risale-i Nur'a karşı irtibatı ve iştiyakı ve kanaatı gittikçe terakki ve inkişaf ediyor. Hiçbir hâdise onu sarsmıyor, fütur vermiyor. Hem onun bir hârikası odur ki: Risale-i Nur'a beş sene yabanî kaldığı halde birden intisab edip, bir ay zarfında on dört risaleyi Risale-i Nur'dan yazmış.
 
Hem Kur'anın gözle görülen bir nevi lem'a-i i'caziyeyi, beş-altı mushafta işaretler yaptım, hatt-ı arabî-i Kur'anîleri mükemmel olan kardeşlerime taksim ettim. Bunların içinde hatt-ı arabî-i Kur'an'da Hüsrev onlara yetişemediği halde, birden umum o kâtiblere ve hatt-ı arabî muallime tefevvuk eyledi. Ve hatt-ı arabîde, en mümtaz kardeşlerimizden on derece geçti. Umumen onlar tasdik edip: "Evet bizden geçti, biz ona yetişemiyoruz" dediler. Demek Hüsrev'in kalemi, Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın ve Risale-i Nur'un mu'cizevari kerametleri ve hârikalarıdır.
Kardeşiniz Said Nursî  (Kastamonu Lahikası – 109)
 
HÜSREV’LE BERABER ÇALIŞMAK LAZIMDIR
 
Hüsrev'le beraber bu büyük ve ağır ve kıymetdar hizmet-i Kur'aniyeye kemal-i tesanüdle çalışmak lâzımdır. (Kastamonu Lahikası - 236)
 
HÜSREV’İN İDARECİLİK VE DİRAYETİ
 
Hüsrev'in hakikaten tedbirce bana ihtiyaç bırakmayacak bir derecede tedbir ve dirayeti…
(Kastamonu Lahikası - 242)
  
HÜSREV’DEN ALIR YAZARSINIZ 
 
Talebeliğin hassası şudur ki, yazılan Sözler'e kendi malı gibi sahib olmalıdır. Kendisi te'lif etmiş ve yazmış nazarıyla bakıp neşrine ve ehil olanlara iblağına çalışmaktır. Mâşâallah hattın güzeldir. Vakit bulursan bir kısmını yazın. Bir kısmını Hüsrev gibi ciddî talebeler yazar, onlardan bilâhere alır yazarsınız ve onlarla teşrik-i mesaî edersiniz. (Barla Lahikası-328)
 
ELİMDEN GELSE HAYATIMDAN HÜSREV’E VERİRDİM
 
Risale-i Nur'un kahramanı Hüsrev, benim bedelime ölmek ve benim yerimde hasta olmak samimî ve ciddî istiyor. Ben de derim: Te'lif zamanı değil, şimdi neşir zamanıdır. Senin yazın, benim yazımdan ne derece ziyade ve neşre faideli ise, hayatın dahi hizmet-i Nuriyede benim bu azablı hayatımdan o derece faidelidir. Eğer benim elimden gelseydi, hayatımdan ve sıhhatimden size memnuniyetle verirdim.(Emirdağ - 1 - 139)
 
HÜSREV’İ TASHİHDE, TEVZİDE, TEDBİRDE, MUHABEREDE, NURLARIN NEŞİR VE YETİŞTİRMESİNDE TEBRİK EDERİZ
 
Hüsrev'i tashihte ve tevzi'de ve tedbirde ve muhaberede ve Nurların neşir ve yetiştirmesinde tebrik ve muvaffakıyetine dua ederiz. Bu ehemmiyetli vazifelerle beraber; yine o şirin ve parlak kaleminin yazılarını çok nüshalarda görüyoruz; hem müstakil nüshaları da yazıyor, mektubundan anlıyorum.(Emirdağ - 1 - 170)
 
HÜSREV VE ERKANLARI TENKİD ETMEYİN VE İHLASLA ONLARA KARDEŞ OLUN
 
Medreset-üz Zehra erkânlarının, hususan Hüsrev'in bu vatan ve millet ve âlem-i İslâm'a hizmet-i imaniyeleri ve tahribçi dinsizlerin desiselerine sed çekmeleri o kadar büyük bir hasenedir ki, farz-ı muhal binler seyyie olsa afvettirir. Öyle ise, başta Hüsrev olarak o erkânların hiçbir hareketini tenkid etmemek ve kemal-i ihlas ve samimiyet ile onlara tesanüd ve tam kardeş olmak lâzımdır. (Emirdağ - 2 – 46)
 
HÜSREV’İN RE’YİNE HAVALE EDİYORUZ 
 
Nur kahramanı Hüsrev'in ve Medreset-üz Zehra erkânlarının re'yine havale ediyoruz. (Emirdağ - 2 - 47)
  
VASİYETNÂMEMDİR
 
Aziz, sıddık kardeşlerim ve vârislerim!
Ecel gizli olmasından, vasiyetname yazmak sünnettir. Benim metrukâtım ve Risale-i Nur'dan olan benim hususî kitablarım ve güzel cildlenmiş mecmualarım vesair şeylerimin bütününü, Gül ve Nur fabrikalarının heyetine, başta Hüsrev ve Tahirî olarak o heyetten oniki kahraman kardeşlerime vasiyet ediyorum. Onlara bırakıyorum ki; emr-i hak olan ecelim geldiği zaman, benim arkamda o metrukâtım, benim bedelime o sadık ve mübarek ellerde hizmet-i Nuriye ve imaniyede çalışsın ve istimal edilsin.(Emirdağ - 1 - 136)
  
Rabbim bizlere, Ahmed Hüsrev Efendi gibi Risale-i Nur’un saff-ı evvel erkanları yolunda, azami sadakat, azami sebat ve azami ihlasla ilerlemeyi nasip etsin! (OD)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
6 Yorum