Risale-i Nur ne diye okunur?

Mart ayı Bediüzzaman ayı neredeyse, belki ileride böyle resmen ilanat yapılır da ve o muvacehede programlar yapılır; kim bilir?

Aralık ayı gelince Mevlana akla geldiği gibi Mart ayı gelince de Bediüzzaman hatırlanır oldu. Şimdiki hatırlamanın ve anmanın çok ötesine gideceğe benziyor; düne göre bugünkü anma ve hatırlamalar. Bunun olumlu tarafları olduğu gibi olumsuz tarafları da var kuşkusuz; resmi bir anma, zamanla ritüele dönüşür, kültürel bir öğede hapsolur; o muazzam insan ve onun muhteşem eser külliyatı…

Oysa telif ettiği eser Risaleler haftaya, aya, yıla hapsolmayacak kadar geniş bir zamana kuşatan hakikat külliyatı, yaşayan bir tefsir, diri bir hikmet çağlayanı…

Zaman geçtikçe eskimiyor yenileniyor, gençleşiyor. Gönülleri coşturuyor, akılları cezp ediyor, nefisleri teshir ediyor, ruhları inbisat ettiriyor. Bütün bu özellikler kendinden değil, Kur’an’dan yansıma.

O takipçilerini kendinde bırakmıyor Kur’an’a talebe yapıyor; onu okuyanlar bu niyet ve gayretle okuduklarında böylesi bir zenginlik ve derinliğe daha çabuk ulaşıyor.

Risale-i Nur, Said Nursi’yi anlamak için değil Kur’an ve sünneti anlamak için okunur olduğunu onun talebeleri okuyuşları ve yaşayışlarıyla göstermişler, gösteriyorlar… Bunun ötesinde bir şey değil Risale-i Nur, Mevlana’nın Mesnevisi de öyle.

Şekilde, surette, araçta gereğinden fazla durmak zamanla yanlış ve yanlı anlayış ve anlamalara sebebiyet verdiği bilinen bir gerçeklik. Bu gerçeklik değişecek bir gerçeklik değil, hükmü devam eden ve devam edecek bir gerçeklik.

Sevgide, övgüde ifrata varan davranışlar zamanla tefrit düşüşlerine sebebiyet verebilir. Ölçü, mizan, denge olmadan hakikat mihverine girmek ve o mihverde sema etmek mümkün mü?

Grupların farklı Bediüzzaman algıları, değişik Said Nursi düşünceleri, aynı olmayan “Üstat” bakışları bir veçheden bakınca normal ve zamanın gereği fakat bunda diretiyor olmaları ve nizaa girmeleri tehlikeli ve ürkütücü.

Altı bin sayfalık eser külliyatı yorum getirmeyecek kadar açık ve net ve bir başka pencereden onunla ilgi yorum ve teviller saygı gösterilecek kadar değerli. Tevilde fazla oyalanmanın olumsuz yönü hakikati doğrudan yönelmeyi engeller.

Hem biz Risaleyi ne diye okuyoruz?

Aynalar koridorunda gereğinden fazla oyalanmak güneşe olan muhatabiyeti engeller. Hele bir aynayı bu güneştir diyen ve ısrar eden nasıl bir daralma ve daraltma yaptığının farkında değildir.

Evet, vefatının 56. Yılında Bediüzzaman Said Nursi’yi rahmetle anıyoruz derken soruyoruz acaba o vefat etti mi?

Risale-i Nur canlı bir Kur’an tefsiri olduğu gibi, onun talebeleri de yaşayan bir Kur’an talebesi.

Hayat devam ediyor ve âlem boşluk kabul etmez; sıkıntılı bir süreçten geçiyor olsak da bu sancak kıyamete kadar dalgalanacak inşaallah.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum